2. Hukuk Dairesi Esas No: 2017/3376 Karar No: 2019/1757
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2017/3376 Esas 2019/1757 Karar Sayılı İlamı
2. Hukuk Dairesi 2017/3376 E. , 2019/1757 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanma
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından; iştirak nafakası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, kadın tarafından açılan boşanma davası olup, ilk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, tarafların ortak çocuklarından Serhat"ın velayetinin davalı babaya verilmesine, velayeti davalı babaya bırakılan ortak çocuk yararına tebdir ve iştirak nafakasına hükmedilmesine karar verilmiş, hükme karşı davacı kadın tarafından, velayet düzenlemesi ve ortak çocuk yararına hükmedilen nafakalar yönünden istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Bölge adliye mahkemesince kanun yolu incelemesi sonunda, davalı erkeğin dilekçelerin karşılıklı verilmesi ve ön inceleme aşamaları tamamlandıktan sonra iştirak nafakası talebinde bulunduğu, bu hususta karşı tarafın açık muvafakatinin olmadığı gibi davalı tarafça yapılmış usulüne uygun bir ıslah işleminin de bulunmadığı gerekçesiyle davalı tarafın bu yöne ilişkin istinaf isteminin kabulüne, hükmün buna ilişkin kısmının kaldırılarak "Davalının iştirak nafakası talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına," sair istinaf istemlerinin ise reddine karar verilmiş, hüküm davalı erkek tarafından temyiz edilmiştir. Boşanma ve ayrılık vukuunda, velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır (TMK m. 182/2). Bu hususu hakimin, görevi gereği kendiliğinden dikkate alması gerekmektedir. Bu nedenle davalı tarafın tahkikat aşamasında ileri sürdüğü iştirak nafakası talebi iddia ve savunmanın genişletilmesi yasağı kapsamında olmadığı gibi, karşı tarafın açık muvafakatine ya da ıslah işlemine de bağlı olmayıp kanun gereği yargılamanın her aşamasında ileri sürülebilir. O halde bölge adliye mahkemesince, ilk derece mahkemesinin iştirak nafakası hakkında verdiği hükme yönelik istinaf başvurusunun esası incelenecek yerde, yazılı şekilde "karar verilmesine yer olmadığına" şeklinde karar verilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple bölge adliye mahkemesi hükmünün BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, dosyanın ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 27.02.2019(Çrş.)