Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/4399
Karar No: 2019/6674
Karar Tarihi: 23.10.2019

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2018/4399 Esas 2019/6674 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2018/4399 E.  ,  2019/6674 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ



    TÜRK MİLLETİ ADINA

    Taraflar arasında görülen davada İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 26/04/2017 tarih ve 2014/127 E- 2017/347 K. sayılı kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine-kabulüne dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesince verilen 11/07/2018 tarih ve 2018/173 E- 2018/674 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, müvekkilinin davalıya nakliye hizmeti verdiğini, nakliye bedelleri için faturalar düzenlendiğini ve davalıya teslim edildiğini, ancak fatura bedellerinin ödenmediğini, bu nedenle icra takibine geçildiğini, davalının takibe itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına ve davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
    Davalı vekili, müvekkilinin davalıya borçlu olmadığını, aksine alacaklı olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    İlk Derece Mahkemesince, taraflar arasında yazılı sözleşme bulunmadığı, davacı defterlerinin usulüne uygun tutulmuş ve tasdiklerinin zamanında yapılmış olduğu, davalı adına düzenlenmiş 26 adet faturadan 9 tanesinin davalıya teslim veya tebliğine ilişkin herhangi bir belgenin bulunmadığı, 9 fatura haric tutulduğunda davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 15.249,92 TL tutarında alacaklı göründüğü, davacı vekilinin davalı şirket yetkilisine 9 adet fatura ile ilgili yemin teklif ettiği, davalı şirket yetkilisi tarafından, davacı tarafça dayanılan 9 adet faturaya ilişkin olarak ödeme yapıldığına dair yemin edildiği, bu nedenle 9 faturadan alacağın varlığı ispatlanamadığı gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne, itirazın 15.249,21 TL bakımından iptaline, karar verilmiştir.
    Karara karşı taraf vekillerince istinaf isteminde bulunulmuştur.
    Bölge Adliye Mahkemesince, davacı defterlerine göre davacının 26 adet faturadan 86.962,79 TL alacaklı olduğu, davalı defterlerinde bu faturalardan 9 tanesinin kayıtlı olmadığı, fakat davalı tarafça yapılan yeminden bu faturalar nedeniyle de davacının hizmet verdiğinin anlaşıldığı, bu nedenle 9 faturanın da hesaplamada nazara alınması gerektiği, İlk Derece Mahkemesince 9 faturanın hesaplamaya alınmadığı, ayrıca davalı defterlerine kayıtlı ve banka havaleleri ile yapılan ödemelerden 2013 yılında yapılan 55.000 TL"nin de hesaplamada nazara alınmadığı, diğer deyişle İlk Derece Mahkemesince 17 fatura nedeniyle 2013 öncesi ödemeler nazara alındığında 15.249,21 TL alacak hesabı yapıldığı, ancak 9 fatura nedeniyle davalının 26.591,20 TL daha borçlu olması gerektiği, yine davalının 2013 yılındaki 55.000 TL ödemenin de nazara alınması gerektiği, bu hesaba göre davacının 41.985,12 TL alacağına karşılık davalının 55.170 TL ödeme yaptığı, bu durumda davacının alacağının bulunmadığı, her ne kadar davacı tarafça davalının 2013 yılındaki ödemeleri esasında davalı işletmesinde çalıştığı dönemdeki davalı şirket adına banka hesaplarından çekilen paraları olduğu iddia edilmiş ise de bu hususta ispat yükünün davacı tarafta olduğu, bu hususu da ispat edemediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
    Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
    Dava, cari hesap alacağı için yapılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Bölge Adliye Mahkemesince, yukarıda özetlendiği şekilde davanın reddine karar verilmiştir. Ancak, davacı tarafından verdiği hizmetler karşılığı ceman 86.962,79 TL tutarlı faturalar düzenlenmiştir. Bu faturalardan 60.371,59 TL’lik kısmı davalı tarafa ait ticari defterlere kayıtlı olup, kayıtlı olmayan 9 fatura karşılığı 26.591,20 TL’lik kısım içinse davalı yemin beyanında ödendiğini bildirmiştir. Bu durumda, 86.962,79 TL meblağın ödendiğini ispat külfeti davalı taraftadır. Davacı, 10.08.2012 tarihi itibariyle cari hesaba dayalı 65.680,49 TL alacaklı olduğundan bahisle davalı aleyhine icra takibi başlatmış, davalı taraf ise bu tarihten sonra davacıya banka aracılığıyla 55.170 TL ödeme yaptığını savunmuş, bu ödemelerin davalı defterlerinde, davacı cari hesabına borç olarak kaydedildiği anlaşılmıştır. Taraf defterlerine göre taraflar arasındaki taşıma ilişkisi 10.12.2011 tarihinde son bulmuş ve davalıya yapılan ödemelerin belgelerine göre, davacının davalı şirkette hizmet akdi ile çalıştığı dönemde yapıldığı anlaşılmaktadır. Davacı, ödeme olarak görünen paraların kendisinin davalı şirkette işçi olarak çalıştığı dönemde bu işin gereği olarak kendisi tarafından şirket hesabından çekilerek davalı şirketin muhasebesine teslim edildiğini, hizmet ilişkisi sürecinde bu tür işlemler yaptığını iddia ettiğine ve delil olarak da davalı defterlerine dayandığına göre, bu yönde taraf delilleri toplanmak suretiyle davalı tarafın banka talimatlarına istinaden davacıya yapılan bu ödemelerin davacıya ait borcun ödenmesi amacıyla mı, yoksa hizmet ilişkisi gereği yine davalının kasasına davacı tarafından yatırılan bir meblağ mı olduğu hususunda davalı kayıtları üzerinde inceleme yapılmaksızın davacının taşıma ilişkisinden kaynaklanan cari alacağından mahsubu ile davanın reddi doğru olmadığı gibi cari hesapta kayıtlı olan trafik cezasının davacıya ait araca ait olup olmadığı dahi değerlendirilmeksizin davacı alacağından mahsubu da doğru görülmemiş, hükmün açıklanan nedenlerle davacı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıdaki bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, HMK"nın 373/2. maddesi uyarınca dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 23/10/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi