Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2010/19831 Esas 2010/31734 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
12. Hukuk Dairesi
Esas No: 2010/19831
Karar No: 2010/31734
Karar Tarihi: 28.12.2010

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2010/19831 Esas 2010/31734 Karar Sayılı İlamı

12. Hukuk Dairesi         2010/19831 E.  ,  2010/31734 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Bakırköy 5. İcra Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 21/04/2010
    NUMARASI : 2009/621-2010/737

    Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
    Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
    Alacaklı vekili tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus yol ile icra takibine başlandığı, örnek 10 nolu ödeme emri tebliği üzerine borçlunun  yasal sürede icra mahkemesine başvurarak, imzaya itiraz ettiği anlaşılmıştır.
    İİK.nun 170/a-2 maddesi gereğince hakim, yasal sürede yapılan itiraz veya şikayet nedeniyle icra mahkemesine intikal eden işlerde, öncelikle, takip dayanağı senedin kambiyo vasfında olup olmadığını ve alacaklının kambiyo senetlerine özgü yol ile takip hakkının bulunup bulunmadığını re’sen inceleyerek, takibin iptaline karar verir.
    Somut olayda icra takibinin dayanağı olan senetlerin lehdar hanesinde “.......... İnşaat San. Tic.” ibaresinin yazılı olduğu görülmektedir. TTK.nun 688/5. maddesi gereğince dayanak belgenin bono vasfında olabilmesi için lehdarın gerçek ya da tüzel kişi olması zorunludur. Somut olayda lehdar olarak gösterilen ibare yukarıda yazılı madde anlamında gerçek veya tüzel kişiyi içermemektedir. Dayanak belgenin arka yüzünde de incelenmesinde de lehdarın hükmi şahsiyetinin bulunduğuna dair  herhangi bir ibarenin bulunmadığı  anlaşılmıştır.
    Bu durumda İcra Mahkemesince öncelikle İİK.nun 170/a maddesi gereğince re’sen takibin iptaline karar vermek gerekirken işin esasının incelenmesi doğru değil ise de mahkemece itirazın kabulü ile takibin durdurulmasın karar verildiğinden ve aleyhe bozma yapılamayacağından bu husus bozma nedeni yapılmamıştır.
    Ancak, yukarıda belirtilen hususlar gözönüne alındığından takibin iptali kararının yasal dayanağı İİK.nun 170/a maddesi olup bu madde de tazminat ve para cezası öngörülmediğinden, alacaklının tazminat ve para cezasıyla sorumlu tutulması isabetsizdir. Mahkeme kararının bu nedenle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın düzeltilerek onanması yoluna gidilmiştir.
    SONUÇ :Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile Bakırköy 5.İcra Mahkemesi’nin 21.04.2010 tarih ve 2009/19831 esas, 2010/737 karar sayılı kararının hüküm bölümünün tazminatla ilgili (2).madde ve para cezası ile ilgili (3).maddesinin karar metninden çıkarılmasına, kararın düzeltilen bu şekliyle İİK.366. ve HUMK.438. maddeleri uyarınca (ONANMASINA), mahkeme kararı düzeltilerek onandığından harç alınmasına yer olmadığına, 28/12/2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.