Abaküs Yazılım
6. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/1188
Karar No: 2022/616
Karar Tarihi: 08.02.2022

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2021/1188 Esas 2022/616 Karar Sayılı İlamı

6. Hukuk Dairesi         2021/1188 E.  ,  2022/616 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla)

    Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik verilen hüküm davacı vekilince duruşmasız, davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı vekili Avukat... geldi. Tebligata rağmen karşı taraftan gelen olmadığından onun yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    - K A R A R -
    Davacı iş sahibi vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında imzalanan 16.04.2007 tarihli sözleşme ile davalı yüklenicinin, şeker fabrikasında kullanılan buhar kazanı çıkışına torbalı filtre imalatı ve montajı yapılması işini üstlendiğini, sözleşme uyarınca filtrelerin garanti süresinin 6 yıl olduğunu, garanti süresi devam ederken filtrelerin yırtılarak kullanılamaz hale geldiğini, fabrikanın faaliyeti sırasında yoğun duman ve toz çıkmasına sebebiyet verdiğini, davalıdan ayıpların giderilmesi talep edilmesine rağmen davalının gidermediğini iddia ederek bilirkişilerce tespit edilecek bedelin tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı yüklenici vekili cevap dilekçesinde özetle; sözleşme konusu filtrelerin test ve kontrollerinin yapıldıktan sonra davacıya teslim edildiğini, davacının filtreleri 4 sene boyunca hiçbir sorun yaşamadan kullandığını, 2010 yılında birtakım sıkıntıların bildirilmesi üzerine yapılan inceleme sonucunda filtrelerdeki yırtılmanın üretim kaynaklı değil fabrikanın periyodik bakım ve temizliğinin yapılmamasından, yakıt kalitesinin düşüklüğünden ve teknik personel yetersizliğinden kaynaklandığının tespit edildiğini, buna rağmen yırtılan filtrelerin garanti kapsamında olmamasına rağmen değiştirildiğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine dair verilen kararın, davacı tarafından temyiz edilmesi sonucunda (kapatılan) 15. Hukuk Dairesinin 2015/465 Esas – 2016/168 Karar ve 14.01.2016 tarihli kararı ile bozulduğu anlaşılmıştır.
    Bozmadan sonra alınan bilirkişi kurulu raporu incelendiğinde, sözleşmeye konu filtrelerdeki ayıbın üretim kaynaklı olduğu, ayıpların 6 yıllık garanti süresi içinde çıktığı belirtilmiş, mahkemece bilirkişilerce ayıbın giderilme bedeli olarak hesaplanan 60.160,00 Euro ve 26.326,98 TL KDV alacağının 41.472,00 Euro ve 18.146,52 TL KDV alacağı için dava, kalan 18.688,00 Euro ve 8.180,46 TL KDV alacağı için ise 18.01.2018 ıslah tarihinden itibaren işleyecek Euro cinsi alacaklar yönünden 3095 sayılı Kanunun 4A maddesi gereğince yürütülecek yasal faizi ile TL cinsi alacaklar yönünden avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Kararın davalı yüklenici tarafından temyiz edilmesi sonucunda (kapatılan) 15. Hukuk Dairesi’nin 2018/3755 Esas – 2019/739 Karar ve 22.02.2019 tarihli kararı ile Yargıtay bozmasından sonra ıslah yapılması ve ıslah suretiyle talep sonucunun artırılmasının mümkün olmadığı gerekçesiyle kararın bozulduğu anlaşılmıştır.
    Bozma kararına uyan mahkemece, ıslah dikkate alınmayarak davanın kabulü ile, 41.472,00 Euro + 18.148,81 TL KDV alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek Euro cinsi alacak yönünden 3095 sayılı Kanunun 4A maddesi gereğince yürütülecek yasal faiziyle, TL cinsi alacak yönünden avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
    1- Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince inceleme yapılarak hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve bozmanın şümulü dışında kalarak kesinleşen cihetlere ait temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmamasına davalı yüklenicinin tüm temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
    2- Davacı iş sahibinin temyiz itirazlarına gelince;
    Bozmadan sonra ıslah yapılıp yapılamayacağı hususu Yargıtay Hukuk Daireleri ve öğreti arasında tartışmalı bir hususken, 22.07.2020 yürürlük tarihli 7251 sayılı Kanun ile değişen 6100 sayılı HMK’nın 177/2. maddesinde bozmadan sonra ıslah konusuna açıklık getirilmiştir. Bu maddeye göre; “Yargıtayın bozma kararından veya bölge adliye mahkemesinin kaldırma kararından sonra dosya ilk derece mahkemesine gönderildiğinde, ilk derece mahkemesinin tahkikata ilişkin bir işlem yapması halinde tahkikat sona erinceye kadar da ıslah yapılabilir. Ancak bozma kararına uymakla ortaya çıkan hukuki durum ortadan kaldırılamaz” düzenlemesine yer verilmiştir.
    Bu bağlamda açıklanması gereken bir diğer husus ise usuli kazanılmış hak kavramıdır. Usuli kazanılmış hak, bir davada, mahkemenin veya tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine (diğeri aleyhine) doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan haktır. Usul hukukunun temel prensiplerinden birisi olan usuli kazanılmış hak kavramı, gerek HUMK, gerekse HMK’da düzenlenmemesine rağmen gerek öğretide gerekse uygulamada kabul edilmiştir.
    Yargıtayın bozma kararı nedeniyle kazanılmış hak iki çeşit olup, birincisi mahkemenin Yargıtayın bozma kararına uyması ile, bozma kararı lehine olan taraf yararına kazanılmış hak, ikincisi bazı konuların bozma kararının kapsamı dışında kalması ile doğan usuli kazanılmış haklardır. Bozma kararına uymuş olması halinde mahkeme, bu uyma kararı ile bağlı olup, usuli kazanılmış hak ilkesi uyarınca lehine bozulan taraf yararına araştırma ve inceleme yapmak zorundadır ( 04.02.1959 gün ve 13/5 sayılı YİBK).
    Ancak usuli kazanılmış hak ilkesinin de istisnaları bulunmaktadır. Geriye etkili kanun değişikliği, görev kuralına aykırılık, sonradan ortaya çıkan içtihadı birleştirme kararı (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı YİBK), hak düşürücü süre, kamu düzeni gibi hususlar kazanılmış hak kuralının istisnalarındandır. Bu durumda usuli kazanılmış hakkın hukuki sonuç doğurabilmesi için; bir davada ya taraflar ya mahkeme ya da Yargıtay tarafından açık biçimde yapılmış olan ve istisnalar arasında sayılmayan bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş uyulması zorunlu olan bir hakkın varlığından söz edilebilmesi gerekir (HGK.nun 12.07.2006 T., 2006/4-519 E, 2006/527 K. 03.12.2008 T., 2008/10-730 E., 2008/732 K.) Zira usuli kazanılmış hak ilkesi kamu düzeniyle ilgilidir (09.05.1960 T., 21/9; 04.02.1959 gün 13/5 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı).
    Bu anlatımlar ışığında somut olay incelendiğinde; mahkemece verilen ilk kararın (kapatılan) 15. Hukuk Dairesi tarafından, yargılama sırasında alınan bilirkişi raporları arasında çelişki olması ve KDV alacağının TL karşılığının hesaplanması gerektiği gerekçesi ile bozulduğu, bozma ilamına uyulmak sureti ile mahkemece tahkikata dair işlemler tesis edildiği, bu doğrultuda davacı vekilinin alacak istemini 18.01.2018 tarihli ıslah dilekçesi ile arttırdığı, mahkemece ıslaha itibar edilerek alacağın belirlendiği; söz konusu ilamın (kapatılan) 15. Hukuk Dairesinin 2018/3755 Esas – 2019/739 Karar ve 22.02.2019 tarihli kararı ile Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunca alınan 06.05.2016 tarih ve 2015/1 Esas, 2016/1 Karar sayılı ilamı doğrultusunda bozmadan sonra ıslah yapılamayacağı gerekçesi ile bozulduğu anlaşılmıştır.
    Mahkemece, her ne kadar bozma ilamına uyulmuş ise de; 22.07.2020 yürürlük tarihli 7251 sayılı Kanun ile değişen 6100 sayılı HMK’nın 177/2. maddesi ile Yargıtayın bozma kararından sonra tahkikata ilişkin bir işlem yapılması halinde, tahkikat sona erinceye kadar da ıslah yapılması mümkün hale getirilmiştir.
    Sonradan aynı hususta bir kanun çıkarılmış olmasının usuli kazanılmış hakkın istisnası olduğu, usule ilişkin kanun değişikliğinin geçmişe etkili olarak uygulanması gerektiği, mahkemece verilen nihai karardan sonra değişiklik yapılmış olsa dahi, bu değişikliğin uygulanmasında zorunluluk bulunduğu Yargıtay kararlarıyla açıklanmıştır (Yargıtay HGK 20.02.2008 gün, 2008/13-160 E., 2008/147 K.). Açıklanan tüm bu nedenlerle mahkemece ıslahla arttırılan talebin de değerlendirilerek, sonucuna uygun karar verilmesi gerekmekle, hükmün bu yönden bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalının tüm temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca kararın davacı yararına BOZULMASINA, davacı Yargıtay duruşmasında vekille temsil olunmadığından lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine, 08.02.2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi