Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/470
Karar No: 2019/1224
Karar Tarihi: 21.02.2019

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2019/470 Esas 2019/1224 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Dava bir tapu iptali ve tescil davasıdır ve davacılar muris muvazaası hukuksal nedenine dayanarak tapu iptali-tescil istemişlerdir. Davacılar, babalarının 3 parça taşınmazını muvazaalı biçimde davalı oğullarına temlik ettiğini ileri sürerek miras payları oranında tapu iptali-tescile karar verilmesini istemişlerdir. Ancak mahkeme taşınmazların temlikinin muvazaalı olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir.
Davacılar dava konusu 5 ve 59 nolu parsellere yönelik olarak temyiz itirazında bulunmuşlardır. Muvazaanın sağlıklı bir şekilde çözümlenmesinin davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün belirlenmesine bağlı olduğu belirtilmiştir. Somut olayda mirasbırakanın taşınmazları satması için geçerli ve makul bir sebep olmadığı, davalıların taşınmaz bedellerini ödediklerinin de somut delillerle kanıtlanamadığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle, dava konusu 5 ve 59 nolu parseller için dava kabul edilmeliydi.
Kararda geçen kanun maddeleri ise şöyle açıklanabilir:
- 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HUMK) 428. maddesi: Temyiz yoluyla incelenen hüküm, temyiz isteğinin kabulü ile bozulabilir.
- 1086 sayılı HUMK'nun geçici 3. maddesi:
1. Hukuk Dairesi         2019/470 E.  ,  2019/1224 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

    Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacılar tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

    -KARAR-
    Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali-tescil isteğine ilişkindir.
    Davacılar, mirasbırakan babaları ..."nun davaya konu 3 parça taşınmazını mirastan mal kaçırmak amacıyla muvazaalı biçimde davalı oğullarına temlik ettiğini ileri sürerek miras payları oranında tapu iptali-tescile karar verilmesini istemişlerdir.
    Davalılar, taşınmazların bedellerini ödeyerek satın aldıklarını belirtip davanın reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece, taşınmazların temlikinin muvazaalı olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Getirtilen kayıt ve belgelerden, davaya konu 343 ada 5, 176 ada 16 ve 339 ada 59 nolu parsellerin mirasbırakan ... adına kayıtlı iken; mirasbırakanın 05.03.1999 tarih ve 96, 98 ve 99 yev.s. resmi akitlerle 5 ve 16 nolu parsellerini oğlu ..."ya, 59 nolu parselini de oğlu ..."e satışlar yoluyla temlik ettiği; ..."nın da, mirasbırakandan aldığı 16 nolu parseli eldeki dava açılmadan önce 01.06.2012 tarihli resmi akitte dava dışı ..."ya sattığı; diğer taraftan, mirasbırakanın 22.03.2004 tarihinde öldüğü, geride mirasçıları olarak 2. eşi ... ile ilk eşi ..."dan olma oğulları ... ve ..., kızları ... ve ..."ın kaldığı; eldeki davanın murisin kızları tarafından murisin oğulları aleyhine açıldığı görülmektedir.
    Hemen belirtilmelidir ki, dava konusu 16 nolu parselin davadan önce dava dışı ..."ya kayden satılmış olması nedeniyle davalılara husumet yöneltilemeyeceğinden, anılan parsel bakımından davanın reddedilmesi belirtilen gerekçeyle sonucu itibariyle doğrudur. Davacıların bu parsele yönelik temyiz itirazı yerinde değildir, reddine.
    Dava konusu 5 ve 59 nolu parsellere yönelik temyiz itirazına gelince:
    Bilindiği üzere; uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
    Öte yandan, bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün, diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de, Ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, miras bırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alış gücünün olup olmadığı hususlarının araştırılmasında ve satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
    Somut olayda; mirasbırakanın taşınmazlarını satması için geçerli ve makul sayılabilecek bir sebebinin varlığından söz edilemeyeceği, davalıların taşınmaz bedellerini ödediklerinin de somut delillerle kanıtlanamadığı gibi, taşınmazların temlikinin bedel karşılığı yapılmadığının olayları yakından bilen davacı tanıkları tarafından belirtildiği, davalı tanıklarının beyanlarının ise soyut olmaktan öteye geçemediği anlaşılmaktadır.
    Açıklanan olgular, yukarıda değinilen ilkelerle birlikte değerlendirildiğinde; mirasbırakanın mal kaçırmak amacıyla hereket ederek taşınmazlarını davalılara aktardığı sonuç ve kanaatine varıldığından; dava konusu 5 ve 59 nolu parseller bakımından davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile reddedilmesi isabetsizdir.
    Davacıların temyiz itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir. Kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 21.02.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi