Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/11589
Karar No: 2021/12650
Karar Tarihi: 20.10.2021

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2020/11589 Esas 2021/12650 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı, \"Tıp Hiz. San. Tic. Ltd. Şti.\"nin prim borçları için ödeme emri almış ve davanın kabul edilmesi sonucu davalı Kurum vekili temyiz isteğinde bulunmuştur. Mahkeme, davacının ilgili dönemde mesul müdür olmadığı gerekçesiyle davanın kabul edilmesine karar vermiştir. Ancak, davalının temyiz itirazları kabul edilerek hüküm bozulmuştur. Kararda, sigorta primleri ve diğer alacakları tahakkuk ve tediye etmeyen işverenlerin üst düzeydeki yönetici veya yetkililerinin müteselsilen sorumlu olduğu, limited şirketlerde ortakların hep birlikte müdür sıfatıyla şirket işlerini idareye ve temsile mezun olduğu, şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacaklarının kanuni temsilcilerin ve tüzel kişiliği olmayan teşekkülü idare edenlerin şahsi mal varlıklarından tahsil edileceği belirtilmiştir. Bu bağlamda, davacının ilgili dönemde temsilcilik sıfatının olmaması durumunda ortakların hep birlikte müdür sıfatında olduğu, 6183 sayılı Yasa’nın 35. Maddesi kapsamında araştırma ve devamında hissesi oranında sor
10. Hukuk Dairesi         2020/11589 E.  ,  2021/12650 K.

    "İçtihat Metni"


    Mahkemesi :İş Mahkemesi


    Dava, ödeme emri iptali ilişkindir.
    Mahkemece, uyulan bozma ilamı sonrası davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    Dosya kapsamı incelendiğinde, dava dışı ... Tıp Hiz. San. Tic. Ltd. Şti."nin 2008/4-2011/6 dönemleri ve arasına ilişkin prim borçları için müdür olduğundan bahisle davacıya ödeme emri gönderildiği, mahkemece, davacının ilgili dönemde mesul müdür olmadığından bahisle davanın kabulüne karar verildiği, söz konusu şirketin Davultepe şubesinin yetkilisinin 07.04.2006 tarihinde ... olduğu, 05.02.2009 tarihinde (Merkez şube) ... ve ...’ün müdürlük sıfatının kaldırılarak Cuma Dede’nin müdür olarak temsilci olmasına karar verildiği, davacının 11.09.2003-14.05.2007 tarihleri arasında mesul müdür olduğuna dair İl Sağlık Müdürlüğü kayıtlarının bulunduğu ve 05.02.2009 tarihine kadar 40/400, bu tarih sonrasında ise 51/400 oranında şirket ortaklığının bulunduğu anlaşılmıştır.
    506 sayılı Kanunun 80/12 maddesi, “Sigorta primlerini haklı sebepleri olmaksızın, birinci fıkrada belirtilen süre içerisinde tahakkuk ve tediye etmeyen kamu kurum ve kuruluşların tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri mesul muhasip, sayman ile tüzelkişiliği haiz diğer işverenlerin üst düzeydeki yönetici veya yetkilileri kuruma karşı, işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur.” hükmünü öngörmüş, 5510 sayılı Kanunun 88/20 maddesi de bazı farklar dışında anılan maddeye paralel düzenleme getirmiş olup, “Kurumun sigorta primleri ve diğer alacakları haklı bir sebep olmaksızın bu Kanunda belirtilen sürelerde ödenmez ise kamu idarelerinin tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri, tüzel kişiliği haiz diğer işverenlerin şirket yönetim kurulu üyeleri de dahil olmak üzere üst düzeydeki yönetici veya yetkilileri ile kanuni temsilcileri Kuruma karşı işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur.” hükmünü öngörmüştür.
    6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 540. maddesi, limited şirketlerde “aksi kararlaştırılmış olmadıkça, ortaklar hep birlikte müdür sıfatıyla şirket işlerini idareye ve şirketi temsile mezun ve mecburdurlar. Şirket mukavelesi veya umumi heyet kararı ile şirketin idare ve temsili ortaklardan bir veya birkaçına bırakılabilir.” hükmüne amirdir.
    6183 sayılı Yasanın 35. maddesinde ise, "Limited şirket ortaklan şirketten tahsil imkanı bulunmayan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olurlar ve bu Kanun hükümleri gereğince takibe tabi tutulurlar” hükmü öngörülmüş iken, öngörülen istisnaları dışında 06.06.2008 tarihinde yürürlüğe giren Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanunda ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkındaki 04.06.2008 tarih 5766 sayılı Kanun’un 3. maddesi ile, 6183 sayılı Kanunun 35. maddesinde yer alan “Şirketten tahsil imkanı bulunmayan” ibaresi şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan” şeklinde değiştirilmiştir. Aynı maddeye, “Ortağın şirketteki sermaye payını devretmesi halinde, payı devreden ve devralan şahısların devir öncesine ait amme alacaklarının ödenmesinden, birinci fıkra hükmüne göre, müteselsilen sommlu olurlar. Amme alacağının doğduğu ve ödenmesi gerektiği zamanlarda, pay sahiplerinin farklı şahıslar olmaları halinde, bu şahıslar, amme alacağının ödenmesinden birinci fıkra hükmüne göre müteselsilen sorumlu olurlar.” şeklinde fıkralar eklenmiştir.
    6183 sayılı Kanunun mükerrer 35. maddesinde de “Tüzel kişilerle küçüklerin ve kısıtlıların, vakıflar ve cemaatler gibi tüzel kişiliği olmayan teşekküllerin mal varlığından tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacakları, kanuni temsilcilerin ve tüzel kişiliği olmayan teşekkülü idare edenlerin şahsi mal varlıklarından bu Kanun hükümlerine göre tahsil edilir. Bu madde hükmü, yabancı şahıs veya kuramların Türkiye’deki mümessilleri hakkında da uygulanır. Tüzel kişilerin tasfiye haline girmiş veya tasfiye edilmiş olmaları, kanuni temsilcilerin tasfiyeye giriş tarihinden önceki zamanlara ait sorumluluklarını kaldırmaz. Temsilciler, teşekkülü idare edenler veya mümessiller, bu madde gereğince ödedikleri tutarlar için asıl amme borçlusuna rücu edebilirler.” hükmü düzenlenmiştir.
    Belirtilen yasal düzenleme ve açıklamalar çerçevesinde somut olaya dönüldüğünde, 05.02.2009 öncesi yönünden ödeme emri dönemlerindeki yasal temsilcilerin ve varsa mesul müdürlerin kim oldukları tespit edilmeli, temsilcinin atanmadığı dönemin bulunması durumunda, ortakların hep birlikte müdür sıfatında oldukları gözetilmeli, davacının ilgili dönemde temsilcilik sıfatının bulunmadığının anlaşılması durumunda ise aynı dönemde ortaklık sıfatının bulunduğu da gözetilerek, 6183 sayılı Yasa’nın 35. Maddesi kapsamında araştırma ve devamında hissesi oranında sorumluğu yönünden değerlendirme yapılarak karar verilmesi gerekmektedir.
    Mahkemece, açıklanan maddi ve hukuki ilkeler gözetilmeksizin, eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm kurulması, usûl ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönlerini amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 20.10.2021 gününde oy birliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi