2. Hukuk Dairesi Esas No: 2019/477 Karar No: 2019/1775
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2019/477 Esas 2019/1775 Karar Sayılı İlamı
2. Hukuk Dairesi 2019/477 E. , 2019/1775 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma KARAR DÜZELTME İSTEYEN : Davacı
Yukarıda tarihi, konusu ve tarafları gösterilen hükmün; onanmasına dair Dairemizin 11/10/2017 gün ve 2016/13168-2017/10909 sayılı ilamıyla ilgili davacı erkek tarafından karar düzeltme isteminde bulunulmakla, evrak okundu, gereği düşünüldü; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 1.10.2011 tarihinde yürürlüğe girmiş ise de, bu Kanuna 6217 sayılı Kanunla ilave edilen geçici 3. maddenin (1.) bendinde, Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce verilen kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar 1086 sayılı Kanunun 26.09.2014 tarihli ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ila 454. madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağı hükme bağlandığından, karar düzeltme talebinin incelenmesi gerekmiştir. Davacı erkek tarafından açılan evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma davasının (TMK m. 166/1) yapılan yargılaması sonucunda, mahkemece davanının reddine karar verilmiş, verilen kararın davacı erkek tarfından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 11.10.2017 tarih 2016/13168 esas 2017/10909 karar sayılı ilamıyla hükmün onanmasına karar verilmiş, davacı erkek tarafından süresi içerisinde karar düzeltme talebinde bulunulmuştur. Dosyanın yeniden yapılan incelemesinde, mahkemece "Türk Medeni Kanunu"nun 166/1. maddesine göre boşanmaya karar vermek için davalının az da olsa kusurlu bulunması zorunludur. Oysa toplanan delillerden davalı kadının kusuru kanıtlanamamıştır. Davacı tam kusurludur. Bir kimse sırf kendi kusuruna dayanarak boşanma hükmü elde edemez. Bu itibarla davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur." şeklindeki gerekçe ile davanın reddine karar verilmiştir. Gerekçeli kararda davacı erkeğin hangi kusurlu davranışlara istinaden tam kusurlu bulunduğu belirtilmemiştir. Anayasanın 141/3. maddesi "bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır." buyurucu hükmünü içermektedir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 297. maddesinde de kararın kapsayacağı hususlar ayrıntılı biçimde belirtilmiş olup, bu maddenin 1/c bendine göre, mahkemece kararlarında iki tarafın sav ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, çekişmeli konular hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması, ret ve üstün tutulma nedenleri, sabit görülen vakıalarda bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebebin açıkça gösterilmesi zorunludur. Yerel mahkemenin hangi delillerle sonuca ulaştığını değil, dayanılan delillerde yer alan hangi vakıanın kabul edildiğini Yargıtay denetimine elverişli şekilde gerekçeli olarak açıklaması zorunludur. Bu nedenle gerekçesiz şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olduğundan doğru görülmemiştir. Ne var ki bu husus ilk inceleme sırasında gözden kaçırıldığından davacının karar düzeltme talebinin kabulü ile Dairemizin 11.10.2017 tarih, 2016/13168 esas ve 2017/10909 karar sayılı onama ilamının kaldırılmasına, yukarıda açıklanan sebeple hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Davacının karar düzeltme talebinin kabulü ile Dairemizin 11.10.2017 tarih, 2016/13168 esas ve 2017/10909 karar sayılı onama ilamının KALDIRILMASINA, hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre diğer yönlerin incelenmesine yer olmadığına, karar düzeltme harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, oybirliğiyle karar verildi. 27.02.2019 (Çrş.)