MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Defter ve Belge Gizleme, Sahte fatura kullanma
HÜKÜM : Defter ve belge gizleme suçundan; Beraat
Sahte fatura kullanma suçundan; Mahkumiyet

Antalya Cumhuriyet Başsavcılığının 18.01.2012 tarihli 2012/1505 esas sayılı iddianamesi ile sanık hakkında 02.01.2012 tarihli komisyon mütalaasına uygun olarak, sahte fatura düzenleme suçlarından da dava açıldığı halde, bu suçlardan hüküm kurulmadığı anlaşıldığından, 2009 ve 2010 takvim yıllarında sahte fatura düzenleme suçlarından mahkeme tarafından ayrıca hüküm kurulması mümkün görülmüştür.
A) 2009 ve 2010 yılında sahte fatura kullanma suçlarından kurulan mahkûmiyet hükümlerine yönelik sanık müdafiinin temyiz talebinin incelenmesi:
Gerekçeli karar başlığında ""2009-2010" şeklinde hatalı/eksik gösterilen suç tarihlerinin, kullanılan faturaların Kurumlar Vergisine konu edilmelerine göre 26.04.2010 ve 26.04.2011 olarak mahkemece düzeltilmesi ve TCK’nin 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan haklardan sanığın sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverilme tarihine kadar uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi isabetsizliğinin, Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 tarihli 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Yargılama sürecindeki işlemlerin hukuka uygun olarak yapıldığı, iddia ve savunmada ileri sürülen görüşler ile delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışılarak değerlendirildiği, vicdanî kanının deliller ve dosyadaki bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, fiillerin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, fiile uyan suç tipi ile yaptırımların doğru biçimde belirlenip uygulandığı, kurulan hükümlerde bir aykırılık bulunmadığı anlaşılmış; sanık müdafiinin temyiz nedenleri yerinde görülmemiş olduğundan, hükümlerin ONANMASINA ,
B) Defter, belge gizleme suçundan kurulan beraat hükmüne yönelik katılan vekilinin temyiz talebinin incelenmesi:
1- ...Ltd. Şti."nin 19.01.2009 tarihinden itibaren müdürü olan sanık hakkında, 2009 ve 2010 takvim yıllarına ait defter ve belgeleri yapılan tebligata rağmen süresinde ibraz etmediği iddiasıyla açılan kamu davasında; defter ve belgeleri gizleme suçunun, varlığı noter tasdik kayıtları veya sair suretlerle sabit ve saklama mecburiyeti bulunan defter ve belgelerin vergi incelemesine yetkili kimselere ibraz edilmemesi ile oluştuğu, her ne kadar, sanığın şirkette kağıt üzerinde yetkili olduğunu ve şirket işleri ile ilgisinin olmadığını savunması ve Mahkemece de, "…V.U.K."nin 139/2. maddesindeki istisnaların mevcut olmadığı” gerekçesi ile bu suç yönünden beraat hükmü kurulmuş ise de; defter ve belgeleri saklama sorumluluğunun şirket müdürü olan sanığa ait olduğu; 21.01.2011 tarihli yoklamada, mükellefin iş yeri adresinden 2,5 - 3 yıl kadar önce taşınmış olduğu, bu adreste Eylül-2008 tarihinden itibaren başka bir vergi dairesinin mükellefi olan ... Tic. A.Ş."nin faaliyette bulunduğunun ve şirketin adresten adres bildirmeden ayrıldığının tespit edilmiş olması; sanığın MERNİS adresine çıkarılan istem yazısının da tebliğ edilememesinin akabinde hisse devir sözleşmesinde sanığın bildirdiği adreste yeğeni ..."a 11.05.2011 tarihinde tebligat yapıldığı halde verilen 15 günlük yasal süre sonunda defter ve belgelerin ibraz edilmediğinin anlaşılması karşısında; sanığın unsurları itibarıyla oluşup sübuta eren atılı suçtan mahkûmiyeti yerine, dosya kapsamı ile örtüşmeyen hatalı gerekçe ile beraatine hükmedilmesi,
2- Defter ve belgeleri gizleme suçunda, suç tarihinin ibraz için verilen 15 günlük yasal sürenin bitimini izleyen tarih olduğu dikkate alındığında, "27.05.2011" olan suç tarihinin gerekçeli karar başlığına "2009-2010" şeklinde yanlış yazılması,
Yasaya aykırı, katılan vekilinin temyiz talebi bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 15.05.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.