13. Hukuk Dairesi 2018/74 E. , 2018/6861 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVACI-KARŞI DAVALI : ... vekili avukat ...
DAVALI-KARŞI DAVACI : ... vekili avukat ...
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı-karşı davalı, davalı şirketin 29.04.2005 tarihinde kendisini vekil tayin ettiğini, davalı şirkete hukuki danışmanlık hizmeti verdiğini ve aynı zamanda icra ve dava dosyalarında da vekil olarak işlem yaptığını ancak 29.04.2010 tarihinde azledildiğini, herhangi bir ücret sözleşmesi imzalanmadığını, tarafından takip edilip sonuçlandırılan dosyalardan ... 4 İcra Müdürlüğünün 2002/2848 esas sayılı dosyasındandan kaynaklanan vekalet ücretinin tahsilini talep ettiğini, icra takibinin Halk Bankası tarafından başlatıldığını ve davalı şirkete temlik edildiğini, bu dosyadaki gayrimenkul satışının Silivri İcra Müdürlüğünün 2003/396 talimat sayılı dosyası ile satışa sunulduğunu ve dosyada borçlu adına kayıtlı gayrimenkulün davalı şirket adına tescil edildiğini, dosyadaki temlik edilen değerin 2.379.533 euro olduğunu, dolayısıyla bu bedel üzerinden emeğine göre %20 üzerinden vekalet ücretinin hesaplanarak kendisine ödenmesi gerektiğini, vekalet ücretinin ödenmediğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL vekalet ücretinin azil tarihi olan 29/04/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilini istemiş, yargılama sırasında verilen ıslah dilekçesi ile 237.953,30 euro vekalet ücreti alacağının fiili ödeme günündeki faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.
Davalı-karşı davacı, şirkete temlik edilen ... 4. İcra Müdürlüğünün 2002/2848 esas sayılı dosyasından 4 adet gayrimenkul üzerine haciz konmasına rağmen davalının ihmali nedeniyle dosyada hacizli bulunan 3 adet taşınmazdan ancak birinin 1 yıl sonra satılabildiğini, diğer ikisinin ise satılmadığını, avukatın görevini yerine getirmediğini, ayrıca davacının 2.379.533 euro üzerinden vekalet ücreti talebinin haksız olduğunu, şirketin alacağına mahsuben temlik edilen taşınmazın değerinin 3.655.000,00 TL olduğunu, ayrıca davacının 31.08.2008 tarihinde davalı şirketin alacağına karşı ... Tapu Sicil Müdürlüğüne, 20 ada ve 1063 parseldeki taşınmaz için 14.11.2008 tarihinde dosyaya fazladan 143.000,00 TL cezaevi harcı yatırdığını, şirketin fazla yatırılan bu parayı 29.07.2010 tarihinde geri alabildiğini, davacının ihmal ve özensizliği nedeniyle davalı şirketin 143.000,00 TL. sını uzun bir süre değerlendiremediğini, davalının haklı nedenlerle azledildiğini savunarak davanın reddini dilemiş, karşı davasında ise; davacı tarafından 14.11.2008 tarihinde dosyaya fazladan 143.000,00.-TL cezaevi harcı yatırıldığını, yatırılan bu harcın ancak 29.07.2010 tarihinde geri alınabildiğini, bu süre içinde fazladan yatırılan harcın getireceği gelirden mahrum kalındığını, taşınmazların zamanında satılmaması nedeniyle zarara uğradığını, hesaplarında davacının vermediği 60.341,00 TL paranın göründüğünü ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 20.000,00 TL.nın tahsilini istemiştir.
Mahkemece, asıl davanın kısmen kabülü ile; 48.819,40.TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı karşı davacıdan alınarak davacı karşı davalıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, davalı karşı davacı tarafından açılan davanın sübut bulmadığından reddine, karar verilmiş; hüküm, taraflarça temyiz edilmiştir.
1-Davacı-karşı davalının temyiz itirazları yönünden yapılan incelemede; dava, vekalet sözleşmesinden doğan ücret alacağı istemine ilişkindir. Somut uyuşmazlıkta, davalı tarafından davacı avukatın haksız olarak azledildiği mahkemece kabul edilmiştir. Haksız azil nedeniyle davacı avukat ücretin tamamını isteme hakkına sahiptir. Mahkemece bilirkişi raporu hükme esas alınmak suretiyle taraflar arasında tanzim edilen 01.01.2006 tarihli avukatlık ücret sözleşmesi dikkate alınarak, temlik bedeli üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap edilen miktara hükmedilmiştir. 01.01.2006 tarihli avukatlık ücret sözleşmesinde işin konusu Hukuki Danışmanlık olarak olarak belirtilmiş olup yine sözleşmenin 2. maddesinde " Bu ücret yalnız bu iş içindir. Bu işle ilgili olsa da bundan doğacak herhangi bir başka işi kapsamına almayacaktır. Karşılık dava açılması ve başkaca bu işle ilgili uyuşmazlıklar ve kovuşturma işleri çıkması halinde avukata ayrıca ücret ödenmesi gerekecektir. Yargıtay"da , Danıştay"da ve başkaca anlaşmazlıklar çözen mercilerde yapılacak duruşmalarda da anlaşmaya; anlaşma yapılmamışsa Avukatlık Ücret Tarifesine göre, ayrı ücret ödenecektir. " şeklinde düzenleme yer almaktadır. Sözleşmede yer alan hükümler değerlendirildiğinde sözleşmenin hukuki danışmanlıkla ilgili ücreti düzenlediği uyuşmazlığın konusu olan takip dosyası nedeniyle bu sözleşmenin uygulanmasının mümkün olmadığı anlaşılmaktadır. 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’ nun ücrete ilişkin 163 ve 164. maddeleri, vekil ile müvekkil arasındaki ücrete ilişkin düzenlemeleri getirmiştir. Avukatlık Kanunu’nun 164. maddesinde “Avukatlık ücretinin kararlaştırılmamış olduğu veya taraflar arasında yazılı ücret sözleşmesinin bulunmadığı yahut ücret sözleşmesinin belirgin olmadığı veya tartışmalı olduğu veya ücret sözleşmesinin ücrete ilişkin hükmünün geçersiz sayıldığı hallerde, değeri para ile ölçülebilen dava ve işlerde asgari ücret tarifelerinin altında olmamak koşuluyla ücret itirazlarının incelemeye yetkili merci tarafından davanın kazanılan bölümü için avukatın emeğine göre ilamın kesinleştiği tarihteki müddeabihin değerinin yüzde onu ile yüzde yirmisi arasındaki bir miktar avukatlık ücreti olarak belirlenir. Değeri para ile ölçülemeyen dava ve işlerde ise avukatlık asgari ücret tarifesi uygulanır.” düzenlemesi getirilmiştir. O halde mahkemece, Avukatlık Kanunu 164. madde gözetilerek vekalet ücretine hak kazandığı kabul edilerek karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde, hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
2-Davalı-karşı davacının temyiz itirazları yönünden yapılan incelemede; Avukatlık Kanunu’nun, 174. maddesinde, “Avukatın azli halinde ücretin tamamı verilir. Şu kadar ki, avukat kusur veya ihmalinden dolayı azledilmiş ise ücretin ödenmesi gerekmez.” hükmü mevcut olup, bu hükme göre azil işleminin haklı nedene dayandığının kanıtlanması halinde müvekkil avukata vekalet ücreti ödemekle yükümlü değildir. Dairemizin kökleşmiş içtihatlarına göre haklı azil halinde ancak azil tarihi itibariyle sonuçlanıp, kesinleşen işlerden dolayı vekalet ücreti talep edilebilir. Buna karşılık haksız azil halinde ise avukat, hangi aşamada olursa olsun, üstlendiği işin tüm vekalet ücretini talep etme hakkına sahiptir. Bu açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında, her ne kadar mahkemece davaya konu icra dosyasındaki temlik edilen miktar üzerinden vekalet ücreti hesaplanmış ise de, davacı avukatın azli haksız olduğuna göre, davacı icra dosyasındaki takip miktarı üzerinden vekalet ücretine hak kazanmıştır. O halde mahkemece açıklanan hususlar dikkate alınarak davacı avukatın takip ettiği icra dosyasındaki takip miktarı üzerinden ücrete hak kazandığı gözetilerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
3-Bozma nedenlerine göre tarafların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1 ve 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, 3 nolu bentte açıklanan nedenlerle tarafların sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan 240,50 TL harcın davacı-karşı davalıya, 27,70 TL harcın davalı-karşı davacıya iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19/06/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.