19. Ceza Dairesi 2019/2544 E. , 2020/8 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 5607 Sayılı Kanuna Aykırılık
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1)Tüm dosya kapsamından, sanık hakkında tutulan 18.05.2013 ve 25.06.2013 tarihli tutanaklar nedeniyle 15.07.2013 tarihli iddianame ile 5607 sayılı Kanun"a aykırılıktan kamu davasının açıldığının, tutanaklar arasında hukuki kesinti olmadığı gibi eylemler arasında geçen sürenin suç kastının yenilendiğini gösterecek kadar uzun bir süre olmadığının anlaşılması karşısında; sanığın bir suç işleme kararının icrası kapsamında, aynı yerde işlenen eylemlerinden dolayı 5607 sayılı Kanunu 3/18. ve TCK"nin 43/1. maddeleri uyarınca zincirleme suç hükümleri uygulanarak mahkumiyetine kararı verilmesi gerekirken, sanık hakkında iki ayrı mahkumiyet kararı verilmesi suretiyle fazla ceza tayini,
Gümrük kaçakçılığı suçlarında korunan hukuki yarar; Devletin egemenlik hakkının bir kısmı olarak ortaya çıkan kendi milli sınırları dahilindeki her türlü eşya giriş ve çıkışını kontrol etme ve düzenleme yetkisidir. Anılan fiiller ile devletin söz edilen egemenlik hakkının ihlali ile birlikte devletin vergilendirme hakkı ve mali yararlarını da ihlal ettiği kuşkusuzdur. Verginin ise devletin kamu hizmetlerini finanse etmek için toplumu oluşturan kişilerden zorunlu olarak alınan ekonomik değerler olduğu nazara alındığında gümrük kaçakçılığı suçlarının vergi kaybına sebep olması sonucu, kamu hizmetlerinin finansmanında güçlükler doğuracağı muhakkaktır. Bu itibarla, gümrük kaçakçılığı suçlarının mağdurunun da devletin yürüttüğü kamu hizmetlerinden yararlanan bireylerden oluşan toplum olduğu cihetle;
UYAP ortamında yapılan araştırmada sanık hakkında 29/05/2013 tarihinde işlediği aynı suç nedeniyle açılan kamu davası üzerine Antalya 1. Asliye Ceza Mahkemesi"nce verilen 2013/450 Esas ve 2014/173 Karar sayılı hükmün, Dairemizce incelenerek 20.01.2020 tarihinde bozulmasına karar verilmesi karşısında;
Anılan dava ile iş bu dava birleştirilerek, suç ve iddianame tarihleri dikkate alınıp hukuki kesintinin iddianamenin düzenlenmesiyle gerçekleşeceği gözetilmek suretiyle sanığın bir suç işleme kararının icrası kapsamında değişik zamanlarda aynı mağdura karşı aynı suçu birden fazla işleyip işlemediğinin ve hakkında TCK"nin 43/1. maddesinin uygulanması gerekip gerekmediğinin tartışılması zorunluluğu,
2)Sanığın adli sicil kaydında bulunan Antalya (kapatılan) 3. Sulh Ceza Mahkemesi"nin 19.04.2011 gün, 2010/922 Esas ve 2011/584 karar sayılı ilamının 5237 sayılı TCK’nin 117. maddesinde düzenlenen iş ve çalışma hürriyetinin ihlali suçuna ilişkin olduğu, hükümden sonra 24/10/2019 tarihinde yürürlüğe giren 7188 sayılı Kanun"un 26. maddesi ile değişik CMK"nin 253. maddesi uyarınca iş ve çalışma hürriyetinin ihlali suçunun uzlaşma kapsamına alınması karşısında; sanığın adli sicil kaydında bulunan Antalya (kapatılan) 3. Sulh Ceza Mahkemesi"nin 19.04.2011 gün, 2010/922 Esas ve 2011/584 karar sayılı ilamının getirtilerek, anılan hükme ilişkin, uyarlama yargılaması yapılıp yapılmadığı araştırılarak sonucuna göre tekerrür hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının yeniden değerlendirilmesi zorunluluğu,
3)Sanığın 25.11.2013 tarihli celsede lehe hükümlerin uygulanması talebinde bulunduğu ve bu talebin TCK"nin 52/4. maddesindeki adli para cezasının taksitlendirilmesi hükümlerini de içerdiği dikkate alınarak, adli para cezasının taksitlendirilip taksitlendirilmeyeceği hususunun hükümde tartışılmaması,
4)Kasıtlı suçtan hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nin 53. maddesi uyarınca hak yoksunluklarına hükmedilmiş ise de, 24/11/2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarih ve 2014/140 E., 2015/85 K. sayılı kararı ile anılan maddenin bazı hükümlerinin iptal edilmiş olması nedeniyle yeniden değerlendirme yapılması zorunluluğu,
5)Bandrolsüz olduğu hususunda itiraz ve tereddüt bulunmayan sigaralar ile ilgili keşif yapılarak sanık aleyhine sebep olmadığı yargılama giderine hükmedilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın ve o yer Cumhuriyet Savcısının temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden HÜKÜMLERİN, tebliğnameye uygun olarak 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 20/01/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.