10. Ceza Dairesi 2020/20135 E. , 2021/3898 K.
"İçtihat Metni"
İtiraz Eden : Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı
İtiraz Edilen Daire Kararı : Dairemizin 02/07/2020 tarihli 2019/6616 esas ve 2020/2768 karar sayılı onama ilamı
İtirazla İlgili Mahkeme Kararı : Aydın 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 28/05/2015 tarihli, 2015/40 esas ve 2015/159 sayılı kararı
Suç : Uyuşturucu madde ticareti yapma
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
İtiraz yazısı ile dava dosyası incelendi.
A) KONUYLA İLGİLİ BİLGİLER:
Sanık ... hakkında, uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan yapılan yargılama sonucunda Aydın 1. Ağır Ceza Mahkemesince 28/05/2015 tarihli 2015/40 esas ve 2015/159 sayılı karar ile sanığın mahkûmiyetine kararı verildiği, bu kararın sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin yaptığı temyiz incelemesi sonunda 02/07/2020 tarihli 2019/6616 esas ve 2020/2768 sayılı kararı ile oy birliği ile onanmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca, Dairemizin bu kararına itiraz edilmiştir.
B) İTİRAZ NEDENLERİ:
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itiraz yazısında:"" İddia ve kabule göre; sanık ..."in kullanımında olan 01 ZZ 021 plakalı araçta yapılan köpekli aramada aracın arka sağ koltuğunun sökülmesi üzerine beyaz poşet içerisinde streç filme sarılı 18 adet fişek tabir edilen 16 gram esrar ile sigara paketi içerisinde 8 adet mavi 12 adet yeşil renkli toplam 20 adet ekstazi hapın bulunduğu ve el konulduğu, alınan ekspertiz raporunda, yeşil renkli bitki parçasından 10,2 gram esrar, 8 adet mavi renkli tabletlerden 0.7 gram 12 adet yeşil renkli tabletlerden ise 1,025 gram ekstazi elde edilebileceği belirtilmiştir.
Ceza hukukunda özgürlüğe yönelik olanlar dışında, suç ve suçlulukla mücadelede etkin diğer bir yöntem de birlikte veya ayrıca hükmolunabilen mal varlığına yönelik müeyyidelerdir. Müsadere, bir şeyin mülkiyetinin devlete geçmesi sonucunu doğurmakta olup 5237 sayılı TCK"da müsadere bir güvenlik tedbiri olarak kabul edilmiştir. Anılan Kanun’un 54. maddesinin birinci fıkrasına göre, kasıtlı bir suçun İşlenmesinde kullanılan veya suçun işlenmesine tahsis edilen ya da suçtan meydana gelen eşya, iyiniyetli üçüncü kişilere ait olmamak şartıyla müsadere edilir. Üçüncü fıkrada, müsaderede orantılılık kuralı
kabul edilmiş olup, buna göre, suçta kullanılan eşyanın müsadere edilmesinin işlenen suça nazaran daha ağır sonuçlar doğuracağının ve bu nedenle hakkaniyete aykırı olacağının anlaşıldığı durumlarda, eşyanın müsaderesine hükmedilmeyebilecektir. Maddenin dördüncü fıkrasına göre, üretimi, bulundurulması, kullanılması, taşınması, alım ve satımı suç oluşturan eşyanın, fiil suç oluşturmasa dahi her hâlde müsaderesine hükmolunacaktır.
Bu bağlamda müsadere hususunda TCK 54. maddesinin 3. fıkrasında yer alan düzenlemenin irdelenmesi gerekmektedir. 5237 sayılı TCK’nın “Adalet ve kanun önünde eşitlik ilkesi” başlıklı 3. maddesinin 1. fıkrasındaki; “Suç işleyen kişi hakkında işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunur.” biçimindeki hüküm ile de işlenen fiil ile hükmolunan ceza ve güvenlik tedbirleri arasında “orantı” bulunması gerektiği vurgulanmıştır.
Türk Ceza Hukuku sisteminde TCK’nın 54. Maddesinde “müsaderesine hükmolunur”, “müsadere edilir” ve “müsaderesine karar verilir” denilmek suretiyle zorunlu müsadere sistemi kabul edilmiş olmakla birlikte TCK 3. maddesinin 1. fıkrası ile suç işleyen kişi hakkında işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunacağına ilişkin düzenleme doğrultusunda TCK 54. maddesinin 3. fıkrasında yer alan “Suçta kullanılan eşyanın müsadere edilmesinin işlenen suça nazaran daha ağır sonuçlar doğuracağı ve bu nedenle hakkaniyete aykırı olacağı anlaşıldığında, müsaderesine hükmedilmeyebilir.” hükmü ile de müsaderenin güvenlik tedbiri olmasının bir diğer sonucu olarak orantılılık ilkesine yer verilmiş ve böylece zorunlu müsadere sistemi yumuşatılarak istisna getirilmiş bulunmaktadır.
Kanun TCK 54. maddesinin 3. fıkrası ile müsaderenin hakkaniyete uygun olmasını istemiştir. Müsaderenin işlenen suça nazaran daha ağır sonuçlar doğuracağı ve bu nedenle hakkaniyete aykırı olacağı anlaşıldığında suçta kullanılan eşyanın müsaderesine hükmedilmeyebilinir. Hâkim, kararını verirken her somut olayı kendi içinde değerlendirerek, suçta kullanılan eşyanın müsadere edilmesi hâlinde, işlenen suça nazaran çok daha ağır bir durumun ortaya çıkıp çıkmayacağını ve kararın verilmesinin hakkaniyete aykırı olup olmayacağını araştıracak, vereceği kararın hakkaniyete aykırı olacağı kanaatine
varması durumunda, suçta kullanılan eşyanın müsaderesine karar vermeyebilecektir.
Somut olayda sanığın uyuşturucu ticareti yapma suçunun işlenmesinde kullandığı aracın, suçun işlenmesini kolaylaştırmasına ve suçtan beklenen sonucu elde etmeye yardımcı olmasına rağmen suçun işlenmesi bakımından zorunlu olmaması, suça konu satışa arz ettiği uyuşturucu madde ile aracın değerinin orantılı olmaması hususları dikkate alındığında, sanığa ait aracın müsaderesine hükmedilmesinin TCK 3. maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen "orantılılık" ilkesine ve suça nazaran daha ağır sonuçlar doğuracağından aynı Kanun’un 54. maddesinin 3. fıkrasına göre hakkaniyete aykırılık oluşturduğu kabul edilmelidir."" denilerek Dairemizin onama kararının kaldırılması, sanığın uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan mahkûmiyetine ilişkin hükümde yer alan "01 ZZ 021 plakalı aracın müsaderesine" bölümünün "kayıtlı malikine iadesine", şeklinde değiştirilmesi suretiyle, hükmün düzeltilerek onanmasına karar verilmesi istenilmiştir.
C) İTİRAZIN VE KONUNUN İRDELENMESİ:
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itiraz yazısında ileri sürülen düşünce yerinde görüldüğünden sanık hakkındaki itirazının kabulüne karar vermek gerekmiştir.
D) KARAR: Açıklanan nedenlerle;
1-Yerinde görülen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının kabulüne,
2- Dairemizin 02/07/2020 tarih, 2019/6616 esas ve 2020/2768 sayılı onama kararının KALDIRILMASINA,
3- Sanık hakkında kurulan hükmün incelenmesinde;
Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç tipi ile aşağıda belirtilenin dışında yaptırımın doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, ancak;
01 ZZ 021 plakalı araçta uyuşturucu taşımak için yapılmış gizli bölüme rastlanmaması, aracın bu amaçla özel olarak tahsis edilmemesi, müsaderenin daha ağır sonuçlar doğuracağı ve hakkaniyete aykırı olduğu anlaşıldığından araçların iadesi yerine, müsaderesine karar verilmesi,
Yasaya aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları ile duruşmadaki sözlü savunmaları bu nedenle yerinde olduğundan, hükmün CMUK’nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA; ancak bu aykırılığın yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; 01 ZZ 021 plakalı aracın müsaderesi ile ilgili kısmın hüküm fıkrasından çıkarılarak yerine "01 ZZ 021 plakalı aracın ruhsat sahibine iadesine" ibaresinin yazılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 24/03/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.