10. Hukuk Dairesi 2020/1400 E. , 2021/12622 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi
No : 2018/3460-2019/2347
İlk Derece Mahkemesi : ... (...) 1. Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Dava, tasarrufu teşvik primi için kesintilerinin dönem ve miktarlarının tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın görev (yargı yolu) yönünden reddine dair verilen karara karşı davacılar vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesince verilen kararın, davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle ; müvekkillerinin ... ili ... ilçesi Hamidiye köyünde bulunan ...San. Tic. A.Ş."de her biri ayrı ayrı tarihler arasında olmak üzere 1988 yılından 2003 yılına kadar kadar çalışmış olduklarından müvekkillerinden çalıştıkları süre içerisinde yasa gereği tasarruf teşvik primlerinin kesildiğini, müvekkillerinin bu kesintilerinin tahsili için yapmış olduğu müracaatların sonuçsuz kaldığından primlerle ilgili SSK ... il Müdürlüğü tarafından davalı taraftan icra kanalıyla haciz edilerek Ziraat Bankası ... Şubesine aktarılmış olup davalı kurumca 3 aylık icmal cetvellerin düzenlenmemesi nedeni ile davalı banka tarafından müvekkillerinin ödemelerinin yapılmadığını, bu hususun Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı ... İl Müdürlüğünün 13/12/2004 tarihli ve 046311 sayılı yazısından anlaşıldığını, dava dışı Kar Çay Şirketi tarafından kesilen primlerin miktar ve dönemlerini gösterir 3 aylık icmal cetvelleri bulunmadığından müvekkillerinin mağdur olduğu, aynı gerekçelerle ... A.Ş."ne karşı ... 1. Asliye Hukuk (İş) Mahkemesinin 2005/187 E.-2015/10 K. sayılı dosyasında açılan davanın Ziraat Bankasına husumet yöneltilmesi gerektiği gerekçesi ile reddolunduğu, kararın onandığı, müvekkillerinin her biri için ayrı ayrı olmak üzere davalı işyerinde çalışmalarına ilişkin tasarrufu teşfik primi için kesintilerinin dönem ve miktarın tespitine harç, masraf ve ücreti vekaletin davalı üzerine yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II-CEVAP
Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle, Ziraat Bankasının aracı kurum konumunda olduğu, tasarruf kesintilerini ve nemalarını kendiliğinden nemalandırma ve ödeme yetkisinin olmadığı, Hazine Müsteşarlığının talimatları doğrultusunda hareket ettiği, 29/04/2003 tarih ve 25093 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 4853 sayılı Çalışanların Tasarruflarını Teşvik Hesabının Tasfiyesi ve Bu Hesaptan Yapılacak Ödemelere Dair Kanunun 9. Maddesinde, bu Kanunun uygulanması ile ilgili her türlü düzenlemeyi yapma yetkisinin Hazine Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakanın yetkisinde olduğu yönünde düzenleme yapıldığı, aynı Yasanın 10. maddesi uyarınca gerekli kesinti ve katkıların Ziraat Bankasında açılan hesaplarda toplanarak Hazine Müsteşarlığı tarafından nemalandırılacağı, husumetin Başbakanlık Hazine Müsteşarlığına yöneltilmesi gerektiği, dava dışı .... A.Ş."ne bağlı Karaçay A.Ş. ve ... A.Ş. tarafından tasarrufu teşvik kesintileri ile 3 aylık şahıs bildirim formlarının yasal süresi içerisinde müvekkil bankaya gönderilmemesi sebebiyle çalışanların hesaplarına kayıt tahsisi yapılamadığını, çalışanlara ait kesinti ve katkı tutarlarının Hazine Müsteşarlığı hesaplarına aktarıldığını gösterir banka dekontu ve 3 şahıs bildirim formlarının gönderilmesi halinde kayıt tahsisinin yapılabileceğini, davanın husumet ve esas yönünden reddi gerektiğini savunmuştur.
