19. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/9740 Karar No: 2017/4849 Karar Tarihi: 12.06.2017
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2016/9740 Esas 2017/4849 Karar Sayılı İlamı
19. Hukuk Dairesi 2016/9740 E. , 2017/4849 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı tarafından, süresinden sonra davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı,davalı tarafından aleyhine bonoya dayalı icra takibi yapıldığını, takip konusu bononun 9.000 TL"lik bedeline karşılık ödeme yaptığını ileri sürerek borçlu olmadığının tespitini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının borçlu kabul ederek ödeme taahhüdünde bulunduğunu ve kendilerine 5.500 TL tutarında ödeme yapıldığını, bunun icraya bildirildiğini başka ödeme bulunmadığından davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davacının ödeme belgesi olarak sunduğu 4.500 TL"lik makbuzun icra takibine yönelik olduğuna dair bir kaydı taşımadığı ve bu durumda ödemenin kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı Asil ile davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1- Davalı vekili davacının temyizi üzerine katılma yolu ile hükmü temyiz etmiş ise de, temyiz dilekçesinin süresi geçtikten sonra verildiği anlaşıldığından davalının temyiz isteminin süre yönünden reddine, 2-Dava, 9.000 TL"lik senet nedeniyle başlatılan takipten dolayı borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Öncelikle dava değeri dikkate alınarak harç tahsili gerekirken eksik harç tamamlattırılmadan yargılamaya devam olunması doğru görülmemiştir. Diğer yandan, dava konusu senet 30.09.2013 vade tarihli olup, davacının ödeme makbuzu olarak sunduğu belge ise 22.10.2013 tarihlidir. Bu durumda senedin vadesinden sonra yapılmış olan ödemenin mevcut borca karşılık yapıldığının kabulü gerekir. Şayet,alacaklı bu ödemenin bir başka alacağa mahsuben yapıldığını ileri sürmekte ise alacağın ispatı davalıya aittir. Mahkemece bu hususlar gözetilmeden delil takdirinde ve ispat külfetinin tayininde hataya düşülerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda 1 sayılı bentte açıklanan nedenle davalı vekilinin temyiz isteminin süre yönünden reddine, 2 sayılı bentte açıklanan nedenle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 12/06/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.