10. Hukuk Dairesi 2021/2781 E. , 2021/12606 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : Aliağa 1. İş Mahkemesi
Dava, davacının iş kazası sebebiyle meslekte kazanma gücü kaybı oranının tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalılar vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince, davalılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, Sosyal Güvenlik Kurumu hakkındaki davanın reddine; işveren hakkındaki davanın kabulüne karar verilmiştir.
İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen kararın, davacı ve ... Gemi Söküm İth. İhr. San. ve Tic. A.Ş. vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Davacı vekili, davacının davalı işveren nezdinde çalışırken 03.05.2016 tarihinde geçirdiği iş kazası nedeniyle iş göremezlik oranı tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
II-CEVAP
Davalı SGK Başkanlığı vekili, davanın kamu düzenine düzenine ilişkin olduğunu, kurum kararlarına itiraz halinde Sosyal Sigortalar sağlık kurulunca bu kurulun kararlarına itiraz halinde ise Adli Tıp Kurumu"ndan rapor alınması gerektiğini belirterek ; davanın reddini talep etmiştir.
Davalı ... Gemi Söküm İth. İhr. San. ve Tic. A.Ş. vekili, davacının sağ ayak baş parmağının kesildiğini, bu uzuv kaybının iş görmeyi engelleyecek nitelikte olmadığını belirterek; davanın reddini talep etmiştir.
III-MAHKEME KARARI
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
Yerel mahkemece, “davacının 03/05/2016 tarihli iş kazası sonucu oluşan meslekte kazanma güç kaybı oranının %6,3 olduğunun tespitine” dair karar verilmiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Davalı A.Ş. vekili ve davalı Kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ilgili Bölge Adliye Mahkemesince; “Davalılar vekillerinin istinaf başvurusunun kabulüyle; Aliağa 1. İş Mahkemesi"nin, 2018/285 E, 2020/97 K. sayılı kararının Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 353/1-b.2 maddesi uyarınca kaldırılmasına, SGK Başkanlığı hakkındaki davanın reddine,işveren hakkındaki davanın kabulüyle, davacının 03/05/2016 tarihli iş kazası sonucu oluşan meslekte kazanma güç kaybı oranının % 6,3 olduğunun, iş bu sürekli iş göremezlik derecesinin kaza tarihinden 5 ay sonradan itibaren geçerli olduğunun tespitine,” dair karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davacı vekili ve davalı ... Gemi Söküm İth. İhr. San. ve Tic. A.Ş. vekili; davaya konu kararın bozulmasını talep etmiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 2011/10-642 E., 2012/38 sayılı kararında da vurgulandığı üzere, medeni usul hukukunda hukuki yarar, mahkemeden hukuksal korunma istemi ile bir davanın açılabilmesi için davacının bu davayı açmakta (veya mahkemeden hukuksal korunma istemekte) bir çıkarının bulunmasıdır. Bu çıkarının da karar verilene kadar sürmesi gerekir.
Davacının dava açmakta hukuk kuralları tarafından haklı bulunan (korunan) bir yararı olmalı, hakkını elde edebilmesi için mahkeme kararına ihtiyacı bulunmalı ve davacı mahkemeyi gereksiz yere uğraştırmamalıdır (Arslan, Ramazan; aktaran: Hanağası, Emel: Davada Menfaat, Ankara 2009, önsöz VII).
Hukuk Genel Kurulu’nun 24/06/1992 gün ve 1992/1-347 E., 1992/396 K. ve 30/05/2001 gün ve 2001/14-443 E., 2001/458 K. sayılı kararlarında da belirtildiği üzere buna hukuki korunma (himaye) ihtiyacı da denir (Rechts-schutzbedürfnis). Mahkemelerden hukuki himaye istenmesinde, himayeye değer bir yarar olmalıdır.
Mülga 1086 sayılı Hukuk Muhakemeleri Usulü Kanununun yürürlükte olduğu dönem içinde öğreti ve yargısal kararlar, dava açarken hukuki yararın bulunması gereğini, "dava şartı" olarak kabul etmiştir. Bu şart, "dava konusuna ilişkin genel dava şartlarından biri" olup, davanın esası hakkında inceleme yapılabilmesi ve esas hakkında hüküm verilebilmesi için varlığı gerekli olduğundan "olumlu dava şartları" arasında sayılmaktadır.
01/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda öğreti ve yargısal kararların bu uygulaması aynen benimsenerek, davacının, dava açmakta hukuki yararının bulunması "Dava Şartları” başlıklı 114. maddesinin 1. fıkrasının (h) bendinde açıkça dava şartları arasında sayılmıştır.
Bir davada, hukuki yarar ilkesinin dava şartı olarak gözetilmesinin, yargılamanın amacına ve usul ekonomisi ilkesine uygun olarak yargılama yapılmasına yarar sağlayacağı, her türlü duraksamadan uzaktır.
Davacının hukuki ilişkinin derhal tespitinde menfaatinin (hukuki yararının) varlığı için öncelikle, davacının bir hakkı veya hukuki durumu güncel (halihazır) ve ciddi bir tehlike ile tehdit edilmelidir. Bu tehdit çoğunlukla davalının davranışları ile
ortaya çıkar.
Söz konusu bu tehdidin davacı için bir tehlike oluşturabilmesi, bu tehdit nedeniyle, davacının hukuki durumunun tereddüt içinde olmasına ve bu hususun, davacıya zarar verebilecek nitelikte bulunmasına bağlıdır (Hanağası, Emel: a.g.e., s.133 vd).
Davalı şirkete ait işyerinde iş kazası geçiren davacı ...’on meslekte kazanma gücü kaybı oranının tespitinin istendiği eldeki davada, Kurumca davacının sürekli iş göremezlik oranının %0 olarak belirlendiği, 21.05.2018 tarihli Yüksek Sağlık Kurulu’nca maluliyetin gerekmediğine karar verildiği, Adli Tıp Üçüncü İhtisas Dairesi tarafından davacının maluliyetinin %6,3 olarak belirlendiği ve en son olarak Adli Tıp İkinci Üst Kurulu tarafından ise maluliyetin %6,3 olarak belirlendiği anlaşılmaktadır. Mahkemece, davacının Kurumca tespit edilen ve itiraz üzerine prosedür takip edilerek Adli Tıp Kurumunun ilgili ihtisas dairesinden ve İkinci Üst Kurulu’ ndan alınan raporlarına göre belirlenen % 6,3 oranı üzerinden, meslekte kazanma gücü kaybı oranının % 6,3 olarak tespitine hükmedildiği, buna karşılık Bölge Adliye Mahkemesince, davacının eldeki sürekli iş göremezlik oranının tespiti davasını ,belirlenen orana göre sürekli iş göremezlik geliri bağlanamayacağından davalı Kurum aleyhine açmasında hukuki yarar bulunmadığı gerekçesiyle davanın davalı Kurum yönünden reddine dair hüküm tesis edilmiştir.
Davacı ...’ın, ileride doğabilecek zararlar yönünden, iş göremezlik oranının %0’dan %6,3 oranına artmasının hesaplanacak tazminat yönünden etkisi olduğu düşünüldüğünde , öte yandan talebin aynı zamanda Kurum işleminin iptali yönünün de varlığı karşısında , davacının davalı Kurum’a karşı da davayı açmakta hukuki yararının bulunduğu belirgindir. Bölge Adliye Mahkemesince bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın, karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davacı ve davalı ... Gemi Söküm İth. İhr. San. ve Tic. A.Ş. vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen karar bozulmalıdır.
SONUÇ: İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi kararının HMK"nın 373/2. maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya ve davalı ... Gemi Söküm İth. İhr. San. ve Tic. A.Ş."ye iadesine, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 20/10/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.