12. Hukuk Dairesi Esas No: 2010/19227 Karar No: 2010/31986 Karar Tarihi: 28.12.2010
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2010/19227 Esas 2010/31986 Karar Sayılı İlamı
12. Hukuk Dairesi 2010/19227 E. , 2010/31986 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Çorum İcra Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 12/05/2010 NUMARASI : 2009/797-2010/298
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü : 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun “Tebliğ imkansızlığı ve tebellüğden imtina” başlıklı 21. maddesinde; “Kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirilir. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır.” hükmü yer almaktadır. Madde bu haliyle iki hali birlikte düzenlemiştir. Bunlardan ilki “adreste bulunmama”, diğeri ise “tebellüğden imtina”dır. İmzadan imtina nedeniyle 7201 Sayılı Kanun’un 21.maddesine göre tebligat yapılması halinde Tebligat Tüzüğü’nün 28.maddesinin uygulama yeri yoktur. Somut olayda borçlunun imzadan imtina etmesi üzerine ödeme emri tebligatı 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 21.maddesine göre köy muhtarına teslim edildiğinden Tebligat Tüzüğü’nün 28.maddesi"nin uygulanması gerekmez. Öte yandan imzadan imtinadan anlaşılması gereken tebellüğden imtina olup, tebliğ memurunun tebligat parçasına muhatabın imzadan imtina ettiğini açıklamış olması 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 21.maddesi"nde düzenlenen tebellüğden imtina edildiği sonucunu doğurur. Yapılan tebliğ işlemi bu haliyle yukarıda açıklanan yasa hükümlerine ve usulüne uygundur. O halde mahkemece borçlunun tebliğ işleminin usulsüzlüğüne ilişkin şikayetinin reddi yerine kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 28/12/2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.