Davalı Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı vekili cevap dilekçesinde özetle, tasarrufu teşvik priminin alacaklısının davacılar, borçlusunun davacıların işvereni olduğu, davanın husumet yönünden reddi gerektiği, 18/03/1998 tarihli 19758 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak 01/04/1998 tarihinde yürürlüğe giren 3417 sayılı Çalışanların Tasarrufa Teşvik Edilmesi ve Bu Tasarrufların Değerlendirilmesine Dair Kanunun 4 üncü maddesinde belirtilen süreler içinde ilgililerin banka hesaplarına yatırmamaları halinde, yatırılması gereken miktarlar resen veya ilgililerin başvurusu halinde Sosyal Sigortalar Kurumunca 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun primlerin tahsiline ilişkin hükümleri dairesinde tahsil olunarak alınacak gecikme zammı ile birlikte ilgili banka hesabına yatırılacağı, 7. maddesinde ise; İşverenlerin, ücretlerden yapacakları tasarruf kesintileri ile sağlayacakları işveren katkılarını ilgililerin banka hesaplarına yatırmamaları halinde, yatırılması gereken miktarlar resen veya ilgililerin başvurusu halinde Sosyal Sigortalar Kurumunca 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun primlerin tahsiline ilişkin hükümleri dairesinde tahsil olunarak alınacak gecikme zammı ile birlikte ilgili banka hesabına yatırılacağı şeklinde düzenleme yapıldığı, tasarruf kesintisi ve katkısında müvekkil kurumun aracı konumunda olduğu, 3417 sayılı Yasanın tasarruf kesintisi ve katkısının ödenmemesi halinde doğrudan işvereni sorumlu tuttuğu, bu kesinti ve katkıların işveren tarafından ödenmemesi halinde kendilerinin icra yoluyla tahsilat yaptıkları ve tahsil edilen paraları Başbakanlık Kamu Ortaklığı hesabına yatırdıkları, Yargıtay 10. H.D."nin 03/07/1995 tarihli ve 1995/5820-6061 sayılı kararında belirtildiği üzere davacının işvereninin Yasa çerçevesinde tasarruf kesintisi stopajı yapmadığı, kendi payını da katarak Ziraat Bankası hesabına yatırmadığı, Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı"na başvuru da yapılmadığı için görev ihmali olmadığını, yapılan incelemede Kar Çay Çaysan Ticaret ve A.Ş. unvanlı işveren tarafından sigortalılar için verilen belgelere ulaşılamadığını davanın husumet ve esas yönünden reddi gerektiğini savunmuştur.
III-MAHKEME KARARI
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
İlk Derece Mahkemesi,“...Özellikle 4853 sayılı Yasaya 29.12.2006 tarih ve 5568 sayılı Yasa ile eklenen ek 1. madde hükmü karşısında ve anılan yasal düzenlemeler gereğince, kesintilerin çalışanların iradeleri dışında ve idarenin kamu gücü kullanılarak yapıldığı, bu tasarruflarının kamusal usul ve esaslarla değerlendirilmesi suretiyle bir kamu hizmetinin düzenlendiği dolayısıyla konunun kamu hukuku alanına ilişkin olduğu açıktır. Yukarıdaki açıklamaların ışığında, 3417 sayılı Yasanın, yükümlü tuttuğu kamu kurum ve kuruluşlarınca 4. maddedeki yükümlülüğün zamanında veya hiç yerine getirilmemesi halinde; taraflar arasındaki uyuşmazlığın idari bir işlemden kaynaklanması ve konunun kamu hukuku alanına ilişkin olduğu gözetildiğinde; kamu çalışanları tarafından tasarruf kesintisi, işveren katkısı ve nema alacağının tahsili istemiyle, anılan İdareye karşı açılan davalarda, idari yargı yerinin görevli olduğu kabul edilmelidir. Her ne kadar eldeki davanın tespit davası olması, İdari yargıda tespit davası adlı bir dava türüne yer verilmediği düşünülebilirse de İdari yargıda Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı"na ya da Ziraat Bankasına karşı tam yargı davası açılmasına engel teşkil eden bir durum bulunmamaktadır. Bu husustaki Yüksek Mahkeme içtihatları incelendiğinde, Uyuşmazlık Mahkemesi"nin 20.12.2010 gün 2010/156 Esas 2010/328 Karar sayılı kararında da 3417 sayılı Yasayı yürürlükten kaldıran 4853 sayılı Çalışanların Tasarruflarını Teşvik Hesabının Tasfiyesi ve Bu Hesaptan Yapılacak Ödemelere Dair Kanun kapsamında; tasarruf kesintisi, Kurum katkısı ve nemaların tahsili istemiyle açılan davanın görüm ve çözümünde idari yargı yerinin görevli olduğuna karar verilmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2012/1346 Esas 2012/1309 Karar sayılı, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2013/22-1169 E.-2014/744 K. Sayılı kararlar da aynı yöndedir. Yargıtay 9. H.D."nin 13/03/2017 tarihli ve 2017/847 E.-2017/3667 K. sayılı ilamı ile de nema alacağının tahsiline yönelik olarak açılan davalarda idari yargı yerlerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır....” gerekçesiyle, “davanın idare mahkemesinin görevli olması nedeni ile davanın görev (yargı yolu) yönünden reddine” karar vermiştir.
Davacılar vekili; ... Asliye Hukuk (İş) Mahkemesinin 2005/187 Esas sayılı dosyası kapsamında ve sonrası temyiz aşamasında yargı yolunun idari yargı olduğuna ilişkin bir husus ortaya konmadığını, aynı davanın devamı niteliğinde olan iş bu dava dosyasında görevsizlik kararı verilmesinin hatalı olduğunu, davanın müvekkillerinin şirketteki çalışmalarına ilişkin nema kesintilerinin Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı tarafından resen kesilmesi bankaya yatırılması aşamasında kimin ne kadar alacağının belirlenmemiş olmasından kaynaklandığını, alacağın ne kadar olduğunun belirlenip ona göre para tahsil edilip toplu olarak bankaya yatırıldığına göre paranın miktarının belirlenmesinde haliyle kişisel olarak da kimin ne kadar alacağının olduğu veya onun adına hesap yapıldığının da belli olması gerektiğini, yapılan nema kesintilerinin Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı iş yeri bazında toplu alacak olarak haciz yoluna gittiğini, hacizle toplu tahsil ettiği nemaları yine toplu olarak kimin ne kadar alacağı olduğunun belirtilmeden Ziraat bankası ... şubesine yatırılmasında kusurlunun Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı ve bankanın olduğunu, davanın konusunun nemaların tahsil edilememesi değil, tahsil edilen paraların kime ne kadar ait olduğuna ilişkin tespit davası olduğunu belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.
B-BAM KARARI
İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davacılar vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Yasa"nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davacı vekili istinaf gerekçelerini tekrarla kararın bozulmasını talep etmiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
Davanın yasal dayanağı, 29.04.2003 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 4853 sayılı “Çalışanların Tasarruf Teşvik Hesabının Tasfiyesi ve Bu Hesaptan Yapılacak Ödemelere Dair Kanun”un 7. ve 8. maddeleridir. Anılan Kanunun 8 inci maddesinde; “3417 sayılı Kanun hükümlerine göre, ücretlerden yapılması gereken tasarruf kesintileri ile katkı paylarını süresi içinde ilgililer adına açılmış bulunan Tasarrufu Teşvik Hesaplarına yatırmayan işverenlerden; yatırılması gereken miktarlar ile gecikme zammı, resen veya ilgililerin başvurusu halinde Sosyal Sigortalar Kurumunca 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun primlerin tahsiline ilişkin hükümleri dairesinde tahsil olunarak T.C. Ziraat Bankası şubelerindeki ilgili Tasarrufu Teşvik Hesaplarına yatırılır. 3417 sayılı Kanunun mülga 2 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (c) bentleri kapsamındaki personelin aylık ve ücretlerinden tasarruf kesintileri ile Devlet ve işveren katkılarını süresi içinde ilgililer adına açılmış bulunan Tasarrufu Teşvik Hesaplarına yatırmayan kurumlar, yatırılması gereken miktarların resen veya ilgililerin başvurusu halinde yasal faizi ile birlikte T.C. Ziraat Bankası şubelerindeki ilgili Tasarrufu Teşvik Hesaplarına yatırılmasından sorumludurlar.” hükmü öngörülmüş, buna göre tasarruf kesintileri ile işveren katkılarının ilgililerin banka hesaplarına yatırılmaması durumunda Sosyal Sigortalar Kurumu tahsile yetkili kılınmıştır.
Somut olayda, dava dışı ...San. Tic. A.Ş."de her biri ayrı ayrı tarihler arasında olmak üzere 1988 yılından 2003 yılına kadar kadar çalışmış olan davacılardan yasa gereği tasarruf teşvik primlerinin kesildiğini,söz konusu prim kesintilerin davalı Kurumun ... il Müdürlüğü tarafından anılan işverenden icra kanalıyla haciz edilerek Ziraat Bankası ... Şubesine aktarıldığı, bu hususun davalı Kurumun ... İl Müdürlüğünün 13/12/2004 tarihli ve 046311 sayılı yazısından anlaşıldığı, ancak davalı işverenin 3 aylık icmal cetvellerini düzenlememesi nedeni ile davalı banka tarafından davacılara ödemelerinin yapılmadığı belirtilerek söz konusu kesinti dönem ve miktarların her bir davacı için ayrı ayrı belirlenmesi talep edilmekte olup buna göre, mülga 3417 sayılı “Çalışanların Tasarrufa Teşvik Edilmesi ve Bu Tasarrufların Değerlendirilmesine Dair Kanun”un 2 nci maddesindeki, bu Kanun hükümleri çerçevesinde; işçi çalıştıran iş yerlerinde çalışan işçilerin .... aylık ve ücretlerinden (tasarruf kesintisi) yapılacağı ve bu tasarruflara Devlet veya ilgili işverenlerin katkısının sağlanacağı yönündeki hüküm göz önünde bulundurulduğunda kesinti ve katkı paylarının hizmet akdinin sonucu olduğu belirgin bulunmakla, hizmet akdi ilişkisinden kaynaklanan anılan uyuşmazlığın çözüm yeri, 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 5 inci maddesi gereğince iş mahkemeleridir.
Bu nedenle; Mahkemece, işin esasına girilmeli ve yukarıda anılan düzenlemeler de dikkate alınarak toplanacak deliller değerlendirilmek suretiyle bir karar verilmelidir.
O hâlde, davacılar vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak ilk derece mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır
SONUÇ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı 6100 sayılı HMK"nun 373/1. maddeleri uyarınca kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının yukarıda belirtilen nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacılara iadesine, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 20/10/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.