17. Hukuk Dairesi 2019/3269 E. , 2020/8220 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ... 5. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalılar ..., ..., ... ve ... vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 2.12.2020 Çarşamba günü davalılar davalılar ..., ..., ... ve ... vekilleri Av. ... geldi. Davacı ile diğer davalılar tarafından gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davalılar ..., ..., ... ve ... vekili dinlendikten sonra vaktin darlığından dolayı işin incelenerek karar bağlanması başka güne bırakılmış olup dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalı borçlular ... ve ... aleyhine takip yaptıklarını, takibin semeresiz kaldığını, ... dava konusu taşınmazlarını önce davalı...’e sattığını onunda diğer davalılara devrettiğini belirterek, bu tasarrufların iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı... Sarıay vekili, dava koşullarının oluşmadığını, borçlu şirket ve diğer davalılar ile müvekkilinin bir organik bağı olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ..., davalıları tanımdığını, taşınmazı yatırım amaçlı aldığını belirtmiştir.
Davalılar ..., ..., ... ve ... vekili, dava koşullarının oluşmadığını belirtmişlerdir.
Mahkemece, davalı...’in borçlu ...’in gayri resmi eşi olduğu, müşterek çocuklarının bulunması diğer davalıların ise ...’nin borçlunun kardeşi olmaları nedeni ile aralarındaki tasarrufun iptali gerektiği, davalı ... yönünden ise hisse devirlerinin doğrudan ..."ya yapılmadığı, ..."ın aracılığıyla bu devirlerin yapıldığı, Nülüfer"e yapılan devir ile ..."a yapılan devirler arasında kısa süre bulunduğu tapu devir senetlerinde belirtilen satış bedelleri ile keşif sırasında belirlenen satış bedelleri arasında büyük fark bulunduğu taşınmazların fiili kullanıcılarının değişmemesi göz önünde bulundurulduğunda davalı ..."ya yapılan satış işlemlerinin gerçek bir satış olmadığı kanaatine varıldığından bahisle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılar ..., ..., ..., ..., ... vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf mahkemesi, ilk derece mahkemesince delillerin usul ve yasaya uygun olarak tartışıldığı, mahkeme kararının hukuka uygun bulunduğu anlaşıldığından; HMK"nın 353/1-b.1 maddesi gereğince istinaf isteminin reddine karar verilmiş; hüküm, davalılar ..., ..., ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, İİK 277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı ... vekilinin tüm, davalı ... vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Bu davalarda amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde, tasarruf konusu mal üzerinde cebri icra yolu ile hakkını almak yetkisini elde eder ve tasarruf konusu taşınmaz mal ise, davalı üçüncü şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebilir (İİK.md.283/1). Bu yasal nedenle iptal davası, alacaklıya alacağını tahsil olanağını sağlayan, nispi nitelikte, yasadan doğan bir dava olup; tasarrufa konu malların aynı ile ilgili değildir.
Tasarrufun iptali davaları, İİK"nun 282/1 maddesine göre borçlu ve borçlu ile hukuki muamelede bulunan kişi aleyhine açılır. Somut olayda, dava konusu 1185 ada 54 parsel, 26905 ada 4 parsel, 103 ada 11 parsel, 38163 ada 33-34-35 parsel nolu taşınmazdaki borçlu hissesini 10.03.2017 tarihinde davalı...’e o da 26.05.2017 tarihinde 2605 ada 4 parseldeki hissesini davalı ...’ye, 1185 ada 54 parsel, 103 ada 11 parsel, 38163 ada 35 parsel nolu taşınmazdaki hisselerini 16.06.2017 tarihinde ...’a satmıştır. Davalı ... ve ...’ye borçlu tarafından yapılmış bir satış bulunmamaktadır. Anılan davalılar kendi hisselerini davalı...’e satmıştır. Borçlu ... ile davalılar ...arasında bir tasarruf olmadığından bu davalılar yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
3-Davacının borçlu ..., aleyhine açtığı dava ile tefrik kararı verilmiş ve bu davada davalı sıfatı kalmamış olmasına rağmen karar başlığında davalı olarak yer almasıda hatalıdır.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... ... vekilinin tüm, davalı ... vekilinin diğer temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ..., ... ve ..."nin, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyize konu yerel mahkeme kararının HMK 371. maddesi gereğince BOZULMASINA, HMK 373/1 maddesi gereğince istinaf mahkemesinin esastan red kararının kaldırılarak HMK’379/2. maddesine göre dosyanın kararı veren ... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 2.540,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davalılar ..., ..., ..."ye verilmesine, duruşmada vekille temsil olunmayan davacı yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına, aşağıda dökümü yazılı 30.429,00 TL kalan onama harcının temyiz eden davalı ... ..."dan alınmasına 08/12/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.