21. Hukuk Dairesi 2016/19191 E. , 2018/4834 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Asıl ve birleşen dava bakımından; Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlerle temyiz kapsam ve nedenlerine göre; davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, zararlandırıcı sigorta olayı sonucu sürekli iş göremezliğe uğrayan sigortalının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, asıl ve birleşen dosyalardaki maddi tazminat istemlerinin kabulüne, manevi tazminat isteminin ise kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dosya kapsamından davacının iş kazası sonucu %24,00 oranında sürekli iş göremezliğinin bulunduğu ve iş kazasının meydana gelişinde davacı sigortalının %40, davalının %60 oranında kusurlu oldukları anlaşılmaktadır.
Usuli kazanılmış hak kurumu, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez, ana ilkelerinden biri haline gelmiştir. Anlam itibariyle, bir davada, mahkemenin yada tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir.
./..
Bu açıklamalardan olarak somut olayda, asıl dava dosyasının maddi tazminat istemi açısından belirsiz alacak davası olarak açıldığı, davacının zararını 38.381,27 TL olarak hesaplayan 19/12/2014 havale tarihli bilirkişi hesap raporundan sonra davacı vekilinin ibraz etmiş olduğu 05/01/2015 tarihli ıslah dilekçesinde "bilirkişi incelemesi neticesinde alacak kalemi belirli hale geldiğinden 6100 sayılı yasanın 107/2 maddesi gereğince ... taleplerimizi belirli alacak davasına dönüştürüyoruz." şeklinde, takip eden 6. celsede yine davacı vekilinin "dosyadaki taleplerimizi tekrar ile davamızın kabulünü isteriz" şeklinde beyanlarda bulunduğu anlaşılmaktadır. Buna göre, 19/12/2014 havale tarihli bilirkişi hesap raporu ile davacının alacağının belirli hale geldiği, yine davacı tarafın ıslah dilekçeleri ile alacaklarını belirlediği, bu miktarın davalı taraf lehine usuli kazanılmış hak oluşturduğu gözden kaçırılarak, mahkemece bu 19/12/2014 havale tarihli bilirkişi hesap raporuna göre maddi tazminata hükmedilmesi gerekirken, usuli kazanılmış hak aşılarak fazlaya karar verilmesi doğru değildir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 15/05/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.