8. Hukuk Dairesi 2015/17224 E. , 2017/7919 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ :Ziynet ve Katılma Alacağı
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup hükmün davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Davacı ... vekili, evlenirken müvekkiline takılan ancak davalı tarafından harcanıp iade edilmeyen ziynet eşyalarının aynen iadesi, bu talep mümkün olmadığı takdirde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 20.700,00 TL ile evlilik birliği içinde davalı adına satın alınan araç yönünden 6.000,00 TL alacağın tahsilini talep etmiştir. 31.10.2014 tarihli harcını yatırdıkları dilekçe ile ziynetler yönünden aynen iadelerini, bu talep yerinde görülmediği takdirde 22.464,00 TL ile araç yönünden 7.500,00 TL alacağın faizleriyle birlikte tahsili olarak talep miktarını arttırmıştır.
Davalı ... vekili, davaya konu altınların bozdurularak davacının banka hesabına tahminen 15.000,00 TL para yatırıldığını, bu paradan davacı tarafça babasına 8.000,00 TL verildiğini, boşanma dosyasında davacının bozdurulan altınların parası ile aracın alındığını belirttiğini, bu dosyada hem altınları hemde araç bedelini talep ettiğini, altınların evlilik birliği içinde takıldığından ortak mal sayılması gerektiğini ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacıya düğünde takılan altınların davacının hakkı olduğu ve onun kişisel malı sayıldığı, fakat davacı altınların satılıp araba alınmasına kendisi rıza gösterdiği yani davacının rızası hilafına yapılan bir iş olmadığı, davacı altınların aynen iadesini isteyemeyeceğinden aynen iade talebinin reddine, arabanın şu anki değerinin 15.000 TL olduğu, arabanın alındığı dönemde davacının altınları satılıp 14.500 TL ettiği, bu para ile davacı arabanın alımına katkı yaptığı ve davacının bu katkısı kişisel malın getirisi ile olduğundan davacı arabanın o zamanki değerine yaptığı bu katkıyı, şu an arabanın değerine göre, ve aynı oranda isteyebileceği, taraflar davacının altınlarını 14.500 TL"ye satıp, üzerine katkı yaparak 17.500 TL"ye bir araba alıp, onu da değiştirip 16.000 TL"ye şu an kullanılan aracı aldıkları yani aracın o tarihte 16.000 TL"ye alındığı, davacının o tarihte yaptığı 14.500,00 TL katkı günümüzde aracın değerine oranlandığında 13.593,75 TL olduğu, araca davacının 14.500 TL katkısından ayrı 1.500 TL ilave edildiği, bunun ise eşlerin ortak katkısı sayılacağı, her bir eşin 750 TL katkı yaptığı kabul edildiğinde 16.000 TL değerindeki araca yapılan 750 TL"lik katkının 15.000 TL"lik aracın günümüz değerine oranla davacının alacağının 703,12 TL olduğu, davacının kişisel malı olan ziynet eşyalarının yerine 13.593,75 TL"nin, davacının mal rejiminin tasfiyesine yönelik davasının kısmen kabulü ile 703,12 TL"nin ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizleriyle ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir. Hüküm, süresi içerisinde her iki taraf vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine, takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, her iki taraf vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2-Davacı vekilinin ziynetlere yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlı olup, ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez (HMK 26). Davacı taraf, kendisine geri verilmeyen ziynet eşyalarının aynen iadelerini, olmadığı takdirde bedellerinin faiziyle birlikte tahsilini talep etmiştir. Mahkemece, davacı tarafın talebi hakkında bir karar verilmesi yerine, yazılı gerekçe ile ziynetlerle araca yapılan katkı hesaplanarak davacı lehine değer artış payı alacağına hükmedilmesi usul ve yasaya aykrı olup bozmayı gerektirmiştir.
3- Davalı tarafın faiz başlangıcına yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Davacı lehine araç yönünden hükmedilen 703,12 TL alacak, katılma alacağı niteliğindedir. TMK.nun 239/son maddesinde; “…aksine anlaşma yoksa tasfiyenin sona ermesinden başlayarak katılma alacağına ve değer artış payına faiz yürütülür…” hükmüne yer verilmiştir. Yargıtay"ın ve Dairemizin kökleşmiş uygulamalarına göre tasfiye tarihi karar tarihidir. Mahkemece, karar tarihinden itibaren alacağa faiz yürütülmesi gerekirken, davalı aleyhine olacak şekilde ıslah tarihinden itibaren faiz yürütülmüş olması doğru olmamıştır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2) nolu bentte gösterilen nedenlerle davacı vekilinin, (3) nolu bentte gösterilen nedenler ile davalı vekilinin yazılı temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesi yollaması ile HUMK’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, her iki taraf vekilinin diğer temyiz itirazlarının yukarıda (1) nolu bentte gösterilen nedenle reddine, taraflarca HUMK"nun 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edenlere iadesine, 30.05.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.