5. Ceza Dairesi 2016/2276 E. , 2018/2288 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli zimmet
HÜKÜM : Mahkumiyet (Kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği suçu açısından)
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
Suç tarihinde ... İşletme şefi olarak görev yapan sanık ... ile aynı yerde tahsildar olarak çalışan sanık ..."un tahsil edilen paraları kurum kayıtlarına intikal ettirmeme, sahte makbuzlarla tahsilat yapma ve tahsilat makbuzlarının dip koçanlarına düşük değerler yazmak suretiyle aradaki farkı mal edinme şeklindeki eylemlerinin nitelikli zimmet suçunu oluşturduğu ve bu nedenle zamanaşımı süresinin dolmadığı anlaşıldığından tebliğnamede düşme isteyen görüşe iştirak edilmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Mahkemece sanıklar hakkında verilen 18/12/2012 gün ve 2012/399 Esas, 2012/670 sayılı Kararın müdafiilerince temyizi üzerine; Dairemizin 23/10/2014 gün ve 2014/4789 Esas, 2014/10078 Karar sayılı ilamıyla; “Sahtecilik fiilleri 765 sayılı TCK"nın 202/2. maddesinde düzenlenen nitelikli zimmet suçunun unsuru olduğundan ayrıca resmi belgede sahtecilik suçundan hüküm kurulamayacağı, buna karşılık 5237 sayılı TCK"nın 212. maddesindeki "sahte resmi veya özel belgenin bir başka suçun işlenmesi sırasında kullanılması halinde, hem sahtecilik hem de ilgili suçtan dolayı ayrı ayrı cezaya hükmolunur." şeklindeki düzenleme uyarınca hem zimmet hem de resmi belgede sahtecilik suçlarından hüküm kurulması gerektiği gözetildiğinde; suç tarihleri itibari ile ekonomik koşullar ve paranın alım gücü nazara alındığında sanık ..."un mal edindiği 77.57 TL"nin pek hafif, sanık ..."ın mal edindiği 166.81 TL"nin ise hafif nitelikte olduğu, 765 sayılı TCK"nın 202/2, 80, 219/3, 202/3, 219/son, 59, 33. maddelerinin uygulanması gerektiği ve bu durumda sonuç cezaların daha lehe olduğu nazara alınmadan, zimmete konu değer 765 sayılı TCK döneminde normal, 5237 sayılı TCK döneminde ise az kabul edilip, çelişkili ve yanılgılı değerlendirmeler sonucu lehe yasanın hatalı şekilde tespitiyle, zimmet suçlarından hükümlerin açıklanmasının geri bırakılması kararları, sahtecilik suçlarından ise mahkumiyet kararları verilerek karışıklığa yol açılması ve kabule göre de; sadece sanıklar müdafiileri tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 29/05/2012 tarih, 2008/15317 Esas, 2012/5964 Karar sayılı ilamı ile bozulan ve bu itibarla kazanılmış hakka konu teşkil eden 08/04/2008 tarih, 2007/313 Esas, 2008/136 karar sayılı hükümde yer alan cezalardan daha ağır cezalara ve TCK"nın 53/5. maddesi uyarınca hak yoksunluğuna hükmolunmak suretiyle 1412 sayılı CMUK"nın 326/son maddesine aykırı davranılması,” gerekçeleriyle bozulduğu, bozma üzerine mahkemece 1412 sayılı CMUK"nın 326. maddesi uyarınca işlem yapılarak direnme ya da uyma kararı verilmesi gerektiği halde bu hususta bir karar verilmeden, bozma gereği de yerine getirilmeden, 29/05/2012 tarih ve 2008/15317 Esas, 2012/5964 Karar sayılı bir önceki bozma ilamımıza uyulduğu belirtilerek ve lehe yasanın da hatalı şekilde tespiti suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kanuna aykırı, sanıklar müdafiilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 321 ve 326/son maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 28/03/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.