14. Hukuk Dairesi 2016/6487 E. , 2019/1245 K.
"İçtihat Metni" 14. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 06.06.2014 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı tesisi, müdahalenin men-i ve kal talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine dair verilen 19.01.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... ve davacı ... vekili tarafından ayrı ayrı istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, Türk Medeni Kanununun 747. maddesi gereğince geçit hakkı kurulması, elatmanın önlenmesi ve yıkım isteğine ilişkindir.
Davacı vekili, davacının maliki olduğu 128 ada 15 parsel sayılı taşınmaz lehine, asıl davada 128 ada 31 parsel sayılı taşınmazdan lehine geçit tesisi ile davalı parsel malikinin yaptığı tandır evi eklentisinin kendi taşınmazına tecavüz ettiğinin tespiti ve eklentinin yıkılmasını; birleşen dava ile de 128 ada 13 parsel sayılı taşınmazdan kendi taşınmazı lehine geçit hakkı tesis edilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... vekili tarafından verilen cevap dilekçesinde, davacı taşınmazının boş olduğunu, müvekkilin yaptırdığı tandır evinin davalı taşınmazına tecavüzünün bulunmadığını beyanla, davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... ise davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, davacı tarafın men-i müdahale talebinin reddine, davalı ...’a ait 128 ada 13 parsel sayılı taşınmazdan davacı parseli lehine geçit isteminin kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili ve davalı ... temyiz etmişlerdir.
Bu tür davalar ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi nedeniyle zorunlu olarak açılmaktadır. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine "mutlak geçit ihtiyacı" veya "geçit yoksunluğu", ikincisine de "nispi geçit ihtiyacı" ya da "geçit yetersizliği" denilmektedir.
Türk Medeni Kanunu’nun 747/2 maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir. Geçit ihtiyacının nedeni, taşınmazın niteliği ile bu ihtiyacın nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının sübjektif arzularına göre değil, objektif esaslara uygun olarak belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakârlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır.
Geçit tesisi davalarında başlangıçta davacı tarafından öngörülemediğinden dava dilekçesinde talep edilen yer dışındaki güzergahlardan da geçit kurulması gerekebilir. Bu güzergah üzerindeki taşınmazların maliklerine dava dilekçesi ile husumet yöneltilmemiş olması kabul edilebilir bir yanılgıya dayandığından 6100 sayılı HMK’nin 124. maddesi gereğince dürüstlük kuralına aykırı olmayan bu taraf değişikliği talebi kabul edilerek davacının bu kişilerin harçsız olarak davaya katılmalarını sağlamasına imkan verilmelidir.
Uygun güzergah saptanırken önemle üzerinde durulması gereken diğer bir yön ise, aleyhine geçit kurulan taşınmaz veya taşınmazlar bölünerek kullanım şekli ve bütünlüğünün bozulmamasıdır. Şayet başka türlü geçit tesisi mümkün değilse bunun gerekçesi kararda açıkça gösterilmelidir.
Yararına geçit kurulacak taşınmazın tapuda kayıtlı niteliği ve kullanım amacı nazara alınarak özellikle tarım alanlarında, nihayet bir tarım aracının geçeceği genişlikte (emsaline göre 2,5-3 m.) geçit hakkı tesisine karar vermek gerekir. Bu genişliği aşan bir yol verilmesinin zorunlu olduğu hallerde, gerekçesi kararda dayanakları ile birlikte gösterilmelidir.
Kurulan geçit hakkının Türk Medeni Kanunu’nun 748/3 ve 1012. maddesi ile yeni Tapu Sicil Tüzüğünün “İrtifak hakları ve taşınmaz yükünün tescili” başlıklı 30. maddesi gereğince kütük sayfasında ayrılan özel sütununa tesciline karar verilmelidir.
Davacının geçit ihtiyacı ile davalının daha uygun güzergahtan geçit verilmesi yönündeki temyizine gelince; dosyadaki bilgi ve belgelerden, bilirkişi raporu ekindeki fotoğraflara göre davacıya ait 15 parsel sayılı taşınmazın yola cephesi bulunduğu görülmektedir. Yine dosya kapsamından davacı parselinin yola cephesinin kaç metre olduğu ile geçit verilecek yerin genişliğinin 2,5 – 3 mt olacağı da dikkate alınarak nispi geçit ihtiyacının bulunup bulunmadığı tespitinin mahkemece yapılmadığı anlaşılmıştır. Mahkemece öncelikle davacının nispi geçit ihtiyacının bulunup bulunmadığının tespit edilmesi gerekmektedir. Davacının nispi geçit ihtiyacının bulunması halinde bu ihtiyacın giderilmesi, davacının yola bağlantısının bulunduğunun tespiti halinde ise davanın reddi gerekirken, değinilen yönler gözetilmeden, yetersiz bilirkişi raporları nazara alınarak ve eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacının temyiz itirazlarının reddine, davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 13.02.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.