MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve ... aleyhine 09/03/2016 gününde verilen dilekçe ile haksız eylem nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 24/06/2016 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davalılardan ... tarafından süresi içinde istenilmekle dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dosyanın incelenmesinde, davalılardan ...’a gerekçeli karar tebliğinin usulüne uygun olmadığı anlaşılmaktadır.
7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun bilinen adrese tebligatı düzenleyen 10. maddesinin 1. fıkrasına göre; tebligat, muhatabın bilinen en son adresinde yapılır. 6099 sayılı Kanun’un 3. maddesi ile eklenen aynı maddenin 2. fıkrasına göre ise, bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat bu adrese yapılır.
Yargılama sırasında yapılan ekonomik sosyal durum araştırmasına ve gerekçeli kararın mernis şerhli olarak mernis adresine tebliği üzerine adı geçen davalının babasının mahkemeye verdiği 17.08.2016 tarihli dilekçeye göre ...’ın yurtdışında ikamet ettiği belirtildiğinden gerekçeli karar, Tebligat Kanunu’nun 10. maddesi uyarınca önce bilinen adrese usulüne uygun şekilde tebliğ edilmek ve yasal temyiz süresi beklendikten sonra gönderilmek üzere dosyanın yerel mahkemesine geri çevrilmesine karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan şekilde işlem yapılıp eksiklikler tamamlandıktan sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere Yargıtay’a yeniden gönderilmesi için dosyanın yerel mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE 05/11/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.