12. Hukuk Dairesi Esas No: 2010/19204 Karar No: 2010/31693 Karar Tarihi: 28.12.2010
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2010/19204 Esas 2010/31693 Karar Sayılı İlamı
12. Hukuk Dairesi 2010/19204 E. , 2010/31693 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Manavgat İcra Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 03/06/2010 NUMARASI : 2010/224-2010/285
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki şikayetçi vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü : İpoteğin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan takipte taşınmaz maliki üçüncü kişi kendisine ödeme isteminin ihbar edilmediğini ileri sürerek takibin iptalini istemiş, mahkemece ihbarnamenin şikayetçiye PTT vasıtasıyla tebliğ edildiğini yazarak istemin reddine karar vermiştir. Somut olayda alacaklı banka tarafından ........... Otomotiv Mam.Paz.San.ve Tic.Ltd.Şti. ile yapılan genel kredi sözleşmesine istinaden malik P. Y.’a ait taşınmaz ipotek ettirilmiş olup taşınmaz 02.03.2010 tarihinde şikayetçiye devredilmiştir. Bu devir alacaklı bankaya aynı tarihte bildirilmiştir. Bunun üzerine banka tarafından yeni malik şikayetçiye 17.03.2010 tarihinde PTT vasıtasıyla gönderilen ve şikayetçiye tebliğ edilip edilmediği belli olmayan bir yazı gönderilmiş olup içeriğinde ipoteğin yeni malike karşı da ileri sürülebileceğinin yazıldığı anlaşılmaktadır. Daha sonra da kredi sözleşmesindeki borçlulara Manavgat 6.Noterliği’nin 14.04.2010 tarih ve 4562 yevmiye no’lu ihtarnamesiyle muacceliyet ihtarının yapıldığı görülmektedir. M.K.’nun 887.maddesine göre ipotekle takyit edilmiş olan gayrimenkulün maliki borçtan şahsen mesul değil ise, alacaklının tediye talebi kendisine karşı muteber olmak için ipotek borçlusu ile kendisine de tebligat yapılmak gerekir. Somut olayda ipotek borçlusu 3. kişiye hesap kat ihtarı tebliğ edilmediği gibi, yukarıda yazılı hükmün gereğinin yerine getirilmediği de anlaşılmaktadır. Bankanın şikayetçiye gönderdiği 17.03.2010 tarihli ihbarı borç muacceliyetine ilişkin olmayıp yukarıda açıklandığı üzere ipoteğin kendisine de karşı ileri sürülebileceğine dairdir. İhbar yapılmadıkça 3. kişi yönünden borç muaccel olmadığı için mahkemece ipotek veren yönünden itirazın kabulü yerine bu istemin reddi isabetsizdir. Ayrıca, yerleşik Yargıtay İçtihatlarına göre, asıl borçlu hakkında takip yapıldığı için ipotek veren yönünden yukarıda açıklanan eksiklik giderilerek yeniden takip yapılması ve bu takiple birleştirilmesi mümkündür. Mahkemece alacaklıya, anılan konuda M.K.’nun 887.maddesi uyarınca ipotek borçlusuna ihtarname tebliğ ettirilmesi ve borç muaccel hale geldikten sonra adı geçen hakkında yeniden takip yapması, daha sonra da bu dosya ile birleştirilmesi konusunda mehil verilmesi, bu işlemlerin yerine getirilmemesi halinde takibin tümüyle iptali yerine yazılı şekilde hüküm tesisi de yasaya uygun bulunmamaktadır. SONUÇ : Şikayetçi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 28/12/2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.