Abaküs Yazılım
2. Daire
Esas No: 2021/11248
Karar No: 2021/3163
Karar Tarihi: 06.10.2021

Danıştay 2. Daire 2021/11248 Esas 2021/3163 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
İKİNCİ DAİRE
Esas No : 2021/11248
Karar No : 2021/3163

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Belediye Başkanlığı

VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : ...

VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : .... İdare Mahkemesince verilen ... günlü, E:..., K:... sayılı kararın, dilekçede yazılı nedenlerle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava Konusu İstem : Dava; mülkiyeti davalı idareye ait dükkanları kira sözleşmesiyle kullanan davacının, kira borçlarını ödememesi nedeniyle sözleşmesinin feshedilerek dükkanlardan tahliye edilmesine ilişkin Finike Belediye Encümeninin … tarih ve … sayılı kararının iptali istemiyle açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti : .... İdare Mahkemesinin temyize konu kararıyla; kira süresi bittikten sonra davacı tarafından taşınmazların kullanılmaya devam edildiği, bu nedenle kira sözleşmesinin belirsiz süreli kira sözleşmesine dönüştüğü, özel hukuk hükümlerine göre düzenlenmiş bir kira sözleşmesi olması nedeniyle kira sözleşmesinin feshinin ve taşınmazın tahliyesinin özel hukuk hükümleri uyarınca yapılması gerektiği, bu nedenle davalı idarece kira sözleşmesinin feshi için özel hukuk hükümleri uyarınca adli yargıda açılacak olan davada bir karar aldıktan sonra işlem tesisi yoluna gidilmesi gerekirken, böyle bir karar alınmadan, idarece tek taraflı olarak sözleşmenin feshi ve taşınmazların tahliyesi yönünde tesis olunan dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, kira ilişkisinden kaynaklanan uyuşmazlığa 2886 sayılı Kanunun uygulanması gerektiği, kira sözleşmesinin temelinde ihale olduğu ve kira sözleşmesinin süresinin dolduğu, yeni yapılan ihalede en iyi teklifi yine davacının vermesine rağmen geçmiş borçları nedeniyle kira sözleşmesi yapılmadığı, dolayısıyla davacının işgalci konumunda bulunduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN CEVABI : Cevap verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …

DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İkinci Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
5393 sayılı Belediye Kanunu'nun 15. maddesinin 6. fıkrasında, 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu'nun 75. maddesi hükümlerinin belediye taşınmazları hakkında da uygulanacağı kuralına yer verilmiş; 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu'nun 75. maddesinde ise, Devletin özel mülkiyetinde veya hüküm ve tasarrufu altında bulunan taşınmaz malların, gerçek ve tüzel kişilerce işgali üzerine, işgal edilen taşınmaz malın, idarenin talebi üzerine, bulunduğu yer mülki amirince en geç 15 gün içinde tahliye ettirilerek idareye teslim edileceği hüküm altına alınmıştır.
Hazine Taşınmazlarının İdaresi Hakkında Yönetmeliğin 89. maddesinde de, kiraya verilen, irtifak hakkı kurulan veya kullanma izni verilen taşınmazlardan süresi dolduğu hâlde tahliye edilmeyen, sözleşmesi feshedilen veya herhangi bir sözleşmeye dayanmaksızın fuzuli olarak işgal edilen Hazine taşınmazlarının tahliyesinin; hasat sezonu, iş ve hizmetlerin mevsimlik faaliyet dönemi de dikkate alınarak defterdarlık veya malmüdürlüğünün talebi üzerine, bulunduğu yer mülki amirince en geç 15 gün içinde sağlanarak, taşınmazın İdarece görevlendirilecek memurlara boş olarak teslim edileceği kurala bağlanmıştır.
Dava dosyasının incelenmesinde, 2886 sayılı Kanun uyarınca yapılan ihale sonucunda dava konusu taşınmazların 01/01/2011 başlangıç tarihli üç yıl süreli kira sözleşmesi ile davacıya kiraya verildiği, kira süresi sonunda, taşınmazların yeni dönem kiralaması için 09/12/2013 tarihinde yapılan ihaleyi davacının kazandığı, ancak kira sözleşmesinin bitim tarihi itibariyle davacının eski kira borçlarını ödememesi nedeniyle yeni kira sözleşmesinin imzalanamadığı, bunun üzerine davalı idarece davacının 01/01/2011 başlangıç tarihli kira sözleşmesinin feshedilerek davacının taşınmazdan tahliye edilmesine ilişkin encümen kararı alındığı, iş bu davanın anılan belediye encümeni kararının iptali istemiyle açıldığı anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlıkta, mahkemenin temyize konu kararında, davalı idare arasında imzalanan kira sözleşmesinin özel hukuk sözleşmesi olduğu, kira sözleşmesiyle belirlenen sürenin bitmesine rağmen taşınmazların davacı tarafından kullanılmaya devam edilmesi sebebiyle kira sözleşmesinin belirsiz süreli sözleşmeye dönüştüğü, kira sözleşmesinin özel hukuk hükümlerine göre düzenlendiği bu nedenle taşınmazın tahliyesinin de özel hukuk hükümlerine göre yapılması gerektiği, kira sözleşmesinin feshinin ve tahliyenin adli yargıda açılacak davada karar aldıktan sonra yapılabileceğinden bahisle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiş ise de; dava dosyasında yer alan bilgi ve belgelerden, mülkiyeti davalı idareye ait taşınmazların 2886 sayılı Kanun uyarınca yapılmış ihale sonucunda davacıya kiralandığı ve kira sözleşmesinde belirlenen sürenin bittiği ve yeni bir kira sözleşmesi de yapılmadığı anlaşıldığından, bu aşamadan sonra davalı idarece kira sözleşmesinin tek taraflı feshine gerek olmadığı gibi, davacının fuzuli şagil durumuna düştüğü, 2886 sayılı Devlet ihale Kanunu uyarınca ihale yapılmak suretiyle taşınmazın kiraya verilmesi nedeniyle, aynı Kanun'un 75. maddesinin Belediye taşınmazlarına da uygulanacağına ilişkin 5393 sayılı Belediye Kanunu'nun 15. maddesi uyarınca, özel hukuk kurallarının dava konusu olayda uygulanmasının söz konusu olamayacağı gibi sözleşmenin feshi ve tahliye için adli yargı yerinde dava açılmasına da gerek olmadığı açıktır.
Yukarıda aktarılan mevzuat hükümleri uyarınca, Devletin özel mülkiyetinde veya hüküm ve tasarrufu altında bulunan taşınmaz malların tahliyesinin, ancak gayrimenkullerin bulunduğu yer mülki amirinin yetkisinde olduğu dikkate alındığında; davacı ile davalı idare arasındaki kira sözleşmesiyle belirlenen sürenin sona ermesiyle taşınmazın tahliyesinin 2886 sayılı Kanun'un 75. maddesi hükmü uyarınca mülki amir tarafından tahliyesine karar verilmek üzere talepte bulunması gerekirken, davalı idarece bu yola başvurulmayarak doğrudan taşınmazların tahliyesi yönünde tesis olunan davaya konu işlemde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar sonucu itibariyle usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmeyerek yukarıda belirtilen gerekçe ile onanmasına karar verilmiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. DAVALI İDARENİN TEMYİZ İSTEMİNİN REDDİNE,
2. .... İdare Mahkemesince verilen ... günlü, E:..., K:... sayılı kararının yukarıda belirtilen GEREKÇE İLE ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan davalı idare üzerinde bırakılmasına,
4. Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
5. 2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren (15) onbeş gün içinde Danıştay'da karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 06/10/2021 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY (X) :
2886 sayılı Devlet İhale Kanunu’nun 1. maddesinde “Genel bütçeye dahil dairelerle katma bütçeli idarelerin (5018 sayılı kanunu katma bütçe kaldırılmış ve bu kapsamda yer alan kamu idareleri; idari ve malî statüsüne göre genel bütçeli ya da özel bütçeli olarak belirlenmiştir.) özel idare ve belediyelerin kiralanması işlerinin bu Kanunda yazılı hükümlere göre yürütüleceği”;
75. maddesinde, “Devletin özel mülkiyetinde veya hüküm ve tasarrufu altında bulunan taşınmaz malların, gerçek ve tüzelkişilerce işgali üzerine” fuzuli şagilin idari yoldan tahliye edileceği;
13.07.2005 tarih ve 25874 sayılı Resmi Gazete’ de yayımlanarak yayımı tarihinde yürürlüğe giren 5393 sayılı Belediye Kanun’un 15. maddesinin 5. fıkrasında ise; 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu'nun 75. maddesi hükümlerinin belediye taşınmazları hakkında da uygulanacağı hükme bağlanmıştır.
Orta malları ve kamu hizmeti niteliğindeki etkinliklerin konusu ve aracı olan “Kamu malı” ile; kamu hizmetlerinin yürütülmesinde doğrudan doğruya bir rol oynamayan ve yalnız sağladıkları gelir nedeniyle, dolaylı olarak, kamu yararını sağlayan, kural olarak özel hukuka tâbi ”Devletin özel malı” nın kiraya verilmesi ve tahliyeleri; özel şahıslara ait taşınmaz mallardan farklı olarak, kamu hukukunun belirlediği usule göre yapılmaktadır. Her ne kadar, kiracının belirlenmesi, kamu hukukunun belirlediği usule göre yapılmakta ise de tarafların yaptıkları kira sözleşmesi özel hukuk hükümlerine tabi olmakta, idare kiralayan sıfatını almaktadır.
Konuya ilişkin kararlar incelendiğinde; 2886 sayılı Kanun kapsamında, ihale yöntemi ile kiraya verilen taşınmazın kira süresinin sona erdiğini belirterek boşaltılmasını istemi üzerine, kira sözleşmesinin devam ettiğini ileri sürerek bu durumun tespitini istenmesi üzerine açılan davada, ... Sulh Hukuk Mahkemesince itiraz yoluyla yapılan başvuru, kabul edilerek Anayasa Mahkemesinin 8.12.2011 tarihli, E:2010/77, K:2011/163 kararı ile incelendiği;
Kamu hukukunun belirlediği usule göre yapılan kira sözleşmesinin idarece feshi halinde de kiracının bu işlemin iptali isteminin yine adli yargı yeri inceleneceğinin Danıştay İdari dava Daireleri Kurulunun, E:2010/2717, E:2012/1400, E:2012/1024, E:2012/1025, E:2014/2024, E:2017/251 esas sayılı kararında benimsendiği;
”Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 01.04.2013 tarihli, E:2013/1702, K:2013/5786 sayılı kararında,” Kira sözleşmesi özel hukuk hükümlerine tabi bir sözleşmedir. Söz konusu yerin 2886 sayılı yasa gereğince ihale ile kiraya verilmesi kira sözleşmesinin bu niteliğini değiştirmez. Bir davada olayları ortaya koymak taraflara ait olup, öne sürülen maddi olguların hukuki nitelendirilmesini yapmak ve uygulanacak yasa maddelerini bulmak ve uygulamak ise hakime aittir. Uyuşmazlık, özel hukuk ilişkisinden kaynaklandığına göre davanın adli yargıda görülmesi gerekir.” gerekçesiyle karar verildiği;
Uyuşmazlık Mahkemesinin kararlarının da bu yönde. (28.11.2016 tarihli, E:2016 / 573, K: 2016 / 578; 26.11.2018 tarihli, E:2018 / 790 K: 2018 / 790 ) olduğu görülmektedir.
Kira sözleşmesinin gerçekleşmesine kadar olan, başka bir anlatımla ihale aşamasından kaynaklı; ihalenin iptal edilmesi, ihale şartnamesinin de yer alan kuralların belirlenmesi, … gibi uyuşmazlıklar idare hukuku alanında kalmakta ve idari yargı denetimine tabi olmakla birlikte; ihale kararını takiben, idare ve kiracı arasında kira sözleşmesinin kurulmakta, kira sözleşmesi, özel hukuk alanında kalmakta, idare kiralayan sıfatını almakta ve kira sözleşmesine dayalı uyuşmazlıklar adli yargının görev alanında bulunmaktadır. Başka bir anlatımla, 2886 sayılı Kanun’un uyarınca yapılan kira sözleşmesinin hangi tarihte sonlanmış olduğuna ve kiracılık ilişkisinin devam edip etmediğine.... ilişkin uyuşmazlıklar, adli yargıda karara bağlanmaktadır.
Uyuşmazlıkta, 2886 sayılı Kanun uyarınca yapılan ihale sonucunda iki işyerinin davacıya kiralandığı, sözleşme süresinin bitiminden sonra, davacının kira borcunu ödememesi nedeniyle taraflar arasında imza edilmiş olan "kira sözleşmesinin" 3. maddesi ve yeni yapılan ihaledeki şartların yerine getirilmemesi nedeniyle Belediye Encümeni kararıyla; sözleşmenin feshine ve işyerinin tahliyesi için bu kararın tevdiine karar verildiği, davanın bu encümen kararının iptali istemiyle açıldığı anlaşılmamaktadır.
İdari yargıda, dava konusu işlemlerin hukukilik denetimine ilk incelenme ile başlanılmakta, ilk inceleme aşamasında önceliğin ise görev olduğunda kuşku bulunmamaktadır.
Dava konusu işlemle, kira sözleşmesinde kiralayan sıfatıyla yer alan belediye encümenince, ihaleden sonra yapılmış özel hukuk sözleşmesi olan kira sözleşmesinin feshedildiği, adli yargının görev alanında kalan uyuşmazlığın esasının idari yargı yerince incelenmesine imkan bulunmadığı, görevli yargı yerince sözleşmenin feshi koşullarının oluşup oluşmadığının incelenerek, tahliyeye ilişkin olarak da karar verileceği açıktır.
Açıklanan nedenlerle temyize konu kararın görev yönünden bozulması gerektiği oyu ile aksi yönde oluşan Daire kararına katılmıyorum.


Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi