13. Hukuk Dairesi 2016/20550 E. , 2018/6847 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalıdan satış vaadi sözleşmesiyle daire satın aldığını, sözleşmeye göre konutun teslim süresinin mayıs 2008 tarihinden itibaren 24 ay olarak belirlenmesine rağmen birçok eksik ve ayıplarla birlikte 21.01.2011 tarihinde teslim edilmek istendiğini, bu eksikliklerin bir tutanak ile tespit edilip giderimi için 21.02.2011 tarihine kadar davalı yana süre verilerek bu sürenin de teslim tarihi olarak tutanak altına alındığını, ancak bu tarih itibariyle de var olan eksikliklerin giderilmemiş olduğu görüldüğünden davalı yanca yeniden süre alındığını, beş ayın daha geçmesinin ardından halen eksikliklerin var olmasına rağmen 07.07.2011 tarihinde dairenin gönülsüzce de olsa teslim alınmak zorunda kalındığını belirterek davalının taahhüt ettiği edimini eksik ifa etmesi nedeniyle HMK"nun 107. maddesi hükmü çerçevesinde tahkikat sırasında belirlenecek eksiklikler nedeniyle değer kaybı tazminatının davalının ihtar yoluyla temerrüde düştüğü 26.12.2011 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte yine bu eksiklikler nedeniyle HMK"nun 107. maddesi hükmü çerçevesinde tahkikat sırasında BK 42 ve 49 maddeler çerçevesinde belirlenecek maddi ve manevi tazminatın davalının ihtar yoluyla temerrüde düştüğü 26.12.2011 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte, dairenin geç teslimi nedeniyle HMK"nun 107. maddesi hükmü çerçevesinde tahkikat sırasında belirlenecek rayiç bedeller ve dairelerin eksiksiz teslim edilmiş olmasına dayalı kira kaybı tazminatının davalının ihtar yoluyla temerrüde düştüğü 26.11.2011 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, 01.12.2015 tarihli ıslah dilekçesi ile 6.953,00 TL kira kaybı tazminatı alacağının davalının ihtar yoluyla temerrüde düşürüldüğü 30.03.2012 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, eksiklikler oranında bedel indirimi tazminatı ile maddi ve manevi tazminat talepleri hakkında konusuz kalmış olması sebebiyle bu talepler hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesini dilemiştir.
Davalı, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Davada neticeye ulaşmak için çözümü gereken esas nokta, davaya konu taşınmazın davacı yana teslim tarihinin doğru olarak belirlenmesidir. Bu hususa ilişkin mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporları ile taraflar arasında 22.05.2008 tarihinde akdedilen gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin 6.1. maddesinde teslim süresinin sözleşme tarihinden itibaren 24 ay olduğu, sürenin Kiptaş tarafından 6 ay daha resen uzatılabileceği; 6.4. maddesinde konutu teslim alma yükümlülüğünün hak sahibine ait olduğu, konutu teslim almak için başvuru yapmayan hak sahibinin temerrüt, geç teslim vb iddialarda bulunamayacağı, ihtilaf halinde aynı bölgede ilk teslim edilen konutun teslim tarihinin konutların teslime hazır hale getirildiği tarih olarak kabul edileceği, hak sahibinin teslim tarihinden itibaren bir ay içerisinde konutunu teslim almak için müracaat etmemesi halinde temerrüde düşmüş sayılacağı, 27.01.2011 tarihli Konut Durum Tespit-Teslim Formu"nda, konuttaki imalat hatalarının sıralanmış olduğu ve termin tarihi 21.02.2011 olarak belirtildiği, konutun 07.07.2011 tarihinde davacı tarafından teslim alınmış olduğu, yine bu tutanağa göre eksikliklerin bu tarihte giderilmemiş olduğuna ve ikinci bir termin tarihi belirlendiğine dair kayıt olmadığından, taraflar arasındaki sözleşmenin 6.4. maddesindeki düzenleme de dikkate alınarak, konutun tutanakta belirlenen 21.02.2011 termin tarihinde teslime hazır halde olduğunun kabul edilmesi gerektiği ve davacının bu tarihe kadar olan süre yönünden taleple bulunabileceği değerlendirilmesi yapılmış ve geç teslime dayalı kira tazminatına ilişkin hesaplama bu değerlendirme neticesine göre yapılmıştır. Oysa; Dava ve satış işlemi konusu taşınmazın sözleşmeye uygun olarak ve sözleşmede belirlenen süre içerisinde davacıya teslim yükümlülüğü davalı yanda olup, teslime hazır olmayan bir taşınmazın davacı tarafça teslim alınmadığından bahisle bu yükümlülüğün adeta ters çevrilerek sonuçlarının davacıya yüklenmesi yerinde olmayıp, taşınmazın eksiklilerden ari olarak davacı yana teslime hazır hale getirilmiş olduğunun ispat yükünün de davalı yanda olduğu gözetilmek suretiyle sonucuna uygun karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı olarak hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 19/06/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.