Hakaret - yaralama - Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2017/2463 Esas 2019/4725 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
18. Ceza Dairesi
Esas No: 2017/2463
Karar No: 2019/4725
Karar Tarihi: 11.03.2019

Hakaret - yaralama - Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2017/2463 Esas 2019/4725 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Sanık, hastane acil servisinde görevli doktorlara yönelik hakaret ettiği için mahkum edilmiştir. Mahkeme, sanığın eylemlerinin ayrı ayrı suçlar değil, tek bir suçun parçaları olduğunu ve TCK’nın 43. maddesi gereği bir cezaya hükmedilmesi gerektiğini belirtmiştir. Ancak mahkeme, sanığın bir doktoru makasla yaralaması nedeniyle yaralama suçundan ayrıca hüküm kurmuştur. Bu nedenle kararın bozulması gerekmektedir. Kanun maddeleri ise şöyledir: TCK’nın 43. maddesi (Bir suçun birden fazla kişiye karşı tek bir fiille işlenmesi), TCK’nın 53/1-B maddesi (İstisnai hallerde ceza indirimi) ve CMUK 326/son maddesi (Bozma sonrası işlemler).
18. Ceza Dairesi         2017/2463 E.  ,  2019/4725 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇLAR : Hakaret, yaralama
    HÜKÜMLER : Mahkumiyet

    KARAR

    Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
    Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
    Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
    Ancak;
    1) Dairemizce de benimsenen Ceza Genel Kurulu"nun 2013/13-293 esas, 2013/297 karar sayılı ve 11/06/2013 tarihli kararında da kabul edildiği üzere TCK"nın 43. maddesinin ikinci fıkrası; "Aynı suçun birden fazla kişiye karşı tek bir fiille işlenmesi durumunda da, birinci fıkra hükmü uygulanır" hükmünü içermekte olup, zincirleme suçtan farklı bir müessese olan ve aynı neviden fikri içtima olarak kabul edilen bu durumda, fiil yani hareket tektir ve bu fiille aynı suç birden fazla kişiye karşı işlenmektedir. Burada, hareket tek olduğu için, fail hakkında bir cezaya hükmolunacağı, ancak bu cezanın kanunun 43/2. maddesine göre artırılacağı öngörülmüştür. Ancak burada kastedilen, fiil ya da hareketin, doğal anlamda değil hukuki anlamda tekliğidir. Hakaret suçunun farklı mağdurlara karşı tek fiille gerçekleştirildiğinden söz edilebilmesi için hakaretin mutlaka ortak söz veya davranışlarla gerçekleştirilmiş olması şart değildir. Her bir mağdura veya mağdurlardan bazılarına özel olarak hitap edilerek hakaret içeren sözler söylenmiş veya davranışlarda bulunmuş olsa bile objektif bir gözlemcinin bakış açısıyla bakıldığında failin hareketlerinin tek bir iradi karara dayalı olduğu, aralarında yer ve zaman bakımından bağlantı bulunduğu, bu nedenle bir bütünlük oluşturduğu sonucuna ulaşılması durumunda, fiilin hukuken tek olduğu kabul edilmelidir.
    Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olayda, sanığın, hastane acil servisinde görevli doktorlara hitaben “nerde bu a....koyduğumun doktoru” diyerek hakarette bulunması üzerine sanığı uyaran olay günü görevli şube müdürü müşteki ...’a hitaben de “sen kimsin, küfrümün aynısı sana da geçerli” şeklinde hakarette bulunduğunun anlaşılması karşısında, iddianamede anlatılan ve mahkemece kabul edilen eylemlerinin bir bütün olarak tek suçu oluşturması nedeniyle, TCK’nın 43. maddesi hükümlerinin uygulanması gerekirken, görevli doktor olan katılan ile müştekilere ve görevli şube müdürü müşteki ...’a yönelik hakaret kabul edilen sözleri nedeniyle iki ayrı hüküm kurulması,
    2) Sanığın, olay günü yaralanması nedeniyle tedavisi için bulunduğu hastanede görevli doktorlara ve nöbetçi müdür olarak asayişi sağlamakla görevli müşteki ...’a hakaret etmesi nedeniyle, sanığın adli ve idari görevini yapmaya çalışan müşteki ...’ı engellemek için makas ile yaralamak amacıyla üzerine yürümek biçiminde kabul edilen eyleminin görevi yaptırmamak için direnme suçunun cebir unsurunu oluşturduğu gözetilmeden, suç vasfında yanılgıya düşülerek, yaralama suçundan hüküm kurulması,
    3) TCK"nın 53/1-b maddesinin, Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarih ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uygulanma olanağının ortadan kalkmış olması,
    Bozmayı gerektirmiş ve sanık ...’ın temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnameye uygun olarak HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yeniden hüküm kurulurken 1412 sayılı CMUK"nın 326/son maddesinin gözetilmesine, bozma kararının yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 11/03/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.