Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/50216
Karar No: 2013/34941
Karar Tarihi: 25.12.2013

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2011/50216 Esas 2013/34941 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı, davalı işverenlik nezdinde çalıştığı sürücü kursu sayesinde bir dersane kurulduğunu ancak ödeme yapılmadığını ve istifaya zorlandığını iddia ederek ücret alacağı ve fazla mesai ücreti alacaklarının ödenmesini istedi. Mahkeme, davacının iş akdini ücretlerinin ödenmemesi nedeniyle haklı olarak feshettiği gerekçesiyle davacının isteğini kabul etti. Karar taraflar tarafından temyiz edildi ancak kısa kararda HUMK.nun 388.maddesine aykırı biçimde kıdem tazminatına hükmedildiği belirtildi. Gerekçeli kararın da kısa kararla çeliştiği ve yasal unsurları taşımadığı için kararın bozulması gerektiği belirtildi.
Kanun Maddeleri:
- HMK'nun 297 maddesi: Mahkeme kararlarının unsurları
- HMK'nun 321 maddesi: Kararın tefhimi ve gerekçeli kararın yazılması
- HUMK'nun 388 maddesi: Kararın yazım şekli
9. Hukuk Dairesi         2011/50216 E.  ,  2013/34941 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ (... 3.İŞ)

    DAVA :Davacı, ücret alacağı, fazla mesai ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
    Yerel mahkeme, isteği hüküm altına almıştır.
    Hüküm süresi içinde duruşmalı olarak davacı avukatı ve davalı tarafından temyiz edilmiş ise de; HUMK.nun 438.maddesi gereğince duruşma isteğinin miktardan reddine ve incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
    Y A R G I T A Y K A R A R I

    A) Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı vekili, müvekkilinin 02/10/2008-01/07/2009 tarihleri arasında sürücü kursu olan davalı işverenlik nezdinde çalıştığını, müvekkilinin sayesinde "" ... Yön Dershanesi "" adında SBS -ÖSS hazırlık dersanesi kurulduğunu, ancak müvekkiline ödeme yapılmadığını ve ortak değişikliği yapılarak istifaya zorlandığını, davalı yanın ödeme yapmayacağını açıkça söylediğini ücretlerinin ödenmemesi nedeni ile müvekkilinin haklı olarak iş akdini feshettiğini iddia ederek müvekkilinin ücret ve fazla çalışma alacaklarının davalıdan tahsilini istemiştir.
    B) Davalı Cevabının Özeti:
    Davalı, davacının söz konusu dershanenin kuruluşunda hiç bir katkısı ve hizmetinin bulunmadığını aralarında da her hangi bir hizmet akdi ve bir bağ bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
    C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
    Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, iş akdinin davacı tarafından ücretlerinin ödenmemesi nedeni ile haklı olarak feshedildiği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
    D) Temyiz:
    Kararı davacı vekili ve davalı temyiz etmiştir.
    E) Gerekçe:
    6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297 nci maddesi uyarınca, mahkeme kararlarının;
    a) Hükmü veren mahkeme ile hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin ad ve soyadları ile sicil numaraları, mahkeme çeşitli sıfatlarla görev yapıyorsa hükmün hangi sıfatla verildiğini,
    b) Tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadları ile adreslerini,
    c) Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri,
    ç) Hüküm sonucu, yargılama giderleri ile taraflardan alınan avansın harcanmayan kısmının iadesi, varsa kanun yolları ve süresini,
    d) Hükmün verildiği tarih ve hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin imzalarını,
    e) Gerekçeli kararın yazıldığı tarihi,
    içermesi, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi zorunludur.
    Basit yargılama usulüne tabi yargılamalara ilişkin olarak 6100 sayılı HMK.nun “Hüküm” başlıklı 321. maddesinde aynen;
    “Hüküm
    MADDE 321- (1) Tahkikatın tamamlanmasından sonra, mahkeme tarafların son beyanlarını alır ve yargılamanın sona erdiğini bildirerek kararını tefhim eder. Taraflara beyanda bulunabilmeleri için ayrıca süre verilmez.
    (2) Kararın tefhimi, mahkemece hükme ilişkin tüm hususların gerekçesi ile birlikte açıklanması ile gerçekleşir. Ancak zorunlu hâllerde, hâkim bu durumun sebebini de tutanağa geçirmek suretiyle, sadece hüküm özetini tutanağa yazdırarak kararı tefhim edebilir. Bu durumda gerekçeli kararın en geç bir ay içinde yazılarak tebliğe çıkartılması gerekir.” hükmü düzenlenmiştir.
    321. maddedeki “hükme ilişkin tüm hususlar” dan kastedilen HMK.nun 297. maddesindeki unsurlardır. Madde gerekçesinde tefhimin hüküm özetinin yazdırılması olduğu açıklanmıştır.
    Bu nedenlerle basit yargılamada da tefhim edilecek hüküm HMK.nun 297/2. maddesindeki unsurları taşımakla birlikte HMK.nun 321. maddesi uyarınca gerekçeli olmak zorundadır. Ancak Mahkemelerin iş yoğunluğu ve buna bağlı olarak duruşma dosyalarının çokluğu nedeni ile gerekçenin duruşmada yazdırılamaması halinde gerekçeli kararın en geç bir ay içinde yazılarak tebliğe çıkartılması gerekir.
    Bu yasal şekil yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, hükmün infazında zorluklara ve tereddütlere, yargılamanın ve davaların gereksiz yere uzamasına, davanın tarafı bulunan kişi ve kurumların mağduriyetlerine sebebiyet verecek ve kamu düzeni ve barışını olumsuz yönde etkileyecektir (Hukuk Genel Kurulu - 2007/14-778 E, 2007/611 K, Dairemizin 01.04.2008 gün ve 2007/38353 Esas, 2008/7142 Karar sayılı ilamı).
    Halen yürürlükte olan 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 8 inci maddesine göre, iş mahkemelerince verilen nihaî kararlara karşı kanun yoluna başvurma süresi, karar yüze karşı verilmişse nihaî kararın taraflara tefhimi, yokluklarında verilmiş ise tebliği tarihinden itibaren sekiz gündür.
    Taraflar hükmün tefhiminin HMK.nun 297/2. maddesinde sayılan unsurları taşımaması halinde hak ve borçlarını bilemeyeceklerinden temyiz süresini kaçırmamak, hak kaybına uğramamak için kararı gereksiz yere temyiz etmek zorunda kaldıkları bir gerçektir.
    Bu nedenlerle hükmün tefhimi sırasında HMK.nun 297/2. maddesinde belirtildiği üzere “taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.
    HMK.’un 298/2 (HUMK. nun 382) maddesi gereğince sonradan yazılacak gerekçeli kararın kısa karara uygun olması, tefhim edilen kısa karara aykırı olmaması gerekir. Aksi halde, yargılamanın aleniyeti ilkesi zedelenmiş ve mahkeme kararına güven sarsılmış olacaktır. Asıl olan tefhim edilen kısa karardır.
    Gerekçeli kararın kısa karara uygun olmaması, çelişki yaratır ve gerekçeli kararın yok hükmünde olduğu anlamına gelir. Belirtmek gerekir ki, kısa karar ile gerekçeli karar çelişkisi, Yargıtay İçtihadı Büyük Genel Kurulu’nun 10.4.1992 gün ve 1991/7 Esas, 1992/4 Kararı gereğince bozma nedenidir.
    Somut uyuşmazlıkta mahkemece tefhim edilen kısa karar aynen;
    “ Davacı taraf tarafından davalı aleyhine açılan işcilik alacaklarına ilişkin davada yapılan yargılamaya, toplanan delillere, celp ve tetkik edilen kayıt ve belgelere 09/02/2012 tarihli, bilirkişi raporunun 2.seçeneği dikkate alınarak kıdem tazminatı talebinin kısmen kabulüne, fazla mesai ücreti alacağı talebinin %40 indirim yapılarak kabul edilmesine ilişkin verilen karar davacı vekili ile davalı kurum yetkilisinin yüzüne karşı 8 günlük yasa yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı.” şeklinde oluşturulmuştur.
    Kısa karar karar tarihinde yürürlükte bulunan 1086 sayılı HUMK.nun 388.maddesine aykırı biçimde oluşturulduğu gibi ayrıca davacının talebi ücret alacağı ve fazla çalışma alacağı olmasına rağmen kıdem tazminatına hükmedildiği yazıldığı halde gerekçeli kararın hüküm fıkrasında ise ücret alacağına hükmedilmiş ve yasal unsurları taşımayan kısa karar ile gerekçeli kararın hüküm fıkrası arasında çelişki dahi yaratılmıştır.
    Bu nedenlerle Yargıtay İçtihadı Büyük Genel Kurulu’nun 10.4.1992 gün ve 1991/7 Esas, 1992/4 Kararına ve HUMK. nun 388, HMK.’un 297,298 ve 321. Maddelerine aykırı olan kararın bozulması gerektirmiştir.
    F) Sonuç:
    Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 25.12.2013 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi