11. Hukuk Dairesi 2019/2947 E. , 2019/6615 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi"nce verilen 07/09/2015 gün ve 2011/561 - 2015/572 sayılı kararı onayan Daire"nin 09/05/2017 gün ve 2016/1286 - 2017/2725 sayılı kararı aleyhinde asıl ve birleşen davada davacı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği de anlaşılmış olmakla, bazı noksanlıkların ikmali için mahalline gönderilen dosyanın eksikliklerin giderilmesinden sonra gönderildiği anlaşılmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin 1999 yılında açtığı ihaleyi kazanarak 2009 yılına kadar Özel Halk Otobüsü İşletmeciliği yaptığını, belediyenin 2009 yılında aldığı karar ile yönetmelik gereği bu halk otobüslerini kaldırdığını, ancak halk otobüsü sahiplerinin mağduriyetini gidermek için Ankara-Sincan arası 27 kişilik araçlarla hizmete devam etmelerinin istendiğini, bunun için de 2009 yılı Mayıs ayında ihale gerçekleştirilerek ihalede halk otobüsü sahiplerine öncelik tanındığını ancak karşısında 450 tane muhatap görmek istemeyen idarenin şirketleşme şartını öne sürdüğünü, ihaleye girişin ön şartı olarak daha önce taşımacılık sektöründe hizmet vermiş olmanın arandığını, müvekkilinin daha önceden tanıdığı ve özel halk otobüsü sahibi olduklarını bildiği ... isimli arkadaşlarına ait olan davalı şirket adına ihaleye girdiğini, nitekim aynı şekilde kurulmuş üç şirketin ihaleyi kazandığını, ihale gereği yasal süresi içerisinde araçların çalışmaya başladığını, araçların şirket adına kredi ile alındığını ancak asıl araç sahibinin müvekkili olduğunu, bu nedenle tüm kredilerin müvekkili tarafından çekildiğini, aracın ihale şartnamesi gereği davalı şirket adına tescil edildiğini, davalının 20/08/2009 kredi kullanım tarihinden itibaren en geç 90 gün içerisinde aracı asıl sahibi adına tescil ettireceği taahhüdünde bulunduğunu, müvekkilinin başlangıçta davalı şirket yetkililerine güvendiğini, aracın diğer araçlarla birlikte çalışacağını, ay sonlarında da aylık çalışma bedellerinin ödeneceğinin söylendiğini ancak geçen sürede müvekkiline herhangi bir ödemede bulunulmadığını, aracın aylık 13.000 - 14.000 TL kazandığını, müvekkiline ödemede bulunulmadığı için bankaya olan borçlarını ödeyemediğini, icra takiplerine maruz kaldığını ileri sürerek, asıl davada, 06 BS 6604 plakalı aracın teslimi, nihai olarak müvekkili adına tescili, aracın davalı tarafından işletilmesinden kaynaklanan dava tarihine kadar olan şimdilik 10.000,00 TL alacağın yasal faiziyle davalıdan tahsilini, birleşen davada ise, araca ait özel halk otobüsü hattının hat devir satış bedeli alınmadan müvekkili adına tescilini talep ve dava etmiştir.
Asıl ve birleşen davada davalı davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre asıl ve birleşen davanın kabulüne dair verilen karar asıl ve birleşen davada davacı vekilinin temyizi üzerine Dairemizce onanmıştır.
Asıl ve birleşen davada davacı vekili bu kez karar düzeltme talebinde bulunmuştur.
Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere, işbu davada davacının yoksun kalınan kazanç talebinde bulunabileceğinin saptanmasına, bu davada talep edilen miktar bakımından kabul edilen miktar dışında kalan alacak talebinin daha sonra açılacak davada tartışılacak bulunmasına göre, asıl ve birleşen davada davacı vekilinin HUMK 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteğinin reddi gerekir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, asıl ve birleşen davada davacı vekilinin karar düzeltme isteğinin HUMK 442. maddesi gereğince REDDİNE, aşağıda yazılı bakiye 27,10 TL karar düzeltme harcının ve 3506 sayılı Yasa ile değiştirilen HUMK 442/3. maddesi hükmü uyarınca takdiren 389,49 TL para cezasının karar düzeltilmesini isteyen asıl ve birleşen davada davacıdan alınarak Hazine"ye gelir kaydedilmesine, 23/10/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.