Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/5160
Karar No: 2019/1205
Karar Tarihi: 21.02.2019

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2018/5160 Esas 2019/1205 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2018/5160 E.  ,  2019/1205 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL-TENKİS

    Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil- tenkis davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacılar vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;


    -KARAR-
    Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil ile tenkis isteklerine ilişkindir.
    Davacılar, mirasbırakanları ...’ın maliki olduğu 917 sayılı parseldeki 54 no’lu bağımsız bölümü tanıdığı ara malik İsmet üzerinden davalı eşi ...’e satış suretiyle temlik ettiğini, yapılan temliklerin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu, devirler sırasında herhangi bir bedel ödenmediğini, muris ve davalının temlikten sonra da çekişmeli taşınmazda oturmaya devam ettiğini, öte yandan mirasbırakanın bankalardaki paralarını da davalı eşine aktardığını ileri sürerek,54 no’lu bağımsız bölümün tapu kaydının iptali ile miras payları oranında adlarına tescilini, mümkün olmazsa tenkisini, ayrıca davalıya verilen paralar nedeniyle saklı payları oranında ( şimdilik 20.000,00 TL ) bedele hükmedilmesini istemişlerdir.
    Davalı, mirasbırakanın geçirdiği rahatsızlıklar nedeniyle oluşan sağlık harcamalarını karşılamak amacıyla 3. kişiye sattığı bağımsız bölümü bedeli karşılığında satın aldığını, satış bedelini iki taksit halinde banka aracılığıyla ödediğini, murisin bankalardaki parasını kendisine verdiği iddiasının da gerçeği yansıtmadığını bildirip, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, yapılan temliklerin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu iddiasının kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 1934 doğumlu mirasbırakan ...’ın 30.08.2007 tarihinde ölümü ile geriye mirasçı olarak ilk eşinden olma oğlu ...’in mirasçıları olan davacılar ile ikinci eşi olan davalıyı ve dava dışı çocuklarını bıraktığı, murisin maliki olduğu dava konusu 917 sayılı parseldeki 54 no’lu bağımsız bölümün tamamını 10.12.2004 tarihinde 80.000,00 TL üzerinden dava dışı ...’e, İsmet’in de 26.08.2010 tarihinde 115.000,00 TL üzerinden davalı ...’a satış suretiyle temlik ettiği kayden sabittir.
    Uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
    Bu durumda, yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 1.4.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu"nun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu"nun (TBK) 237. (Borçlar Kanunu"nun (BK) 213.) ve Tapu Kanunu"nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
    Hemen belirtmek gerekir ki; bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
    Somut olaya gelince; mirasbırakan ile ara malik ...’in yakın arkadaş oldukları, yapılan ilk temlikten sonra da mirasbırakan ve davalının dava konusu bağımsız bölümde ikamet etmeye devam ettikleri, her ne kadar davalı tarafça dosyaya 01.01. 2005 başlangıç tarihli kira sözleşmesi sunulmuş ise de; sözleşmede davalı ..."in kiracı olarak gösterilip, mirasbırakanın adının yazılı olmadığı kira bedellerinin o dönem malik olan İsmet’e ödendiği hususunun kanıtlanamadığı da birlikte değerlendirildiğinde anılan belgenin her zaman düzenlenmesinin mümkün olduğu, davalı ...’in satış bedelini banka aracılığıyla ara malik İsmet’e ödediği savunmasına gelince; noksanın ikmali yoluyla getirtilen kayıtlardan, 26.08.2010 tarihinde davalının hesabına 70.000,00 TL yatırıldığı, davalının 70.000,00 TL’yi aynı gün ara malik İsmet’in hesabına ‘’ ... sitesi 2. kısım 917-54 no’lu evin satın alma peşinatı olarak ‘’ açıklaması ile havale ettiği, akabinde 01.09.2010 tarihinde davalının hesabına 70.000,00 TL yatırıldığı, yine davalının 45.000,00 TL’yi 06.09.2010 tarihinde ‘’ ... sitesi 2. kısım 917-54 no’lu evin satın alma 2. ve son taksidi ‘’ açıklaması ile ara malik İsmet’in hesabına havale ettiği, 13.09.2010 tarihinde de davalının hesabına elden 45.000,00’TL yatırıldığı, Türkiye Halk Bankası A.Ş Yalıkavak Şubesi’nin cevabi yazısında 01.09.2010 ve 13.09.2010 tarihlerinde davalı ...’in hesabına yatan 70.000,00 TL ve 45.000,00 TL’nin kim tarafından yatırıldığının saptanamadığının bildirildiği, davalı ve tanıdığı olan İsmet’in yakın tarihli hesap hareketlerinde birbirini takip eden para yatırma ve para çekme işlemlerinin satış bedelinin ödendiği izlenimi verme amacı taşıdığı, örtülü bir perde ile arkasındaki muvazaanın gizlenmeye çalışıldığı, öte yandan davalının çekişmeli bağımsız bölümde ikamet ettiği sırada toplamda 25.000,00 TL – 30.000,00 TL arasında tadilat masrafı yaptığı, bu hususun tanık beyanları ve bilirkişi raporu ile tespit edildiği, kiracı olarak oturduğunu iddia eden bir kişinin belirtildiği şekilde esaslı bir tadilat yapmasının hayatın olağan akışına uygun olmadığı hususu dosyadaki diğer deliller ile birlikte değerlendirildiğinde yapılan temliklerin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu anlaşılmıştır.
    Hal böyle olunca, tapu iptal ve tescil isteğinin kabulüne karar verilmesi gerekirken delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru değildir.
    Davacıların yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 21.02.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.









    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi