11. Hukuk Dairesi 2018/478 E. , 2019/6618 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi"nce verilen 12/01/2016 gün ve 2014/1422 - 2016/14 sayılı kararı onayan Daire"nin 11/10/2017 gün ve 2016/2843 - 2017/5240 sayılı kararı aleyhinde asıl ve birleşen davada davacı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği de anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin birikimini davalı bankada vadeli olarak değerlendirmek istediği halde hesabın off-shore olarak açıldığını, değiştirilmesini istemesine rağmen banka görevlilerince ikna edildiğini, bankaya el konulması nedeniyle ödeme yapılmadığını ileri sürerek, 18.469.649.326 TL (18.469,00 YTL)"nin davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalılar davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece uyulan bozma ilamı sonrasında yapılan yargılamada iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre asıl ve birleşen davaların reddine dair verilen karar asıl ve birleşen davada davacı vekilinin temyizi üzerine Dairemizce onanmıştır.
Asıl ve birleşen davada davacı vekili bu kez karar düzeltme talebinde bulunmuştur.
1-Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin HUMK’nın 440. maddesinde sayılı hallerden hiçbirisini ihtiva etmeyen ve haklarındaki dava husumet nedeniyle reddedilen davalılardan ..., ...,... ve ... hakkındaki hükümlerin onanmasına ilişkin Dairemiz kararına vaki karar düzeltme isteğinin reddi gerekmiştir.
2-Asıl ve birleşen dava, banka yöneticileri ve diğer gerçek kişiler ile Müflis İmar Bankası T.A.Ş İflas İdaresi aleyhine açılmış bulunan tazminat ve alacak istemlerine ilişkindir.
İzmir 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce 06.03.2013 tarih 2012/474 Esas ve 2013/111 Karar sayılı karar ile verilen hüküm Dairemizin 13.02.2014 tarih 2013/12485 Esas 2014/2537 Karar sayılı bozma ilamı ile bozulmuş, bozma sonrası yukarıdaki esas numarasını alan dosyada (İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1422 Esas) Dairemiz bozma ilamına uyulmasına karar verilmekle birlikte bozma kararının gerekliliklerinin tümüyle yerine getirildiği söylenemez.
Şöyle ki, Dairemizin 13.02.2014 tarih 2013/12485 Esas 2014/2537 Karar sayılı bozma ilamında “… davalılardan ... ve müflis banka yöneticileri hakkında açılan kamu davasının akıbetinin araştırılması, sonucunun beklenmesi, mahkumiyet kararı çıkması halinde bu kararın hukuki sonuçlarının 818 sayılı BK"nın 53. maddesi çerçevesinde değerlendirilmesi, yine aynı Kanun"un 41. ve TTK"nın 32l/son maddeleri uyarınca davalıların hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken yanılgılı değerlendirme ile mahkemece davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.” denilerek, mahkeme kararı, aleyhlerine temyiz başvurusunda bulunulan banka yöneticisi davalılar ve bu arada davalı yöneticilerin haksız fiillerinden şirketin sorumlu tutulacağına dair TTK’nın 321/son maddesi de açıkça zikredilmek suretiyle müflis banka bakımından da davacı yararına bozulmuştur.
Uyulan bozma kararı uyarınca dosyaya kazandırılan İstanbul 8. Ağır Ceza Mahkemesi’nin ilgili dosyasının incelenmesinde, aralarında davalı ... ve davalı müflis bankanın yöneticilerinin de olduğu bir kısım davalı (sanık) hakkında, İmar Bank OffShore Limited’e aktarılmayan paralarla ilgili olarak dolandırıcılık yaptıkları iddiasıyla ceza davası açıldığı, ... hakkındaki ceza davasının sanığın yakalanamadığı ve savunmasının alınamadığı gerekçesiyle ana dava dosyasından tefrik edildiği, ancak ana dava dosyasında bankanın diğer yöneticileri hakkında bir kısım suçlar yönünden zamanaşımı nedeniyle ortadan kaldırma ve bir kısım suçlar yönünden ise mahkumiyet kararı verildiği, kararın kesinleştiği, kesinleşen ceza davasında mevduat sahiplerinin iradeleri dışında bu hesapların adeta hesap sahibinin rızası varmışcasına off-shore kıyı bankasına havale işleminin müflis banka tarafından kağıt üzerinde yapıldığı, oysa hiçbir zaman bu paraların offshore bankasına gönderilmediğinin maddi vakıa olarak belirlendiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda, davalı ... ile davalı Müflis T. İmar Bankası A.Ş’nin diğer yöneticileri hakkında açılan kamu davasında her ne kadar ... yönünden henüz bir karar verilmemiş ve bu davalı yönünden tefrik edilen ceza davasının sonucunun beklenmesinden bir yarar elde edilemeyeceği anlaşılmakta ise de, mahkemece bir kısım yöneticiler hakkında verilen zamanaşımı nedeniyle ortadan kaldırma ve mahkumiyet kararları ve bu kararlara ilişkin dosya malzemesi ile saptanan maddi olgular nazara alındığında davalı ... ve diğer yöneticilerin fiillerinin, davacıya karşı bir haksız fiil niteliğinde olup olmadığı, burada varılacak sonuca göre de TTK’nın 321/son maddesi çerçevesinde yöneticisi oldukları davalı (Müflis) İmar Bankası’nın bir sorumluluğunun bulunup bulunmadığı hususu, hukuki değerlendirmeyi ve mevcut delilleri değerlendirmeyi gerektiren, bu anlamda HMK’nın 266/1. maddesi çerçevesinde bilirkişi incelemesi yapılmasını gerektirmeyen mahiyettedir. Bu nedenle, mahkemece bilirkişi incelemesi için öngörülen giderin yatırılmamasına bağlı olarak bir kısım davalılar bakımından davanın sübut bulmadığından dolayı reddine karar verilmesi doğru olmamış, bununla bağlantılı olarak davalı müflis banka iflas idaresi hakkındaki davanın da husumet nedeniyle reddedilmesi yerinde görülmemiştir.
Bu durumda, mahkemece, dosya kapsamında davacının sunmuş olduğu hesap cüzdanı, müflis Banka iflas idaresinin dosyaya gönderdiği hesap hareketleri, evvelce alınmış bilirkişi raporu, BDDK kayıtları, Devlet Denetleme Kurulu raporu, ceza dava dosyası içeriği bilgi ve belgeler ile ve sair evrak gözetilerek, öncelikle banka yöneticilerinin davacıya vaki haksız fiil sorumluluğu bulunup bulunmadığı saptanıp anılan davalılar ile buna bağlı olarak müflis banka iflas idaresi hakkında açılan dava kayıt/kabul davası niteliği ile görülmek suretiyle bu dava bakımından da varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiğinden, davacı vekilinin asıl ve birleşen davada davalı banka yöneticileri ve davalı müflis banka iflas idaresi hakkındaki karar düzeltme istemi yerinde görülmekle Dairemizin onama ilamının kaldırılarak, mahkemece verilen kararın açıklanan nedenlerle bozulması gerekmiştir.
2-Kabule göre, asıl davada davacı vekilinin davalılardan ... hakkında açılan davadan feragat etmiş olduğu, mahkemece bu davalı hakkında feragat nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, davanın sübut bulmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmesi de doğru olmamış, kararın bu nedenle de bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle asıl ve birleşen davada davacı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 11.10.2017 tarih, 2016/2843 Esas 2017/5240 Karar sayılı onama ilamının kaldırılarak, (1) ve (2) nolu bentte açıklanan nedenlerlemahkemece verilen kararın asıl ve birleşen davada davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin, temyiz ilam ve karar düzeltme harcının karar düzeltme isteyen asıl ve birleşen davada davacıya iadesine, 23/10/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.