4. Hukuk Dairesi 2018/3303 E. , 2018/6511 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVALILAR : 1-... 2-... 3-...
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve diğerleri aleyhine 31/10/2014 gününde verilen dilekçe ile maddi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 20/10/2015 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, maddi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili, müvekkilinin davalıların ortağı olduğu dava dışı ... Tekstil San. ve Tic. Ltd. Şti"nde çalışırken işten atıldığını, alacağını alabilmek için işveren şirket aleyhine ... İş Mahkemesinin 2009/786 Esas ve 2012/437 Karar sayılı dosyası ile açtığı davanın kabul edildiğini, ancak davalar devam ederken işten atılan işçilerin tazminatlarını almalarına engel olmak amacıyla işveren şirket hakkında tasfiye süreci başlatıldığını, müvekkilinin ve diğer işçilerin alacaklarının tasfiyeye dahil edilmediğini, şirketin lağvedildiğini, bu tasfiye işlemini yapan davalıların kötü niyetli olduğunu belirterek meydana gelen zararın tazminini istemiştir.
Davalılar vekili, davacının dava dışı şirketin tasfiye sürecinde alacaklı olduğu yönünde herhangi bir bildirim yapmadığını, şirketin mal ve nakit varlığı olan bir şirket olmadığını, ticari olarak mevcudiyetinin ortadan kalktığını, davanın yasal mesnedi olmadığını belirterek davacının davasının reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacı işçinin şirket aleyhine açtığı bir dava olmasına rağmen dava dışı şirketin tasfiye işleminin yürütülmesinin ve tasfiyenin sonuçlandırılmasının haksız eylem olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden, davacının dava dışı D ... Tekstil San ve Tic. Ltd. Şti. aleyhine İstanbul 8. İş Mahkemesinin 2009/786 esas sayılı dosyası ile dava açtığı, davanın kısmen kabulüne karar verildiği ve verilen kararın kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Hukuki ilişkinin tarafı olmayan üçüncü kişiler kural olarak borçtan sorumlu değildir. Ancak üçüncü kişilerin hukuki ilişkinin alacaklı tarafını zarara uğratmak amacıyla borçlu ile yaptıkları kimi tasarruflar kanunlarla iptal edilebilir muameleler olarak kabul edilmiş ve alacaklıya TBK 19; İİK 277 vd. maddelerinde düzenlendiği gibi alacağın tahsili zımnında imkan tanınmıştır. Esasen bu düzenlemelerin amacı alacaklıya zarar vermek için yapılan tasarrufları onun yönünden geçersiz kılmak ve tasarruf konusu mal üzerinde alacaklıya cebri icra yetkisi tanımaktır. Kanun koyucu tarafından üçüncü kişi ve borçlunun alacaklıya yönelik bir çeşit haksız fiili olarak kabul edilen TBK 19. maddedeki düzenleme ile İİK 277 ve
devamı maddelerindeki düzenleme ancak belirli şartların gerçekleşmesi durumunda uygulanabilir. Buna karşın alacağın tahsilini zorlaştırdığı ve kötü niyetli olduğu, dolayısıyla alacaklı bakımından haksız fiil teşkil ettiği ileri sürülerek her durumda üçüncü kişilerin dava dışı borçlunun borcundan sorumlu tutulması hukuken mümkün değildir.
Bu genel açıklamalardan sonra somut olaya bakılacak olursa; dava konusu alacağın borçlusu dava dışı şirkettir. Davalılar ise anılan şirketin eski ortağı ve tasfiye memuru olup üçüncü kişi konumundadır. Davacı borçlu şirketin ihyasını sağlayıp onun hakkında icraya başvurmamış ve alacağın tahsili kapsamında olağan takip yollarını tüketmemiştir. Öte yandan, davacı yanca, dava dışı şirketin alacağın tahsilini imkansız kılmak amacıyla muvazaalı bir biçimde mal varlığını elden çıkarttığı iddia edilmemiş, sadece şirket tüzel kişiliğinin terkini sebebine dayanılmıştır. Sadece şirket tüzel kişiliğinin sonlandırılması işlemi kötü niyetli yapılmış olsa bile salt bu sebeple zarar koşulunun gerçekleştiği söyenemeyeceğinden haksız fiil olarak kabulü olanaklı değildir. Buna göre davacının işbu davayı açmakta hukuki yararı yoktur. Bu nedenle mahkemece, dava konusu edilen alacağın eldeki davaya konu edilemeyeceği anlaşılmakla hukuki yarar yokluğundan davanın reddi gerekirken yazılı şekilde esasa girilerek karar verilmesi doğru olmamış, bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 24/10/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.