Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/2751
Karar No: 2020/146
Karar Tarihi: 30.01.2020

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2018/2751 Esas 2020/146 Karar Sayılı İlamı

19. Hukuk Dairesi         2018/2751 E.  ,  2020/146 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi


    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonucunda ilamda yazılı nedenlerle davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı vekili Av. ... gelmiş, başka gelen olmadığından onların yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
    - K A R A R -
    Davacı vekili, davacı tarafından üretilip satılan ve teslim edilen beton santrali ve çimento silosu ile ilgili davalının süresinde yatırım teşvik belgesini ibraz edememiş olması sebebiyle davacı tarafından ... Vergi Dairesi’ne ödenen 55.800,00 TL KDV alacağının tahsili için davalı hakkında ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalının borca ve icra dairesinin yetkisine itiraz ettiğini iddia ederek 55.800,00 TL üzerinden itirazın iptaline, takibin devamına, 55.800,00 TL alacağa ihtar tarihi olan 29.12.2011 tarihinden itibaren değişen oranlarda reeskont avans faizi işletilmesine ve % 20 oranında icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, davalının davacı şirkete herhangi bir borcunun bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece 06.10.2015 tarihinde yapılan yargılamada toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiş, Dairemizin 2015/17867 esas ve 2016/9464 karar sayılı ve 26.05.2016 tarihli ilamı ile davalı vekilinin icra takibinde hem borç hem de yetki yönünden itirazda bulunduğu, yetkili icra dairesinde takip başlatılmasının itirazın iptali davasının koşullarından birisi olduğu, bu durumda mahkemece İİK’nın 50. maddesi uyarınca öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itirazın HMK’nın 164. maddesi uyarınca ön sorun olarak incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken bu yön üzerinde durulmadan işin esasına girilerek yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle bozulmuş, bozma nedenine göre davalı vekilinin öteki temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
    Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde taraflar arasındaki akdi ilişkinin sabit olduğu, TBK’nın 89. maddesi uyarınca davacının bir miktar para alacağının tahsili için kendi yerleşim yeri icra dairesinde takip başlatabileceği, bu sebeple davalının icra dairesinin yetkisine yönelik itirazının reddine karar verildiği, dava konusu KDV alacağının incelenmesinden bozma öncesinde alınan bilirkişi raporunda da belirtildiği gibi taraflar arasındaki sözleşmenin 7. maddesine göre malların teşvik kapsamında olduğunun kararlaştırıldığı, davalının yatırım teşvik belgesini alarak davacıya vereceği, ağustos ayı sonuna kadar bu belge ibraz edildiğinde davacının teşvikli fatura keseceği, ibraz edilmezse teşviksiz fatura keseceği, teşvik belgesi sunmayarak davalının sözleşmeye aykırı davrandığı ve davacının sözleşmede olmayan bir bedeli ödemek zorunda kaldığı, davacının ödediği bu KDV bedelini davalıdan talep etme hakkının bulunduğu, davalının takip öncesinde temerrüde düşürülmemesi sebebiyle asıl alacak üzerinden davanın kabulüne karar verildiği, hükmolunan alacağın likit olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile takibin 55.800,00 TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa 10.01.2012 tarihinden itibaren artan ve eksilen oranlarda avans faizi uygulanmasına, hüküm altına alınan alacak miktar üzerinden % 20 oranında hesaplanan 11.160,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
    (1) Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
    (2) Davacı takip talebinde 55.800,00 TL asıl alacak ve 18.780,90 TL işlemiş faiz alacağı olmak üzere toplam 74.580,90 TL alacağın takip tarihinden itibaren icra giderleri, vekalet ücreti ve asıl alacağın % 13,5 temerrüt faizi ile birlikte tahsilini istemiş, ancak 55.800,00 TL asıl alacak üzerinden itirazın iptalini talep etmiştir. Takip tarihi, 27.06.2014 tarihidir. Mahkemece itirazın iptaline karar verilen 55.800,00 TL asıl alacağa 10.01.2012 tarihinden itibaren artan ve eksilen oranlarda avans faizi uygulanmasına karar verilmiştir. İtirazın iptali davaları, takip talebine sıkı sıkıya bağlıdır. Bu sebeple itirazın iptaline karar verilen 55.800,00 TL asıl alacağa takip tarihinden daha önceki bir tarih olan 10.01.2012 tarihinden itibaren faiz yürütülmesi doğru değildir. Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 HMK’nın geçici 3. maddesi ve 5236 sayılı Kanun’un geçici 2. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nın 5236 sayılı Kanun’un 16. maddesi ile değiştirilmeden önceki 438/7 maddesi gereğince mahkeme kararının düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bend uyarınca davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının “1” nolu bendinin “Asıl alacağa 10.01.2012 tarihinden itibaren artan ve eksilen oranlarda avans faizi uygulanmasına,” ilişkin bölümünün hükümden çıkartılarak yerine “İtirazın iptaline karar verilen asıl alacağa takip tarihi olan 27.06.2014 tarihinden itibaren artan ve eksilen oranlarda avans faizi uygulanmasına,” sözcük ve yazı dizisinin eklenerek hükmün değiştirilen bu haliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalı yararına takdiren 2.540,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 30.01.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi