Esas No: 2018/2396
Karar No: 2021/10602
Karar Tarihi: 05.10.2021
Danıştay 6. Daire 2018/2396 Esas 2021/10602 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2018/2396
Karar No : 2021/10602
DAVACI : … Büyükşehir Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : … Bakanlığı
VEKİLİ : Av. …
DAVANIN KONUSU :Özelleştirme Yüksek Kurulunun … tarih ve … sayılı kararıyla onaylanan, İzmir ili, Urla ilçesi, … Mahallesi, … ada, … sayılı parsele ilişkin 1/1000 ölçekli uygulama ve 1/5000 ölçekli nazım imar planı değişikliğinin iptali istenilmektedir.
DAVACININ İDDİALARI : Dava konusu taşınmazın İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı yerine Hazineye devri ile İçişleri Bakanlığı Urla Kaymakamlığına tahsisene ilişkin İzmir Valiliği Devir Tasfiye ve Paylaştırma Komisyonunun … tarih ve … sayılı kararının iptali istemiyle açılan davanın, … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile reddedildiği, anılan kararın temyiz edildiğinden henüz kesinleşmediği, hukuki sürecin sonuçlanmaması nedeniyle mülkiyet durumu ihtilaflı olan alanda imar planı değişikliği yapılamayacağı ve söz konusu planların imar mevzuatına uygun hazırlanmadığına ilişkin gerekçeli görüşlerinin davalıya iletildiği, dava konusu imar planı değişikliğinin bilimsel, nesnel, ve teknik gerekçelere dayanmaması nedeniyle imar mevzuatına aykırı olduğu, 22.355,28 m2 yüzölçümüne sahip ve kamu tasarrufunda olması gereken alanın kamusal kullanım dışına çıkartıldığı, dava konusu alanın mülkiyetinin İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığına geçmesinin muhtemel olduğu, turizm+ticaret+konut alanı olarak belirlenen alanın %90'ının konut kullanımına ayrıldığı, ancak, konut alanının ihtiyacı olan sosyal ve teknik donatı alanlarının ayrılmadığı, plan değişikliğine konu kamu eğitim ve konaklama tesis alanının aynı zamanda … ada, … sayılı parsele isabet ettiği ve plan onama sınırı dışında kalan yaklaşık 300 m2'lik bu kısım yönünden sorun oluşacağı, yürürlükteki planda 12 metre olan taşıt yollarının çevredeki imar adalarına müdahale sonucunu doğuracak şekilde 15 metre önerilerek plan onama sınırı dışında bırakıldığı, ulaşım bağlantıları ile uyumlu olmayan bahse konu yolların plan onama sınırı dışında olduğundan herhangi bir geçerliliğinin olmayacağı, parçacıl nitelikte hazırlanan planlar ile kamu hizmetine ayrılan parsel kamusal işlevi olmayan bir kullanıma dönüştürülerek plan bütünlüğünün ve dengesinin bozulduğu, parselin üzerinde Kaymakamlık lojmanı ve idari binaları bulunduğu gerekçesiyle Urla Kaymakamlığına tahsis edildiği, imar planındaki kullanım kararlarının değiştirilerek mahkeme kararına da aykırı hareket edildiği, turizm+ticaret+konut alanı kullanım kararı getirilmesinin, inşaat alanı ve kat adedinin artırılmasının yaya sirkülasyonunu ve trafik yükünü artıracağı, 3194 sayılı İmar Kanununun 8.maddesi ve Anayasanın 127.maddesi uyarınca imar planı yapma yetkisinin belediyelerde olduğu, bu kurala sınırlı bazı hallerde istisna getirildiği, alanın özel niteliklerinin yanı sıra plan bütünlüğü dikkate alınarak planlanan yörenin tümünün çevre, ulaşım, trafik gibi ilişkileri kapsamlı bir biçimde ele alınarak kamu yararına uyarlık bulunup bulunmadığının araştırılmasının gerektiği, hukuka aykırı olan işlemin iptaline karar verilmesi gerektiği ileri sürmektedir.
DAVALININ SAVUNMASI : Davanın süresinde açılmadığı, davacının dava açma ehliyetinin bulunmadığı, dava konusu taşınmazın 3/4 hissesinin Özelleştirme Yüksek Kurulunun … tarih ve … sayılı kararı ile, 1/4 hissesinin ise Özelleştirme Yüksek Kurulunun … tarih ve … sayılı kararı ile özelleştirme kapsam ve programına alındığı, anılan işleme karşı dava açılmadığı, dava konusu taşınmazın 1/4 hissesinin Hazineye devrine ilişkin İzmir Valiliği Devir Tasfiye ve Paylaştırma Komisyonunun … tarih ve … sayılı kararının iptali istemiyle açılan davada, … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı davanın reddi yolundaki kararın verildiği, dolayısıyla dava konusu parselin tamamının mülkiyeti Hazineye ait olduğundan 3194 sayılı İmar Kanununun 9. ve Ek-3. maddeleri çerçevesinde alana ilişkin imar planının Özelleştirme Yüksek Kurulu tarafından onaylanmasında hukuka aykırı hiçbir yön bulunmadığı, alanın üst ölçekli 1/100.000 ve 1/25.000 ölçekli çevre düzeni planlarında kentsel yerleşik alanda kaldığı, dava konusu imar planlarının üst ölçekli planlarla uyumlu olduğu, anılan planların mevcut imarlı alanlar, yakın çevre kullanım kararları, çevredeki yapılaşmalar ve bölgenin sahip olduğu yüksek turizm potansiyeli gibi etmenler göz önünde bulundurularak hazırlandığı, dolayısıyla çevre imar bütünlüğünü bozucu bir etki yaratmadığı, imar planlarının hazırlık aşamasında İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığından ve Urla Belediye Başkanlığından alınan görüşler çerçevesinde planlar revize edilerek turizm+ticaret+konut alanındaki maksimum konut yüzdesinin %90'dan, %70'e düşürüldüğü, Özelleştirme Yüksek Kuruluna özelleştirme kapsam ve programına alınan taşınmaza yönelik imar planı yapma yetkisi verildiğinden, sadece yetki dahilindeki taşınmaza yönelik olarak parsel bazında değişiklik yapılabildiği, bölgede daha önce parselasyon yapılarak düzenleme ortaklık payı kesilmiş olmasına rağmen alanın yaklaşık %10'luk kısmının park alanı olarak ayrıldığı, alanda herhangi bir emsal ya da yükseklik artışı getirilmediği, işlemin hukuka uygun olduğu, davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ : Dosyadaki bilgi ve belgeler ile bilirkişi raporunun birlikte değerlendirilmesinden, üst İzmir-Manisa Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planında "kentsel yerleşik alan" ve 1/25.000 ölçekli İzmir Büyükşehir Bütünü Çevre Düzeni Planında "turizm tesis alanı" lejantlarında kalan parsel dava konusu 1/5000 ölçekli nazım ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planlarında "turizm+ticaret+konut alanı" kullanımına alınmış ve TİCTK alanlarında konut kullanımlarının bu alanlardaki parselin toplam emsalinin %70'ini aşamayacağına ilişkin plan notu düzenlenmiştir. 1/25.000 ölçekli İzmir Büyükşehir Bütünü Çevre Düzeni Planı notlarında, turizm tesis alanının; turizm kullanımı amaçlı planlaması önerilen alanlar olduğu, bu alanlarda turizme yönelik tesisler ile tamamlayıcı unsurların yer alabileceği, bu alanlarda otel, tatil köyü ve 4957/2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu uyarınca yürürlükte bulunan Turizm Yatırım ve İşletmelerinin Niteliklerine İlişkin Yönetmelikte yer alan diğer turistik tesisler (turizm kompleksi, sağlık ve termal turizm tesisi, otel ve kür merkezi) yapılabileceği, turizm tesis alanı olarak olarak planlanmış alanlarda yapılan turizm tesis ve yapılarının başka amaç için kullanılamayacağı, tapu kütüğünün beyanlar hanesine "toplumun yararlanmasına ayrılan yapı ve turizm tesisi" olduğunun yazılacağı, ayrıca tescil işlemi yapılmadan inşaat ruhsatının verilmeyeceği, bu alanlarda yapılan tesislerin kat mülkiyetine konu edilemeyeceği düzenlemelerine yer verildiğinden, konut ağırlıklı kullanıma yönelik olarak düzenlenen "turizm+ticaret+konut alanı" kullanım kararının "konut alanı" kullanımı bakımından üst ölçekli çevre düzeni planına uygun olmadığı anlaşılmaktadır. Planlama alanı içerisinde sosyal altyapı alanı olarak sadece park alanının ayrıldığı, dava konusu imar planlarından önce "kamu eğitim ve konaklama tesis alanı" kullanımında kalan parselin bulunduğu alanda parselasyonun da yapılmış olduğu göz önüne alındığında, dava konusu imar planları ile halihazırda mevcut kamusal alanın azaltılması sonucunu doğuracak şekilde kullanım kararı getirildiği ancak dava konusu imar planları ile getirilen konut kullanım kararından kaynaklanan donatı ihtiyacını karşılamak bir yana bölgenin ihtiyacı olan mevcut donatı miktarını azaltıcı nitelikte işlem tesis edildiği, bu durumun bölgenin donatı dengesini bozucu mahiyette olduğu, ayrıca 10 metreden küçük trafik yolu yapılamayacağından 7 metrelik trafik yolu düzenlemesinin mevzuata aykırılık taşıdığı, otopark alanı ayrılmadığı, dolayısıyla dava konusu imar planı değişikliklerinin şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına, kamu yararına ve imar mevzuatına uygun olmadığı sonucuna ulaşıldığından dava konusu işlemin iptaline karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.
DANIŞTAY SAVCISI DANIŞTAY SAVCISI …'IN DÜŞÜNCESİ : Dava ,Özelleştirme Yüksek Kurulu'nun … tarih ve … sayılı kararıyla onaylanan, İzmir ili, Urla ilçesi, … Mahallesi, … ada, … sayılı parsele ilişkin 1/1000 ölçekli uygulama ve 1/5000 ölçekli nazım imar planı değişikliğinin iptali istemiyle açılmıştır.
Davalı idarenin davanın süresinde açılmadığı ve davacının dava açma ehliyetinin bulunmadığı yolundaki iddiasına itibar edilmemeştir.
3194 sayılı İmar Kanununun 5. maddesinde Nazım İmar Planı; varsa bölge veya çevre düzeni planlarına uygun olarak halihazır haritalar üzerine, yine varsa kadastral durumu işlenmiş olarak çizilen ve arazi parçalarının; genel kullanış biçimlerini, başlıca bölge tiplerini, bölgelerin gelecekteki nüfus yoğunluklarını, gerektiğinde yapı yoğunluğunu, çeşitli yerleşme alanlarının gelişme yön ve büyüklükleri ile ilkelerini, ulaşım sistemlerini ve problemlerinin çözümü gibi hususları göstermek ve uygulama imar planlarının hazırlanmasına esas olmak üzere düzenlenen, detaylı bir raporla açıklanan ve raporuyla beraber bütün olan plan olarak, Uygulama İmar Planı ise; tasdikli halihazır haritalar üzerine varsa kadastral durumu işlenmiş olarak nazım imar planı esaslarına göre çizilen ve çeşitli bölgelerin yapı adalarını, bunların yoğunluk ve düzenini, yolları ve uygulama için gerekli imar uygulama programlarına esas olacak uygulama etaplarını ve diğer bilgileri ayrıntıları ile gösteren plan olarak tanımlanmış; 9. maddesinin 2. fıkrasında: "Belediye hudutları ve mücavir alanlar içerisinde bulunan ve özelleştirme programına alınmış kuruluşlara ait arsa ve arazilerin, ilgili kuruluşlardan gerekli görüş, (Belediye) alınarak çevre imar bütünlüğünü bozmayacak imar tadilatları ve mevzi imar planlarının ve buna uygun imar durumlarının Başbakanlık Özelleştirme İdaresi Başkanlığınca hazırlanarak Özelleştirme Yüksek Kurulunca onaylanmak suretiyle yürürlüğe girer ve ilgili Belediyeler bu arsa ve arazilerin imar fonksiyonlarını 5 yıl değiştiremezler. İlgili belediyeler görüşlerini onbeş gün içinde bildirir." hükmüne yer verilmiş; Ek 3. maddesinde: "Özelleştirme programındaki kuruluşlara ait veya kuruluş lehine irtifak ve/veya kullanım hakkı alınmış arsa ve araziler ile özel kanunları uyarınca özelleştirilmek üzere özelleştirme programına alınan arsa ve arazilerin, 3621 sayılı Kıyı Kanunu veya 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu kapsamında kalan yerler dahil olmak üzere genel ve özel kanun hükümleri kapsamında yer alan tüm alanlarda imar planlarını yapmaya ve onaylamaya yetkili olan kurum veya kuruluşlardan görüş alınarak çevre imar bütünlüğünü bozmayacak her tür ve ölçekte plan, imar planı ile değişiklik ve revizyonları müellifi şehir plancısı olmak üzere Başbakanlık Özelleştirme İdaresi Başkanlığınca yapılarak veya yaptırılarak Özelleştirme Yüksek Kurulunca onaylanmak ve Resmi Gazetede yayımlanmak suretiyle kesinleşir (...). İlgili kuruluşlar bu madde kapsamında yapılan planları devir tarihinden itibaren beş yıl süreyle değiştiremezler." hükmü yer almıştır.
Yukarıda yer verilen düzenlemeler uyarınca, özelleştirme programındaki kuruluşlara ait veya özelleştirilmek üzere özelleştirme programına alınan arsa ve arazilerde ilgili kuruluşlardan gerekli görüş alınmak suretiyle her ölçekteki imar planı değişiklikleri yapmak Başbakanlık Özelleştirme İdaresi Başkanlığının yetkisi dahilinde olmakla beraber; bu plan ve plan değişikliklerinin çevre ve imar bütünlüğünü bozmayacak şekilde yapılması gerektiği açıktır.
İmar planlarının, planlanan yörenin bugünkü durumunun, olanaklarının ve ilerideki gelişmesinin gerçeğe en yakın şekilde saptanabilmesi için coğrafi veriler, beldenin kullanılışı, donatımı ve mali bilgiler gibi konularda yapılacak araştırma ve anket çalışmaları sonucu elde edilecek bilgiler ışığında, çeşitli kentsel işlevler arasında var olan ya da sağlanabilecek olanaklar ölçüsünde en iyi çözüm yollarını bulmak belde halkına iyi yaşama düzeni ve koşulları sağlamak amacıyla kentin kendine özgü yaşayış biçimi ve karakteri, nüfus, alan ve yapı ilişkileri, yörenin gerek çevresiyle ve gerekse çeşitli alanları arasında olan bağlantıları, halkın sosyal ve kültürel gereksinimleri, güvenlik ve sağlığı ile ilgili konular gözönüne alınarak hazırlanması gerekmektedir.
Uyuşmazlık konusu olayda; Hazineye ait, Urla Kaymakamlığına tahsisli, toplam 22.987 metrekarelik alandan oluşan, İzmir ili, Urla ilçesi, … Mahallesi, … ada, … sayılı parselin 3/4 hissesi Özelleştirme Yüksek Kurulunun … tarih ve … sayılı kararı ile, 1/4 hissesi ise Özelleştirme Yüksek Kurulunun … tarih ve … sayılı kararı ile özelleştirme kapsam ve programına alındığı, dava konusu taşınmazın 1/4 hissesinin Hazineye devrine ilişkin İzmir Valiliği Devir Tasfiye ve Paylaştırma Komisyonunun … tarih ve … sayılı kararının iptali istemiyle açılan davanın reddi yolundaki … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararın Danıştay Sekizinci Dairesinin 08/10/2018 tarih ve E:2016/13286, K:2018/5418 sayılı kararıyla onandığı, dava konusu parselin 28/12/2010 onaylı 1/5000 ölçekli nazım imar planındaki kamu tesis alanı ve yol alanı olan kullanımının, turizm+ticaret+konut alanı ve park alanı olarak belirlenmesine ilişkin 1/5000 ölçekli nazım imar planı değişikliği ile 19/02/2007 onaylı 1/1000 ölçekli uygulama imar planındaki kamu eğitim ve konaklama tesis alanı ve yol alanı olan kullanımının E:0,60, Yençok:2 kat yapılaşma koşullarına sahip turizm+ticaret+konut alanı ve yol alanı olarak belirlenmesine ilişkin 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliğinin Özelleştirme Yüksek Kurulunun … tarih ve … sayılı kararıyla onaylandığı anlaşılmaktadır.
Aynı imar planlarının iptali istemiyle açılan Danıştay Altıncı Dairesinin E:2018/3375 sayılı dava dosyasında; dava konusu imar planlarındaki değişikliklerin şehircilik ilkeleri, planlama esasları ve kamu yararına uygun olup olmadığının incelenmesi amacıyla yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen bilirkişi raporunda özetle; Dava konusu 1/5000 ölçekli nazım imar planı değişikliğinde dava konusu parselin “turizm + ticaret + konut alanı” ve “park alanı”, 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliğinde ise E:0.60, Yençok=2 kat yapılaşma koşullu “turizm + ticaret + konut alanı”, “park” ve “7 m.lik yaya yolu” olarak planlandığı, dava konusu parselin bulunduğu alanın 16/11/2015 tarihinde onaylanan İzmir – Manisa Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planında “kentsel yerleşik alan” gösterimli alanda, 08/10/2012 tarihinde onaylanan 1/25.000 ölçekli İzmir Büyükşehir Bütünü Çevre Düzeni Planında ise “turizm tesis alanı” kullanımında kaldığı, dava konusu taşınmazın statüsünde gerçekleştirilen değişimin dava konusu alanda 1/5000 ve 1/1000 ölçekte plan yapılmasına şehircilik ilkeleri, planlama esasları ve imar mevzuatı kapsamında geçerli nesnel bir gerekçe oluşturduğu ,dava konusu plan değişikliklerinin planların kademeli birlikteliği ilkesine uygun olarak planlanmış olduğu, 1/5000 ölçekli nazım imar planı değişikliği ile öngörülen plan kararları kapsamında ticaret + turizm + konut alanı karma kullanım kararı ile park alanı kullanım kararının plan ölçek özellikleri dikkate alındığında 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planında öngörülen plan kararları ve plan hükümleri ile çelişmediği, 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliği ile öngörülen plan kararları kapsamında ticaret + turizm + konut alanı karma kullanım kararı ile park ve 7 metrelik yaya yolu kullanım kararlarının plan ölçek özellikleri dikkate alındığında, 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planında öngörülen plan kararları ve plan hükümleri ile çelişmediği, 1/5000 ölçekli nazım imar planı değişikliği ile öngörülen plan kararları kapsamında ticaret + turizm + konut alanı karma kullanım kararı kapsamındaki turizm ve ticaret kullanımları ile park alanı kullanım kararının plan ölçek özellikleri dikkate alındığında, 1/25.000 ölçekli İzmir Büyükşehir Bütünü Çevre Düzeni Planında öngörülen plan kararları ve hükümleri ile çelişmediği, 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliği ile öngörülen plan kararları kapsamında ticaret + turizm + konut alanı karma kullanım kararı kapsamındaki turizm ve ticaret kullanımları ile park ve 7 metrelik yaya yolu kullanım kararlarının plan ölçek özellikleri dikkate alındığında, 1/25.000 ölçekli İzmir Büyükşehir Bütünü Çevre Düzeni Planında öngörülen plan kararları ve hükümleri ile çelişmediği, alanın jeolojik özelliklerine ilişkin olarak jeolojik etüt çalışmalarının ilgili mevzuat gereği tamamlanmış olduğu, Bölgede öngörülen ulaşım sistemi üzerinde herhangi bir değişiklik öngörülmemesi itibariyle dava konusu alanda planlanmış olan “7 metrelik yaya yolu” plan kararlarının planda atanan işlevini yerine getirmek için uygun ve yeterli olduğu, dava konusu alanda 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliği ile öngörülen yapılaşma koşullarının planlama esasları, şehircilik ilkeleri, imar mevzuatı ve kamu yararına aykırı olmadığı, ancak; 1/5000 ölçekli nazım imar planı değişikliği ile öngörülen plan kararları kapsamında ticaret + turizm + konut alanı kullanım kararının %70 oranında konut kullanımına ayrılmasının üst ölçekli plan kararlarına aykırı olması itibariyle 1/25.000 ölçekli İzmir Büyükşehir Bütünü Çevre Düzeni Planında öngörülen plan kararları ve plan hükümleri ile çeliştiği, 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliği ile öngörülen plan kararları kapsamında ticaret + turizm + konut alanı kullanım kararının %70 oranında konut kullanımına ayrılmasının üst ölçekli plan kararlarına aykırı olması itibariyle 1/25.000 ölçekli İzmir Büyükşehir Bütünü Çevre Düzeni Planında öngörülen plan kararları ve plan hükümleri ile çeliştiği, dava konusu alanda plan değişiklikleri öncesinde kamu konaklama ve eğitim tesis alanı kullanım kararı kapsamında konaklama tesisinin yanısıra Kaymakamlık lojmanları olarak kullanılan mesken amaçlı yapılar ile söz konusu alanda yaşayanlara yönelik planlanmış bir ilkokul alanının da bulunduğu; dava konusu alandaki mevcut konut/lojman amaçlı yapılar incelendiğinde, alanda plan değişiklikleri öncesinde alanda mevcut 109 kişilik yerleşik nüfusa ilave olarak plan değişiklikleri ile de 170 kişilik ilave nüfusun bu alanda yaşamasının öngörüldüğü; dolayısıyla, kamu eğitim ve konaklama tesis alanı olan kullanım kararının ticaret + turizm + konut alanı olarak değiştirilmesi sebebiyle alanda ilave kalıcı nüfusun gelmesi ile alanda nüfus artışından söz edilmesinin zorunluluk içerdiği, dava konusu plan değişikliklerinde ticaret+turizm+konut alanı (TİCTK) kullanımı ile planlama alanı sınırları içerisinde yeni öngörülen ilave nüfusun gereksinimlerine yönelik olarak park alanı kullanımı öngörülmekle beraber, eğitim ve sağlık gibi kentsel – sosyal altyapı alanları öngörülmemiş olması itibariyle dava konusu plan değişiklikleri ile öngörülen plan kararlarının “konut” kullanımı açısından planlama esaslarına, şehircilik ilkelerine, kamu yararına ve imar mevzuatına uygun olmadığı, kamu eğitim ve konaklama tesis alanı olarak gelişmesi hedeflenmiş olan dava konusu … ada, … sayılı parseldeki kullanım kararının özellikle “konaklama” kullanımı üzerinden bölgede turizm işlevine sahip bir alan olarak değerlendirilmesi gerektiği hususu dikkate alındığında, dava konusu plan değişiklikleri kapsamındaki ticaret+turizm+konut alanı (TİCTK) kullanım kararının ağırlıklı olarak (%70) konut kullanımını içermesi ile alanın konut ağırlıklı olarak karma kullanım işlevine değiştirilmesinin yürürlükteki plan ana karar ve stratejilerine, planlama esaslarına, şehircilik ilkeleri ve kamu yararına aykırı olduğu; dava konusu plan değişiklikleri ile öngörülen plan kararlarının “konut” kullanımı açısından uygun olmadığı, alansal büyüklüğünün mevzuat ile belirlenen standartları karşılamaması itibariyle dava konusu plan değişiklikleri kararları ile öngörülen park alanı plan kararının planlama esaslarına, şehircilik ilkelerine, kamu yararına ve imar mevzuatına uygun olmadığı,dava konusu 1/5000 ve 1/1000 ölçekli plan değişiklikleri ile dava konusu alanda hiçbir kamusal kullanıma özel genel otopark ayrılmamış olduğu hususları dikkate alındığında, dava konusu imar planı değişikliklerinin planlama esasları, şehircilik ilkeleri, imar mevzuatı ve kamu yararına uygun olmadığı yolunda değerlendirmelerinde bulunulmuştur.
Dosyanın incelenmesinden, uyuşmazlık konusu 1/5000 ölçekli nazım imar planı değişikliğinde dava konusu parselin turizm + ticaret + konut alanı” ve “park alanı”, 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliğinde ise E:0.60, Yençok=2 kat yapılaşma koşullu “turizm + ticaret + konut alanı”, “park” ve “7 m.lik yaya yolu olarak ayrıldığı, taşınmazın bulunduğu alanın önceki kullanım kararları ve çevrenin de kısmen konut, kısmen turizm ve ticaret alanı olarak belirlendiği dikkate alındığında çevre imar bütünlüğünün bozulmadığı, üst ölçekli planlara da aykırılık taşımadığı, turizm, ticaret ve konut kullanımında planlama tekniklerine aykırılık olmadığı, taşınmazın özelleştirme programına alınan kuruluşa ait olması nedeniyle 3194 sayılı Yasanın 9. maddesinin 2. fıkrasında verilmiş olan yetkiye dayanılarak dava konusu parsel ile sınırlı bir alanda imar planı değişikliği yapılmasında mevzuata aykırılık olmadığı gibi taşınmazda sosyal teknik altyapı alanı ayrılmasının mutlaka gerekli ve zorunlu olmadığı, dava konusu plan değişikliklerinde şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına ve kamu yararına aykırılık bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
Açıklanan nedenlerle davanın reddi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY : Hazineye ait, Urla Kaymakamlığına tahsisli, toplam 22.987 metrekarelik alandan oluşan, İzmir ili, Urla ilçesi, … Mahallesi, … ada, … sayılı parselin 3/4 hissesi Özelleştirme Yüksek Kurulunun … tarih ve … sayılı kararı ile, 1/4 hissesi ise Özelleştirme Yüksek Kurulunun … tarih ve … sayılı kararı ile özelleştirme kapsam ve programına alınmış, dava konusu taşınmazın 1/4 hissesinin Hazineye devrine ilişkin İzmir Valiliği Devir Tasfiye ve Paylaştırma Komisyonunun … tarih ve … sayılı kararının iptali istemiyle açılan davanın reddi yolundaki … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı Danıştay Sekizinci Dairesinin 08/10/2018 tarih ve E:2016/13286, K:2018/5418 sayılı kararıyla onanmış, dava konusu parselin 28/12/2010 onaylı 1/5000 ölçekli nazım imar planındaki kamu tesis alanı ve yol alanı olan kullanımının, turizm+ticaret+konut alanı ve park alanı olarak belirlenmesine ilişkin 1/5000 ölçekli nazım imar planı değişikliği ile 19/02/2007 onaylı 1/1000 ölçekli uygulama imar planındaki kamu eğitim ve konaklama tesis alanı ve yol alanı olan kullanımının E:0,60, Yençok:2 kat yapılaşma koşullarına sahip turizm+ticaret+konut alanı ve yol alanı olarak belirlenmesine ilişkin 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliği Özelleştirme Yüksek Kurulunun … tarih ve … sayılı kararıyla onaylanmıştır.
Bakılan dava, Özelleştirme Yüksek Kurulunun … tarih ve … sayılı kararıyla onaylanan 1/1000 ölçekli uygulama ve 1/5000 ölçekli nazım imar planı değişikliğinin iptali istemiyle açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
4046 sayılı Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanunun 1. maddesinde: "Bu Kanunun amacı; "Bu maddede belirtilen ve Kanunun uygulanmasında "kuruluş" adı ile anılacak olan;
a) İktisadi devlet teşekküllerinin, bunların müessese, bağlı ortaklık, işletme, işletme birimleri ile varlıklarının ve iştiraklerindeki kamu paylarının,
b) Kamu iktisadi teşebbüsleri statüsü dışında kalmakla beraber sermayesinin tamamı veya yarısından fazlası devlete ve/veya diğer kamu tüzelkişilerine ait olan ticari amaçlı kuruluşlardaki kamu payları ile bu kuruluşlara ait müessese, bağlı ortaklık, işletme, işletme birimleri ve varlıklarının, iştiraklerindeki kamu paylarının,
c) Devletin diğer iştiraklerindeki kamu payları ile Hazineye ait payların,
d) Genel ve katma bütçeli idareler ile bunlara bağlı döner sermayeli kuruluşların ve kamu iktisadi teşebbüslerinden kamu iktisadi kuruluşlarının gördükleri kamu hizmetleri ile doğrudan doğruya ilgili olmayan varlıklarının ve iştiraklerindeki paylarının,
e) Belediye ve il özel idarelerine ait ticari amaçlı kuruluşlar ile pay oranlarına bakılmaksızın her türlü iştiraklerindeki paylarının,
f) Genel ve katma bütçeli idarelerle bunlara bağlı döner sermayeli kuruluşların, mal ve hizmet üretim birimleri ve varlıkları (baraj, gölet, otoyol, yataklı tedavi kurumları, limanlar ve benzeri diğer mal ve hizmet üretim birimleri) ile bu Kanunun 35 inci maddesinin (B) fıkrasında belirtilen kamu iktisadi kuruluşlarının temel kuruluş amaçlarına uygun mal ve hizmet üretim birimlerinin işletilmesi haklarının, ekonomide verimlilik artışı, kamu giderlerinde azalma sağlamak, Hazineye ait taşınmazları değerlendirmek suretiyle kamuya gelir elde etmek gerekçelerinden birisi ile özelleştirilmelerine ilişkin esasları düzenlemektir. " hükmüne yer verilmiştir.
3194 sayılı İmar Kanununun işlem tarihinde yürürlükte olan halindeki imar planlarında Bakanlığın yetkisini düzenleyen 9. maddesine 4046 sayılı Kanunun 41. maddesiyle eklenen 2. fıkrasında: "Belediye hudutları ve mücavir alanlar içerisinde bulunan ve özelleştirme programına alınmış kuruluşlara ait arsa ve arazilerin, ilgili kuruluşlardan (Belediye) gerekli görüş alınarak çevre imar bütünlüğünü bozmayacak (Ek ibare: 03/04/1997 - 4232/4 maddesi) imar tadilatları ve mevzi imar planlarının ve buna uygun imar durumları; Özelleştirme İdaresi Başkanlığınca hazırlanarak Özelleştirme Yüksek Kurulunca onaylanmak suretiyle yürürlüğe girer ve ilgili Belediyeler bu arsa ve arazilerin imar fonksiyonlarını 5 yıl değiştiremezler. (Ek ibare: 03/04/1997 - 4232/4 maddesi) ilgili belediyeler görüşlerini onbeş gün içinde bildirir." hükmüne yer verilmiştir.
Anılan Kanuna 5398 sayılı Kanunun 12. maddesiyle eklenen ve 5793 sayılı Kanunun 15. maddesiyle değiştirilen Ek-3. maddesinde: "Özelleştirme programındaki kuruluşlara ait veya kuruluş lehine irtifak ve/veya kullanım hakkı alınmış arsa ve araziler ile özel kanunları uyarınca özelleştirilmek üzere özelleştirme programına alınan arsa ve arazilerin, 3621 sayılı Kıyı Kanunu veya 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu kapsamında kalan yerler dahil olmak üzere genel ve özel kanun hükümleri kapsamında yer alan tüm alanlarda imar planlarını yapmaya ve onaylamaya yetkili olan kurum veya kuruluşlardan görüş alınarak çevre imar bütünlüğünü bozmayacak her tür ve ölçekte plan, imar planı ile değişiklik ve revizyonları müellifi şehir plancısı olmak üzere Başbakanlık Özelleştirme İdaresi Başkanlığınca yapılarak veya yaptırılarak Özelleştirme Yüksek Kurulunca onaylanmak ve Resmi Gazetede yayımlanmak suretiyle kesinleşir (İptal ibare: Anayasa Mahkemesi'nin 09/06/2011 tarih ve 2008/87 E, 2011/95 K. sayılı Kararı ile.) yürürlüğe girer. İlgili kuruluşlar bu madde kapsamında yapılan planları devir tarihinden itibaren beş yıl süreyle değiştiremezler. Bu süre içerisinde imar planlarına ilişkin olarak, verilecek mahkeme kararlarının gereklerinin yerine getirilmesini teminen yapılacak imar planı değişikliğine ilişkin iş ve işlemler Özelleştirme İdaresi Başkanlığınca bu maddede belirtilen usul ve esaslara göre gerçekleştirilir. İlgili kuruluşlar görüşlerini onbeş gün içinde bildirirler. Bu madde kapsamında yapılan her ölçekteki plan ve imar planlarında 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununun 17 nci maddesinin (a) bendinin ikinci ve sekizinci paragrafındaki hükümler uygulanmaz. Özelleştirme sürecinde ihtiyaç duyulması halinde, bu planlara göre yapılacak imar uygulamasına ilişkin parselasyon planları Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından yapılır veya yaptırılır. Bu parselasyon planları Özelleştirme İdaresi Başkanlığınca onaylanır (İptal ibare: Anayasa Mahkemesi'nin 09/06/2011 tarih ve 2008/87 E, 2011/95 K.sayılı Kararı ile.) Bu planlara göre yapılacak yapılarda her türlü ruhsat ve diğer belgeler ile izinler, ilgili mevzuat çerçevesinde yetkili kurum ve kuruluşlarca verilir." hükmü bulunmaktadır.
3194 sayılı İmar Kanununun 5. maddesinin işlem tarihinde yürürlükte olan halinde nazım imar planı; varsa bölge veya çevre düzeni planlarına uygun olarak halihazır haritalar üzerine, yine varsa kadastral durumu işlenmiş olarak çizilen ve arazi parçalarının; genel kullanış biçimlerini, başlıca bölge tiplerini, bölgelerin gelecekteki nüfus yoğunluklarını, gerektiğinde yapı yoğunluğunu, çeşitli yerleşme alanlarının gelişme yön ve büyüklükleri ile ilkelerini, ulaşım sistemlerini ve problemlerinin çözümü gibi hususları göstermek ve uygulama imar planlarının hazırlanmasına esas olmak üzere düzenlenen, detaylı bir raporla açıklanan ve raporuyla beraber bütün olan plan olarak, uygulama imar planı ise; tasdikli halihazır haritalar üzerine varsa kadastral durumu işlenmiş olarak nazım imar planı esaslarına göre çizilen ve çeşitli bölgelerin yapı adalarını, bunların yoğunluk ve düzenini, yolları ve uygulama için gerekli imar uygulama programlarına esas olacak uygulama etaplarını ve diğer bilgileri ayrıntıları ile gösteren plan olarak tanımlanmıştır.
3194 sayılı İmar Kanununun 6. maddesinin işlem tarihinde yürürlükte olan halinde; planlar kapsadıkları alan ve amaçları açısından bölge planları ve imar planları olarak iki ana kategoriye ayrılmış, imar planları da uygulamaya esas olan uygulama imar planları ve bu planın hazırlanmasındaki temel hedefleri, ilkeleri ve arazi kullanım kararlarını belirleyen nazım imar planları olarak sınıflandırılmıştır. Anılan Kanunun 8. maddesinde ise alt ölçekli planların üst ölçekli planlarda belirlenen planlama ana ilkelerine, stratejilerine ve kararlarına uyumlu olması zorunluluğu getirilmiştir.
Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliğinin 21.maddesinin 10.fıkrasında; "İmar planlarında Ticaret+Konut, Ticaret+Turizm+Konut, Turizm+Ticaret karma kullanım alanlarında konut kullanımına da yer verilmesi halinde, konut kullanım oranları belirtilerek, konut kullanımının gerektirdiği sosyal ve teknik altyapı alanlarının ayrılması zorunludur. İmar planlarında konutun yer aldığı karma kullanımlarda konut kullanım oranının belirtilmediği hallerde en fazla % 30 konut kullanabileceği varsayılır.
" düzenlemesi yer almaktadır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Usul yönünden;
Davalı tarafından, davacının dava açma ehliyetinin olmadığı ve davanın süresinde açılmadığı ileri sürülmüştür. Davalının ehliyete ilişkin itirazı yerinde görülmemiştir.
Süre hususuna gelince; Özelleştirme Yüksek Kurulunun … tarih ve … sayılı kararının 13/02/2018 tarih ve 30331 sayılı Resmi Gazetede yayımlandığı, dava konusu uygulama imar planı değişikliğinin 21/02/2018 - 23/03/2018 tarihleri arasında, nazım imar planı değişikliğinin ise 02/03/2018 - 02/04/2018 tarihleri arasında askıya çıkartıldığı, davacı tarafından anılan planlara itiraz edilmediği, bakılan davanın 15/03/2018 tarihinde yasal süresi içinde açıldığı anlaşılmaktadır.
Esas yönünden;
Aynı yere ilişkin aynı imar planlarının iptali istemiyle açılan Danıştay Altıncı Dairesinin E:2018/3375 sayılı dava dosyasında; dava konusu imar planlarındaki değişikliklerin; dava konusu imar planı değişiklikleri ile getirilen kullanım kararlarının ve yapılaşma koşullarının bölgenin özgün ve doğal yapısına uygun olup olmadığının, dava konusu taşınmazın hangi planlama bölgesinde olduğunun belirlenerek ilgili planlama bölgesinde bulunan imar planları bütünlüğüne, üst ölçekli imar planları ile imar planlarının kademeli birlikteliği ilkesine, imar mevzuatına, emsal değer, yükseklik ve planlama alanındaki fonksiyonlar açısından şehircilik ilkeleri, planlama esasları ve kamu yararına uygun olup olmadığının incelenmesi amacıyla 06/09/2018 tarihli Dairemiz kararı üzerine 28/06/2019 tarihinde Naip Üye … niyabetinde …, …, …'nin katılımıyla oluşan bilirkişi kurulunca mahallinde keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Bilirkişi raporunda özetle;
- Dava konusu parselin İzmir ili, Urla ilçesi, … Mahallesi sınırları içerisinde; kuzeyinde … Bulvarı, batısında … Sokak, doğusunda … Sokak ile çevrili alan üzerinde konumlandığı, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü kayıtlarına göre parselin 22.987,00 m2 büyüklükte ve “arsa” vasfında olduğu, dava konusu parselin bir kısmının boş olduğu, mesken amaçlı kullanılan 16 adet 2 katlı yapının bulunduğu ve parselin güney kısmında bir okul yapısının konumlandığı, kıyı alanında konumlanan konaklama amaçlı yapının terk edilmiş olduğu, parsele … Bulvarı üzerindeki üst geçitle kıyı alanından ulaşılabilir olduğu, parselde yapılar haricinde kalan alanların kısmen ağaçlık olduğu ve kuzey güney yönünde parsel eğiminin %10 ila 12 arasında değiştiği, parselin batı yönünde yoğun bir ağaçlık doku yanısıra yakın çevresinde az katlı, düşük yoğunluklu ikinci konut yapılaşmalarının ve güneyinde … Lisesi’nin bulunduğu,
- Dava konusu 1/5000 ölçekli nazım imar planı değişikliğinde dava konusu parselin “turizm + ticaret + konut alanı” ve “park alanı”, 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliğinde ise E:0.60, Yençok=2 kat yapılaşma koşullu “turizm + ticaret + konut alanı”, “park” ve “7 m.lik yaya yolu” olarak planlandığı,
- Dava konusu parselin bulunduğu alanın 16/11/2015 tarihinde onaylanan İzmir – Manisa Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planında “kentsel yerleşik alan” gösterimli alanda, 08/10/2012 tarihinde onaylanan 1/25.000 ölçekli İzmir Büyükşehir Bütünü Çevre Düzeni Planında ise “turizm tesis alanı” kullanımında kaldığı,
• Dava konusu taşınmazın statüsünde gerçekleştirilen değişimin dava konusu alanda 1/5000 ve 1/1000 ölçekte plan yapılmasına şehircilik ilkeleri, planlama esasları ve imar mevzuatı kapsamında geçerli nesnel bir gerekçe oluşturduğu,
• Dava konusu plan değişikliklerinin planların kademeli birlikteliği ilkesine uygun olarak planlanmış olduğu,
• 1/5000 ölçekli nazım imar planı değişikliği ile öngörülen plan kararları kapsamında ticaret + turizm + konut alanı karma kullanım kararı ile park alanı kullanım kararının plan ölçek özellikleri dikkate alındığında 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planında öngörülen plan kararları ve plan hükümleri ile çelişmediği,
• 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliği ile öngörülen plan kararları kapsamında ticaret + turizm + konut alanı karma kullanım kararı ile park ve 7 metrelik yaya yolu kullanım kararlarının plan ölçek özellikleri dikkate alındığında, 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planında öngörülen plan kararları ve plan hükümleri ile çelişmediği,
• 1/5000 ölçekli nazım imar planı değişikliği ile öngörülen plan kararları kapsamında ticaret + turizm + konut alanı karma kullanım kararı kapsamındaki turizm ve ticaret kullanımları ile park alanı kullanım kararının plan ölçek özellikleri dikkate alındığında, 1/25.000 ölçekli İzmir Büyükşehir Bütünü Çevre Düzeni Planında öngörülen plan kararları ve hükümleri ile çelişmediği,
• 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliği ile öngörülen plan kararları kapsamında ticaret + turizm + konut alanı karma kullanım kararı kapsamındaki turizm ve ticaret kullanımları ile park ve 7 metrelik yaya yolu kullanım kararlarının plan ölçek özellikleri dikkate alındığında, 1/25.000 ölçekli İzmir Büyükşehir Bütünü Çevre Düzeni Planında öngörülen plan kararları ve hükümleri ile çelişmediği,
• Alanın jeolojik özelliklerine ilişkin olarak jeolojik etüt çalışmalarının ilgili mevzuat gereği tamamlanmış olduğu,
•Bölgede öngörülen ulaşım sistemi üzerinde herhangi bir değişiklik öngörülmemesi itibariyle dava konusu alanda planlanmış olan “7 metrelik yaya yolu” plan kararlarının planda atanan işlevini yerine getirmek için uygun ve yeterli olduğu,
• Dava konusu alanda 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliği ile öngörülen yapılaşma koşullarının planlama esasları, şehircilik ilkeleri, imar mevzuatı ve kamu yararına aykırı olmadığı,
Ancak;
• 1/5000 ölçekli nazım imar planı değişikliği ile öngörülen plan kararları kapsamında ticaret + turizm + konut alanı kullanım kararının %70 oranında konut kullanımına ayrılmasının üst ölçekli plan kararlarına aykırı olması itibariyle 1/25.000 ölçekli İzmir Büyükşehir Bütünü Çevre Düzeni Planında öngörülen plan kararları ve plan hükümleri ile çeliştiği,
• 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliği ile öngörülen plan kararları kapsamında ticaret + turizm + konut alanı kullanım kararının %70 oranında konut kullanımına ayrılmasının üst ölçekli plan kararlarına aykırı olması itibariyle 1/25.000 ölçekli İzmir Büyükşehir Bütünü Çevre Düzeni Planında öngörülen plan kararları ve plan hükümleri ile çeliştiği,
• Dava konusu alanda plan değişiklikleri öncesinde kamu konaklama ve eğitim tesis alanı kullanım kararı kapsamında konaklama tesisinin yanısıra Kaymakamlık lojmanları olarak kullanılan mesken amaçlı yapılar ile söz konusu alanda yaşayanlara yönelik planlanmış bir ilkokul alanının da bulunduğu; dava konusu alandaki mevcut konut/lojman amaçlı yapılar incelendiğinde, alanda plan değişiklikleri öncesinde alanda mevcut 109 kişilik yerleşik nüfusa ilave olarak plan değişiklikleri ile de 170 kişilik ilave nüfusun bu alanda yaşamasının öngörüldüğü; dolayısıyla, kamu eğitim ve konaklama tesis alanı olan kullanım kararının ticaret + turizm + konut alanı olarak değiştirilmesi sebebiyle alanda ilave kalıcı nüfusun gelmesi ile alanda nüfus artışından söz edilmesinin zorunluluk içerdiği, dava konusu plan değişikliklerinde ticaret+turizm+konut alanı (TİCTK) kullanımı ile planlama alanı sınırları içerisinde yeni öngörülen ilave nüfusun gereksinimlerine yönelik olarak park alanı kullanımı öngörülmekle beraber, eğitim ve sağlık gibi kentsel – sosyal altyapı alanları öngörülmemiş olması itibariyle dava konusu plan değişiklikleri ile öngörülen plan kararlarının “konut” kullanımı açısından planlama esaslarına, şehircilik ilkelerine, kamu yararına ve imar mevzuatına uygun olmadığı,
• Kamu eğitim ve konaklama tesis alanı olarak gelişmesi hedeflenmiş olan dava konusu ... ada, ... sayılı parseldeki kullanım kararının özellikle “konaklama” kullanımı üzerinden bölgede turizm işlevine sahip bir alan olarak değerlendirilmesi gerektiği hususu dikkate alındığında, dava konusu plan değişiklikleri kapsamındaki ticaret+turizm+konut alanı (TİCTK) kullanım kararının ağırlıklı olarak (%70) konut kullanımını içermesi ile alanın konut ağırlıklı olarak karma kullanım işlevine değiştirilmesinin yürürlükteki plan ana karar ve stratejilerine, planlama esaslarına, şehircilik ilkeleri ve kamu yararına aykırı olduğu; dava konusu plan değişiklikleri ile öngörülen plan kararlarının “konut” kullanımı açısından uygun olmadığı,
• Alansal büyüklüğünün mevzuat ile belirlenen standartları karşılamaması itibariyle dava konusu plan değişiklikleri kararları ile öngörülen park alanı plan kararının planlama esaslarına, şehircilik ilkelerine, kamu yararına ve imar mevzuatına uygun olmadığı,
• Dava konusu 1/5000 ve 1/1000 ölçekli plan değişiklikleri ile dava konusu alanda hiçbir kamusal kullanıma özel genel otopark ayrılmamış olduğu hususları dikkate alındığında, dava konusu imar planı değişikliklerinin planlama esasları, şehircilik ilkeleri, imar mevzuatı ve kamu yararına uygun olmadığı, tespit ve değerlendirmelerinde bulunulmuştur.
Dosyada yer alan bilgi ve belgeler ile anılan bilirkişi raporunun değerlendirilmesi sonucunda, dava konusu imar planı değişikliklerine davacı tarafından yapılan itirazlar ile davalı idare savunmaları ele alındığında;
1. Hukuki sürecin sonuçlanmaması nedeniyle mülkiyet durumu ihtilaflı olan alanda imar planı değişikliği yapılamayacağı itirazına ilişkin olarak;
Dava konusu taşınmazın Hazineye devri ile İçişleri Bakanlığı Urla Kaymakamlığına tahsisine ilişkin İzmir Valiliği Devir Tasfiye ve Paylaştırma Komisyonunun … tarih ve … sayılı kararının iptali istemiyle davacı tarafından açılan davanın reddi yolunda verilen … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının Danıştay 8. Dairesinin 08/10/2018 tarihli, E:2016/13286, K:2018/5418 sayılı kararıyla onanmasına karar verildiği görüldüğünden, dava konusu taşınmazın mülkiyet durumuna yönelik itiraz yerinde görülmemiştir.
2. Kamu tesis alanı kullanımının özel bir işlev olan turizm+ticaret+konut alanına çevrilmesinin kamu yararına ve mevzuata aykırı aykırı olduğu itirazı bakımından;
Yukarıda yer verilen düzenlemeler uyarınca, özelleştirme programındaki kuruluşlara ait veya özelleştirilmek üzere özelleştirme programına alınan arsa ve arazilerde ilgili kuruluşlardan gerekli görüş alınmak suretiyle her ölçekteki imar planı değişikliklerini yapmanın Başbakanlık Özelleştirme İdaresi Başkanlığının yetkisinde olduğu, bu yetki kapsamında yapılan dava konusu taşınmazın özelleştirme kapsam ve programına alınmasına ilişkin işleme karşı davacı tarafından açılan bir davanın da bulunmadığı, bu bakımdan özelleştirme kapsam ve programına alınan taşınmazın ilgili mevzuat çerçevesinde yapılan imar planı değişikliğinde kamu yararına ve mevzuata aykırılık bulunduğu iddiasının yasal dayanağının bulunmadığının kabulünün gerektiği açıktır.
3. Dava konusu imar planı değişikliği ile bölgedeki yoğunluğun artırıldığı ancak gerekli sosyal ve teknik altyapı alanının ayrılmadığı ve yol düzenlemesinin sorunlar içerdiği itirazı yönünden;
Uyuşmazlık konusu parselin yakın çevresinde 2 katlı, düşük yoğunluklu ikinci konut yapılaşmalarının bulunduğu, dava konusu 1/1000 ölçekli uygulama imar planı ile de parsele E:0.60, Yençok:2 Kat yapılaşma koşullarında turizm+ticaret+konut alanı kullanımının getirildiği, ayrıca parselin kısmen park alanı olarak belirlendiği, kısmen de 7 metre en kesitli trafik yolu düzenlendiği, söz konusu yapılaşma koşullarının ve kullanım kararlarının çevre imar bütünlüğüne uygun olduğu, Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliğinin 21.maddesinin 10.fıkrasında, imar planlarında ticaret+turizm+konut karma kullanım alanlarında konut kullanımına da yer verilmesi halinde konut kullanım oranları belirlenerek, konut kullanımının gerektirdiği sosyal ve teknik altyapı alanlarının ayrılmasının zorunlu olduğunun hüküm altına alındığı, dava konusu 1/5000 ölçekli nazım ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planlarında anılan hüküm uyarınca, TİCTK alanlarında konut kullanımlarının bu alanlardaki parselin toplam emsalinin %70'ini aşamayacağının düzenlendiği, planlama alanı içerisinde sosyal altyapı alanı olarak da park alanı ayrıldığı, TİCTK alanlarında konut kullanımlarının bu alanlardaki parselin toplam emsalinin %70'ini aşamayacağının düzenlendiği, planlama alanı içerisinde sosyal altyapı alanı olarak da park alanının ayrıldığı, yerleşim yerleri içinde bulunan dava konusu parseldeki park ve yeşil alan gibi donatıların parsel içerisinde karşılanması gerekmekle birlikte, eğitim, sağlık gibi donatıların ulaşım mesafesi içerisinde bulunan sosyal ve teknik altyapı alanlarından karşılanmasının mümkün olduğu anlaşıldığından, dava konusu imar planlarının şehircilik ilkeleri, planlama esasları ve mevzuata uygun yapıldığı sonucuna ulaşılmıştır.
Sonuç olarak; 3194 sayılı İmar Yasasının 9. maddesinin 2. fıkrasında verilmiş olan yetkiye istinaden Özelleştirme Yüksek Kurulunca yalnızca dava konusu parsel ile sınırlı bir alana ilişkin imar planı değişikliği yapıldığı, İzmir-Manisa Planlama Bölgesi1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planında "kentsel yerleşik alan" ve 1/25.000 ölçekli İzmir Büyükşehir Bütünü Çevre Düzeni Planında "turizm tesis alanı" lejantlarında kalan parsele, üst ölçekli planlarla uyumlu şekilde dava konusu 1/5000 ölçekli nazım ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planlarında "turizm+ticaret+konut alanı" kullanım kararı getirildiği ve çevresinde 2 katlı konut alanlarının bulunduğu bir alanda alt 1/1000 ölçekli uygulama imar planında taşınmazlara E:0.60, Yençok:2 Kat yapılaşma koşulları getirilerek çevreyle uyumlu yapılaşma şartları belirlendiği, otopark ihtiyacının parsel içerisinde çözümlenebileceği, diğer taraftan dava konusu parselle sınırlı olarak yapılan bu değişikliğin sosyal ve teknik alt yapı dengesini etkileyecek nitelikte olmadığı, bu nedenlerle ayrıcalıklı haklar verilerek çevre imar bütünlüğünün bozulmadığı, imar planı değişikliklerinin kendi aralarında uyumlu ve üst ölçekli planlara uygun oldukları, sosyal donatı alanları ile teknik altyapı alanlarının tamamının dava konusu parselde ayrılmasının gerekli olmadığı hususları gözetilerek dava konusu imar planı değişikliklerinin şehircilik ilkeleri, planlama esasları, imar mevzuatı ve kamu yararına uygun olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun "İvedi yargılama usulü" başlıklı 20/A maddesi kapsamında kalan DAVANIN REDDİNE,
2. Dava ret ile sonuçlandığından, ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam …-TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca …-TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine,
4. Posta gideri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,
5. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (on beş) gün içerisinde Danıştay Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 05/10/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.