15. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/6146 Karar No: 2017/307 Karar Tarihi: 25.01.2017
Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2015/6146 Esas 2017/307 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Dava eser sözleşmesi nedeniyle alacak istemine ilişkindir. Davacı taraflar arasında eser sözleşmesi bulunduğunu, geçici kabul yapılarak eksikliklerin saptandığını, sonrasında yapılan incelemede hakedişlere esas kayıtların ve metrajların hatalı düzenlendiğinin belirlendiğini, bu nedenle zarara uğradıklarını iddia etmişlerdir. Ancak, davalı daha önce aynı konuda açılmış derdest dava bulunduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkeme davanın reddine karar vermiştir. Ancak, aynı taraflar arasında aynı sözleşmeye dayalı olarak davalı yüklenici tarafından davacı işsahibi aleyhine Hukuk Mahkemesi'nde dava mevcut olduğu ve konu sebep ve tarafların aynı olması sebebiyle irtibat bulunduğu ve bir davada verilecek hüküm diğerini etkileyeceğinden derdest olduğu ve birleştirilerek görülmesi gerektiği sonucuna varılmıştır. Kararda, sözleşme tarihine göre uygulanması gereken 818 sayılı mülgâ BK'nın 355 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesine dayalı olarak açılmış alacak davası olduğu ve HMK'nın ilgili maddeleri gereğince aynı yargı çevresinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış davaların birleştirilebileceği,
15. Hukuk Dairesi 2015/6146 E. , 2017/307 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, eser sözleşmesi nedeniyle alacak istemine ilişkin olup, mahkemenin davanın reddine dair kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı taraflar arasında eser sözleşmesi bulunduğunu, geçici kabul yapılarak eksikliklerin saptandığını, sonrasında yapılan incelemede hakedişlere esas kayıtların ve metrajların hatalı düzenlendiğinin belirlendiğini bu nedenle zarara uğrandığını, yüklenicinin daha önce Hukuk Mahkemesi"nin 2013/108 Esas sayılı dosyada 20.805,43 TL alacak için dava açtığını belirterek alacak ve tazminat talebinde bulunmuş, davalı daha önce aynı konuda açılmış derdest dava bulunduğunu da belirterek davanın reddini savunmuş, mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dava, sözleşme tarihine göre uygulanması gereken 818 sayılı mülgâ BK"nın 355 ve devamı maddelerinde düzenlenen ve konusu "" olan eser sözleşmesine dayalı olarak açılmış alacak davasıdır. 6100 sayılı HMK hükümlerine göre: Aynı yargı çevresinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış davalar, aralarında bağlantı bulunması durumunda, davanın her aşamasında, talep üzerine veya kendiliğinden ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilebilir. Birleştirme kararı, ikinci davanın açıldığı mahkemece verilir ve bu karar, diğer mahkemeyi bağlar (HMK 166/1). Birinci davanın açıldığı mahkeme, talebin kabulü ile davaların birleştirilmesine ilişkin kararın kesinleşmesinden itibaren, bununla bağlıdır (HMK 166/2). Birleştirme kararı, derhâl ilk davanın açıldığı mahkemeye bildirilir (HMK 166/3). Davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması ya da biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması durumunda, bağlantı var sayılır (HMK 166/4). Bir davada hüküm verilebilmesi, başka bir davaya, idari makamın tespitine yahut dava konusuyla ilgili bir hukuki ilişkinin mevcut olup olmadığına kısmen veya tamamen bağlı ise mahkemece o davanın sonuçlanmasına veya idari makamın kararına kadar yargılama bekletilebilir (HMK 165/1).
Yukarıda yapılan açıklama ve sözü edilen kurallarla birlikte somut olay değerlendirildiğinde; aynı taraflar arasında aynı sözleşmeye dayalı olarak davalı yüklenici tarafından davacı işsahibi aleyhine Hukuk Mahkemesi"nin 2013/108 Esas sayılı dosyasında dava mevcut olup konu sebep ve tarafların aynı olması sebebiyle irtibat bulunduğu ve bir davada verilecek hüküm diğerini etkileyeceğinden derdest ise birleştirilerek görülmesi, sonuçlanıp kesinleşmiş ise o dosyada kesinleşen olgular dikkate alınarak davanın sonuçlandırılması gerekirken bu hususlar üzerinde durulmadan yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığından kararın temyiz eden davacı yararına bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 25.01.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.