Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/11308 Esas 2019/1218 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/11308
Karar No: 2019/1218

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/11308 Esas 2019/1218 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davacı vekili, yola elatmanın önlenmesi ve kal talebiyle davalılara karşı dava açmıştır. Mahkeme, davanın kesin hüküm nedeniyle reddine karar vermiştir. Yapılan inceleme sonucunda, mahkeme kararı usul ve yasaya uygun bulunmuştur ve temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Hükmün onanmasına karar verilmiş ve onama harcı temyiz edene yükletilmiştir. Karar düzeltme yolu açık tutulmuştur.
Kanun Maddeleri:
- Hukuk Muhakemeleri Kanunu, 303. madde (Maddî anlamda kesinlik)
14. Hukuk Dairesi         2016/11308 E.  ,  2019/1218 K.

    "İçtihat Metni"

    14. Hukuk Dairesi
    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 12.09.2013 gününde verilen dilekçe ile yola elatmanın önlenmesi ve kal talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kesin hüküm nedeniyle reddine dair verilen 29.04.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler usul ve yasaya uygun bulunduğundan yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13.02.2019 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.

    KARŞI OY

    Şeklî anlamda kesinleşen bir hükümle halledilmiş bulunan bir uyuşmazlığın yeniden ilk derece mahkemesi önüne getirilememesi ve kesinleşen kararın hem davanın taraflarını hem de bütün mahkemeleri bağlamasına hükmün maddî anlamda kesinleşmesi adı verilir.

    Maddî anlamda kesinlik Hukuk Muhakemeleri Kanununun 303. maddesinde düzenlenmiştir.
    Buna göre, bir davaya ait şeklî anlamda kesinleşmiş olan hükmün, diğer bir davada maddî anlamda kesin hüküm oluşturabilmesi için, her iki davanın
    • taraflarının,
    • dava sebeplerinin (davanın dayanağını teşkil eden vakıaların) ve
    • ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olması gerekir.
    Öte yandan, kesin hükmün objektif (konu itibariyle) kapsamına, sadece davada veya karşılık davada ileri sürülen taleplerden hükme bağlanmış olanlar dahildir. Buna karşılık, davada hükme bağlanmamış olan talepler varsa, kesin hükmün objektif kapsamına bu hususlar dahil olmayacaktır.
    Davacı, ... tarafından davalılar, ... ile ... aleyhine açılan 2000/124 Esas sayılı davada, ... yönünden davanın reddine karar verilmiş, ... yönünden ise 35.40 m2 yere elatmanın önlenmesi ve yıkım kararı verilmiştir.
    Görüldüğü üzere ilk davadan farklı olarak, direk yeri ve zirai aletlerin kaldırılması istemi nedeniyle hükme bağlanmamış talepler olduğu gibi, davalılardan ... ilk davada taraf değildir.
    Bu haliyle ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2000/124 Esas, 2001/215 Karar sayılı davada verilen hüküm, eldeki dava için kesin hükmün sonuçlarını doğurmaz.
    İlk derece mahkeme kararının bu gerekçe ile bozulması gerektiğinden, sayın çoğunluğun onamaya ilişkin kararına katılamamaktayım.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.