15. Ceza Dairesi 2020/9941 E. , 2021/3261 K.
"İçtihat Metni"
Resmi belgede sahtecilik, güveni kötüye kullanma ve dolandırıcılık suçlarından şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 12/09/2019 tarihli ve 2018/64928 soruşturma, 2019/80297 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın reddine ilişkin mercii Ankara 8. Sulh Ceza Hâkimliğinin 28/11/2019 tarihli ve 2019/7828 değişik iş sayılı kararı aleyhine, Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 17/09/2020 gün ve 94660652-105-06-7225-2020-Kyb sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak soruşturma dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 02/10/2020 gün ve 2020/84866 sayılı tebliğnamesiyle Dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
5271 sayılı Kanun’un 160. maddesi uyarınca, Cumhuriyet savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı Kanun’un 170/2. maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi halde ise anılan Kanun’un 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği, buna karşın Cumhuriyet savcısının 5271 sayılı Kanun’un kendisine yüklediği soruşturma görevini yerine getirmediği, ortada yasaya uygun bir soruşturmanın bulunmadığı durumda, anılan Kanun’un 173/3. maddesindeki koşullar oluşmadığından, itirazı inceleyen merciin Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabulüne karar verebileceği yönündeki açıklamalar karşısında,
Her ne kadar Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 12/09/2019 tarihli kararında şikayetçi ile şüpheli arasında iş ortaklığı kurulduğu, daha sonra işlerin kötüye gitmesi nedeniyle mali sıkıntı yaşandığı ve bundan tarafların birbirlerini sorumlu tuttuğu, taraflar arasında Ankara 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/380 esas sayılı dosyasında sözleşmenin iptali davasınında devam ettiği, şüphelinin üzerine atılı şuçları işlediğine dair hakkında dava açmaya yeterli delil bulunmadığı gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de; müştekiye ait Güreller Mühendislik Mimarlık İnşaat Ve Ticaret Ltd. Şti. ile şüpheliye ait Cesuray İnşaat Tahhüt ve Mühendislik Ltd. Şti. arasında Ankara 40. Noterliği tarafından düzenlenen 26/05/2016 tarihli ve 17725 numaralı iş ortaklığı sözleşmesine göre ortaklığın borç ve taahhüt altına sokulmasına ilişkin tüm iş ve işlemlerin aksi kararlaştırılıncaya kadar müşteki ve şüphelinin müşterek temsile ve ilzama yetkili oldukları, ancak dosyaya yansıyan Şekerbanka ait 1013875 sayılı, Türk Ekonomi Bankasına ait 6068602 sayılı, Şekerbanka ait 1014510 sayılı ve Şekerbanka ait 1013873 sayılı belirtilen ortaklığa ait çeklerin sadece şüpheli tarafından imzalanarak farklı kişi/şirketlere verildiği ve ciro yoluyla el değiştirilerek ortaklığın borç altına sokulduğu, müşteki vekillerinin ortaklığa ilişkin 90 civarı çekin bu şekilde şüpheli tarafından tek imza ile piyasaya sürüldüğünün belirtilmiş olması karşısında, ortaklığa ait sadece şüpheli tarafından imzalanarak piyasaya sürülen bütün çeklerin tespit edilerek, keşide tarihlerinin muhasebeci Şükrü Baydın"ın işten ayrıldığını beyan ettiği tarih olan 20/03/2017 tarihinden sonra olup olmadığının ve sonraki tarihli olan çeklerin piyasaya tek imza ile sürülmesinin güveni kötüye kullanma amacıyla yapılıp yapılmadığının tespit edilip ortaya konulması, nitekim mevcut dosya kapsamında ihtilafın ortaklık muhasebecisi olan Şükrü Baydın"ın işten ayrıldığını ifade etmiş olduğu tarihten sonra ortaya çıktığı, ortaklık hesabından yapılan bütün ödemelerin tespit edilerek ortaklığın amacı doğrultusunda ve ortak olan müşteki ve şüphelinin ortak ve/veya haklı menfaatleri doğrultusunda gerçekleştirilip gerçekleştirilmediğinin Şükrü Baydın"a ödeme nüshaları gösterilerek ayrıntılı ifadesi ile tespit edilmesi, yapılacak tespit neticesinde sadece şüpheli tarafından yapılması talimatı verilen ödemeler mevcut ise bunların güveni kötüye kullanma amacıyla yapılıp yapılmadığının ortaya konulması, Şekerbank Kızılay Şubesine verilmiş olan 20/04/2017 tarihli dilekçede yer alan sol taraftaki imzanın şüpheliye ait olduğu, müştekiye ait sağ taraftaki imzanın ise renkli kopya yoluyla oluşturulmuş olması karşısında, şüphelinin eyleminin resmi/özel belgede sahtecilik suçunu oluşturup oluşturmadığının ortaya konulması gerektiği, ayrıca belirtilen bilirkişi raporu ve müşteki vekilinin Nuri Koç isimli kişiye Şekerbank Kızılay şubesinden yapılan ödemelere ilişkin müştekinin bilgi ve talimat imzasının bulunmadığını belirtmiş olması karşısında, Nuri Koç isimli kişinin tespit edilerek beyanının alınması, Nuri Koç isimli kişiye ödeme yapılması, çek yaprağı verilmesi ve/veya başkaca işlem icrası için ortaklık adına Şekerbank Kızılay şubesine verilen bütün talimat yazılarının asıllarının temin edilerek bahse konu yazılar üzerinde yer alan imza yazıların müşteki ve şüpheli el ürünü olup olmadığına ilişkin bilirkişi raporu aldırılarak çıkan sonuca göre resmi/özel belgede sahtecilik suçunun oluşturup oluşmadığının ortaya konulması gerektiği, bütün bu soruşturma işlemlerinden sonra ortaklık adına tek imza ile piyasaya sürülen çeklerin verilmiş olduğu kişi/şirket temsilcisi/temsilcilerinin beyanlarına başvurularak bu kişiler yönünden ve müşteki yönünden dolandırıcılık suçunun unsurlarının oluşup oluşmadığının ortaya konulması gerektiği gözetilerek, soruşturmanın genişletilmesine karar verilmesi yerine, yazılı şekilde itirazın reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Kanun yararına bozmaya atfen düzenlenen ihbarnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden, itirazın reddine ilişkin Ankara 8. Sulh Ceza Hâkimliğinin 28/11/2019 tarih ve 2019/7828 D.İş sayılı kararının, 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi gereğince BOZULMASINA, aynı maddenin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca müteakip işlemlerin mahallinde merciince yerine getirilmesine, 22/03/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.