Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/4149
Karar No: 2019/1240
Karar Tarihi: 13.02.2019

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/4149 Esas 2019/1240 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı, davalı ile 2007 tarihli bir satış vaadi sözleşmesi yaptığını ancak davalının tapu vermeye yanaşmadığını belirterek, B Blok 1 ve 2 numaralı bağımsız bölümlerin tapu kayıtlarının iptali ile davacı adına tescilini istemiştir. Mahkeme, davaları birleştirmiş ve asıl davanın sübut bulmaması nedeniyle reddine, birleştirilen davanın ise hak düşürücü süre dolduktan sonra açılmış olması nedeniyle reddine karar vermiştir. Davacıların temyiz itirazları incelendiğinde, birleştirilen davada yerinde görülmemiş ve reddedilmiştir. Asıl davada ise satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteği hükmen yerine getirilmeden reddedilmiştir. Ancak, satış bedelinin ödenmediği yönündeki iddialar yeterli şekilde ispatlanamamıştır, dolayısıyla hükmün bozulması gerekmektedir. Kararın sonunda, Türk Borçlar Kanunu'nun 29. maddesi ile taşınmaz satış vaadi sözleşmelerinin resmi şekil şartına bağlı kılındığı, borçların hükmen yerine getirilmesinin istenebileceği, Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca tapu iptali ve tescil davası açılabileceği belirtilmiştir.
14. Hukuk Dairesi         2016/4149 E.  ,  2019/1240 K.

    "İçtihat Metni"

    14. Hukuk Dairesi
    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 04.05.2007 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil, davacı ... vekili tarafından davalı ... aleyhine 17.10.2014 gününde verilen dilekçe ile sözleşmenin iptali talebi üzerine davalar birleştirilerek yapılan duruşma sonunda; asıl davanın ve birleştirilen davanın reddine dair verilen 12.05.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ve birleştirilen dava davacısı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

    _ K A R A R _

    Davacı vekili, ... 4. Noterliğinde düzenlenen 13.02.2007 tarihli ve 2507 yevmiye No"lu satış vaadi sözleşmesi ile davalının 5409 parselde bulunan B Blok 1 ve 2 No"lu daireleri 150.000,00TL bedelle davacıya satmayı vaat ettiğini, satış bedelinin nakden ve tamamen ödendiğini, ancak davalının tapu vermeye yanaşmadığını belirterek, B Blok 1 ve 2 No"lu bağımsız bölümlerin tapu kayıtlarının iptali ile davacı adına tescilini istemiştir.
    Davalı vekili dayanarak satış vaadi sözleşmesinin davacı ile davalı ..."in oğlu ... arasında imzalandığını, davalının oğlu ..."e verdiği vekaletnamenin ikrah ve tehdit altında imzalandığını, davalının daha önce bizzat kendisi gelmeden hiç bir işlem yapılmaması için tapuya dilekçe verdiğini, bu dilekçenin tapu kaydının beyanlar hanesine de işlendiğini ve işlem yapan 3. kişiler ile tapu idaresini bağlayıcı nitelikte olduğunu, davalı bizzat tapuya gitmeden sözleşme yapıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Birleştirilen davada davacı ... vekili davalı ... aleyhine ... 4. Noterliğinde düzenlenen 13.02.2007 tarihli satış vaadi sözleşmesinin ikrah nedeniyle iptalini istemiştir.
    Mahkemece asıl davanın sübut bulmaması nedeniyle reddine, birleştirilen davanın ise hak düşürücü süre dolduktan sonra açılmış olması nedeniyle reddine karar verilmiştir.
    Hükmü, davacı vekili ve birleştirilen dava davacısı ... vekili temyiz etmiştir.
    1)Yapılan yargılamaya toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre birleştirilen davada davacı ... vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
    2)Asıl davada davacı vekilinin temyiz itirazlarına gelince;
    Dava satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
    Kaynağını Türk Borçlar Kanununun 29. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Türk Borçlar Kanununun 237. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re"sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir.
    Sözleşmede ödendiği yazılan satış bedelinin kısmen veya tamamen alınmadığının savunulması halinde bu savunma senede karşı bir iddia olacağından kanıtlama yükü bunu iddia eden vaat borçlusuna düşer. Ayrıca, somut olayda dayanak satış vaadi sözleşmesinde bedelin tamamen ödendiği yazılıdır. Bunun aksi yani bedelin ödenmediği iddiası senede karşı aynı nitelikteki belge ile ispat edilmelidir. Satış bedelinin ödenmediği yönündeki iddia aynı nitelikte bir yazılı belge ile kanıtlanamadığına göre davanın kabulü ile tapu iptali ve tescile dair hüküm kurulması gerekir. Bu yönler gözardı edilerek, yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir.
    Kabule göre de; dayanak satış vaadi sözleşmesi ile davacıya B Blok 1 ve 2 numaralı bağımsız bölümlerin satışı vaat edildiği halde, gerekçeli kararda İbrahim Kapağan"a yapılan satış vaadi sözleşmesi bilgilerinin yazılmış olması da doğru bulunmamıştır.
    SONUÇ: Yukarıda 1. bentte yazılı nedenlerle birleştirilen davanın davacısı ... vekilinin temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca davacı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13.02.2019 tarihinde oy çokluğu ile karar verildi.

    KARŞI OY

    Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler usul ve yasaya uygun bulunduğundan yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle hükmün onanması görüşünde olduğumdan sayın çoğunluğun bozma kararına katılamıyorum.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi