11. Hukuk Dairesi 2018/1442 E. , 2019/6619 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Isparta 1. Asliye Hukuk Mahkemesi"nce (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla)
verilen 22/12/2015 gün ve 2010/105 - 2015/838 sayılı kararı onayan Daire"nin 13/12/2017 gün ve 2016/8888 - 2017/7198 sayılı kararı aleyhinde davalı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği de anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili şirket ile davalı yan arasında sözleşme yapma ve prim tahsil etme yetkisine haiz acentelik sözleşmesi yapıldığını, davalının 2004 yılından bu yana müvekkili şirketin yetkili acentesi olarak faaliyet gösterdiğini bu süreç zarfında davalının, müvekkili şirket adına yapmış olduğu sigorta poliçelerinden 3.662.712,18 TL pirim tahsil ettiğini, bunların 3.417.882,96 TL"sini müvekkili şirkete aktardığını, geriye kalan 244.829,52 TL"lik kısmın ise kendi uhdesinde kaldığını, bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakkın saklı tutularak 244.827,52 TL"nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre davanın kısmen kabulüne dair verilen karar davalı vekilinin temyizi üzerine Dairemizce onanmıştır.
Davalı vekili bu kez karar düzeltme talebinde bulunmuştur.
Dava, taraflar arasında imzalanan acentelik sözleşmesine dayalı alacak talebine ilişkindir.
Mahkemece, taraflar arasında acentecilik ilişkisi olduğu, davacının bu ilişkiden kaynaklanan 244.829,52 TL alacağının bulunduğunu iddia ettiği, davalının cevap dilekçesinde borcu kabul ettiği ancak ödediğini savunduğu, bu hali ile ispat külfetinin yer değiştirdiği, davalının ödeme iddiasını hukuken geçerli, somut ve yazılı belge ile kanıtlaması gerekirken kanıtlayamadığı, davacı defterleri uyarınca davacının 235.254,65 TL alacaklı bulunduğu gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Ancak davacı vekili dava dilekçesinde müvekkili ile davalı arasında imzalanan acentelik sözleşmesinden doğan prim alacakları olduğunu iddia etmiş, davalı vekili ise cevap dilekçesinde müvekkilinin davacıya borcu olmadığını, iddia olunan prim alacaklarının hangi poliçeden kaynaklandığının açık şekilde belirtilmediğini, yapılan prim tahsilatlarının davacıya ödendiğini savunmuştur. Gerek dilekçeler teatisi aşamasında gerekse yargılamanın devamında davalının borcu kabul ettiğine yönelik açık beyanı bulunmayıp mahkemece davalı beyanlarının bağlantılı birleşik ikrar mahiyetinde kabul edilmesi yanılgılı bir değerlendirme olup buna bağlı olarak da ispat külfetinin yer değiştirdiği sonucuna varılması doğru olmamıştır. Davada alacağın varlığını ispat yükü davacı taraftadır.
Öte yandan, mahkemece davacının iddiasının kendi ticari defterleri ile sabit olduğu kabul edilerek hüküm kurulmuş ise de, benimsenen bilirkişi raporlarında dahi davacının defterlerinde davalı aleyhine borç doğuran kayıtların eksiksiz olarak incelenemediği, bazı kayıtların ise mesnedine rastlanmadığı, aynı dönem içindeki kayıtların bir biri ile çelişkili olduğu belirtilmiş olmakla bilirkişilerce bu yönler incelenmeksizin defter kayıtlarındaki sonuç rakama göre davalının borçlu olduğuna dair mütalaalarına binaen mahkemece hüküm kurulması da doğru olmamıştır.
Bu durumda mahkemece davacı ile davalı arasındaki hesap ilişkisini ve süreç içerisinde davalı tarafından düzenlenen poliçeler ve buna ilişkin tahakkuk eden prim vs kayıtları içeren rejistro defterinin bulunup bulunmadığı saptanarak, defterin bulunması halinde bu defterin celbi ile davacı defterlerine düşülen kayıtların dayanaklarının da incelenmesi neticesinde yaptırılacak bilirkişi incelemesi sonucuna göre karar vermek gerekirken eksik inceleme ile hüküm tesisi doğru olmamış, davalı vekilinin karar düzeltme istemi yerinde görülmekle Dairemizin onama ilamının kaldırılarak, mahkemece verilen kararın açıklanan nedenlerle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 13.12.2017 tarih, 2016/8888 Esas 2017/7198 Karar sayılı onama ilamının kaldırılarak, mahkemece verilen kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin, temyiz ilam ve karar düzeltme harcının isteği halinde karar düzeltme isteyene iadesine, 23/10/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.