18. Hukuk Dairesi 2015/22353 E. , 2016/4583 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Dava dilekçesinde, eğitim ve öğretim giderlerinden kaynaklanan 11.033,62 TL ana para ve 1.936 TL öğrenim dönemi işlemiş faizi olmak üzere ana paraya 21.09.2011 tarihinden işleyecek yasal faizi ve masraflarla birlikte davalıdan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davalı ... hakkındaki davanın husumetten reddine, diğer davalılar yönünden kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz istemlerinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili, davalı ..."ın 02.09.2007 tarihinden itibaren ...nde öğrenim görmekteyken okuldan ayrılması nedeniyle 21.09.2011 tarihinde ilişiğinin kesildiğini, davalı ..."ın borcu taksitlendirmek suretiyle ödemeye başladığını, davalının 5.214,84 TL asıl ve 285,16 TL faizi ile birlikte toplam 5.500 TL ödeme yaptığını, kalan borcun 11.033,62 TL ana para 1936 TL işlemiş faizi ile birlikte 12.969,62 TL borç tespit edildiğini ileri sürerek, 21.09.2011 tarihine kadar işlemiş yasal faizi ile birlikte 12.969,62 TL nin asıl alacağa 21.09.2011 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilini istemiş, mahkemece, davalı ... hakkında açılan davanın husumetten reddine, diğer davalılar aleyhine açılan davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak;
1-6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun 100. maddesinde (818 sayılı Borçlar Kanununun 84. maddesinde) ödemelerin öncelikle asıl alacaktan düşülebilmesi için borçlunun faiz ve giderleri ödemede gecikmemiş olması gereklidir. Buna göre ödemede gecikilen alacağın öncelikle faize mahsubu gerekir ise de; davacı idarece, davalı tarafından yapılan 5.500 TL ödemenin 5.214 TL ana para, 285,16 TL işlemiş faiz için yapılan ödeme kabul ederek mahsup yaptığı dikkate alınarak yapılacak hesaplama doğrultusunda hüküm kurulması gerekirken, ana para ve faiz toplamı üzerinden yapılan toplam ödemeyi düşen rapora göre hüküm kurulmuş olması,
2-Davacı vekili, dava dilekçesinde ana para ile birlikte ile birlikte ana paraya masrafların yapıldığı tarihten ilişik kesme tarihine kadar hesapladığı faizin tahsilini istemiş olup, bilirkişi raporunda hesaplanan asıl alacağa, masrafların yapıldığı tarihten ilişik kesme tarihi olan 21.09.2011 tarihine kadar faiz hesaplandığı gözetilerek, 6098 sayılı Borçlar Kanunu"nun 121. maddesinde (818 sayılı Borçlar Kanunun 104. maddesi) yer alan mürekkep faize hükmedilemeyeceği düzenlemesi uyarınca asıl alacağa ilişik kesme tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken asıl alacak ve faiz toplamı üzerinden dava tarihinden faize hükmedilmesi,
Doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edenlerden davalı tarafa iadesine, 17.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.