15. Hukuk Dairesi 2016/61 E. , 2017/300 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, eser sözleşmesinden doğan iş bedeli nedeniyle bakiye alacak istemine ilişkin olup, mahkemenin davanın kısmen kabulüne kısmen reddine dair kararı davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Davacı yüklenici davalı iş sahibi ile ev inşaatı yapımı konusunuda 15.000,00 TL karşılığı sözlü olarak anlaştıklarını, davalının 2.500,00 TL ödediğini ancak bakiye kalan 12.500,00 TL’yi ödemediğini belirterek bakiye alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilini talep etmiş olup, davalı tadilatların bir kısmının davacı tarafından, bir kısmının ise dava dışı kişilerce yapıldığını, davacıya borcu olmadığını beyan ederek davanın reddini savunmuş, mahkemece davalının sözleşmeye itirazının bulunmaması gerekçesiyle alınan bilirkişi raporu doğrultusunda 6.500,00 TL bakımından davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, taraflar arasında mevcut sözlü anlaşma tarihine göre uygulanması gereken 818 sayılı mülgâ BK"nın 355. maddelerinde düzenlenen ve konusu bir kısım tadilat işi olan eser sözleşmesine dayalı olarak bakiye alacağın tahsili istemiyle açılmış alacak davasıdır. Davalının anlaşmayı inkâr etmemesi hususu dikkate alınarak, taraflar arasındaki temel hukuksal ilişki 818 sayılı mülga BK"nın 355. maddesinde tanımlanan eser sözleşmesidir. Taraflar arasında sözleşme ilişkisinin kurulduğu uyuşmazlık konusu olmayıp, uyuşmazlık iş bedelinin ne olduğu konusunda toplanmaktadır.
İş bedeline ilişkin olarak, dairemizin bu konudaki yerleşmiş içtihatları ve doktrin uyarınca; yanlar arasında eser sözleşmesi ilişkisinin varlığı sabit olup yazılı sözleşme bulunmaması ve tarafların bedelde uyuşamamaları halinde iş bedelinin, işin yapıldığı ileri sürülen 2011 yılında yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 366. maddesi hükmünce yapıldığı yıl mahalli piyasa rayiçlerine göre hesaplanması gerektiği kabul edilmektedir.
Yukarıda yapılan açıklama ve sözü edilen kurallarla birlikte somut olay değerlendirildiğinde; taraflar arasında eser sözleşmesi ilişkisi kurulduğu anlaşılmış ise de yazılı sözleşme bulunmadığından işin kapsamı, iş bedelinin ne olduğu ve ödenip ödenmediği
./.
ihtilâflıdır. Bu hususlarda davacının hazırlık soruşturmasında vermiş olduğu ifade ve tanık beyanları var ise de işin kapsamı tam olarak belirlenmemiştir. Öte yandan davacının sadece işçilik bedeli talep ettiği dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Ayrıca mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporu da yeterli olmayıp, iş bedelinin belirlenmesi konusunda 2014 yılı itibariyle birim fiyatları esas alınması da hatalı olmuştur.
Bu nedenlerle mahkemece yapılacak iş; mahallinde tekrar keşif yapılarak, taraf tanıkları tekrar dinlenilmek suretiyle işin kapsamı tam olarak belirlenmeli, tanık beyanlarında çelişki olduğu takdirde çelişki giderilmeli, davacının hazırlık ifadesindeki anlatımları ile tanık ifadeleri karşılaştırılmalı, davacının davalıya yapmış olduğu imalâtların neler olduğu kesin biçimde saptanmalı, davacı tarafın yaptığı imalâtların sadece işçilik bedeli talep edildiğinden, işin yapıldığı 2011 yılı itibariyle mahalli serbest piyasa rayicine göre bedel hesaplanarak davalının yapmış olduğu 2.500,00 TL ödeme düşülmeli ve taleple bağlı kalınarak davacının ilk kararı temyiz etmemesi sebebiyle miktar aşılmadan bedele hükmedilmelidir. Mahkemece yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur.
SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 25.01.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.