4. Hukuk Dairesi 2016/11060 E. , 2018/6507 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVALILAR
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... İnş.Yapı Malz. San. ve Tic. Ltd. Şti. ve ... aleyhine 29/11/2013 gününde verilen dilekçe ile haksız fiil nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 31/03/2016 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ve davalı ... vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, haksız fiilden kaynaklanan yaralanma nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili, davalı ... belediyesinin sorumluluğunda olan ve diğer davalı şirket tarafından gerçekleştirilen yol, kavşak ve ortak altyapı inşaat çalışmaları sırasında şantiyede asılı bulunan tabelanın müvekkilinin üzerine düşerek yaralanmasına sebep olduğunu, yaralanmasının basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek nitelikte olmadığını, bankada portföy yöneticisi olarak çalıştığını, kazadan sonra işine gidemediğini, işini kaybetme korkusu yaşadığını, bekar olduğunu, yaralanma nedeniyle evlilik yapma şansının azaldığını belirterek oluşan manevi zararın tazminini talep etmiştir.
Davalı şirket vekili, davacının asli kusurlu olduğunu ileri sürerek davanın esastan reddini; davalı ... vekili ise, davanın husumetten reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece; davalı inşaat firması ve işveren büyükşehir belediyesinin gerekli tedbirleri almayarak davacının zarar görmesine sebep oldukları gerekçesi ile müştereken ve müteselsilen sorumlu tutularak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
1- Davacının davalı ... İnşaat Yapı Malzeme San. ve Tic. Ltd. Şti."ne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Olay tarihinde yürürlükte olan 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi (6098 sayılı TBK m. 56) hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde
elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Somut olayda; olay tarihi, olayın oluş şekli, yaralanma derecesi ve vücuttaki bölgesi ile yukarıdaki ilkeler göz önüne alındığında davacı yararına hükmedilen manevi tazminat miktarı azdır. Mahkemece, daha üst düzeyde manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekir.
2- Davalı ...’nin temyiz itirazlarına gelince;
İstemin ileri sürülüş biçimine göre davacı, davalı ... belediyesinin sorumluluğunda bulunan yol ve kavşak düzenleme çalışmaları sırasında gerekli tedbirlerin alınmayarak kazanın oluşumuna sebebiyet verildiğini belirterek açıkça, davalı idarenin hizmet kusuruna dayanmıştır. Davalı ... kamusal kurallar çerçevesinde faaliyet göstermekte olup, eylem ve işlemleri de kamusal niteliktedir ve kamu hizmeti kavramı çerçevesindedir. Kamu hizmetinin görülmesi sırasında ve hizmet kusurundan doğan zararların gideriminde idari yargı görevlidir. (2577 sayılı İYUK. m. 2)
Görev sorunu, kamu düzenine ilişkin olup, açıkça veya hiç ileri sürülmese bile yargılamanın her aşamasında mahkemelerce kendiliğinden gözetilir. Açıklanan nedenle, mahkemece, yargı yolu bakımından görevsizlik nedeniyle dava dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş ve bu durum bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın (1) numaralı bentte açıklanan nedenle davacı yararına, (2) numaralı bentte açıklanan nedenle de davalı ... yararına BOZULMASINA, davacının davalı ...’ne yönelik temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına ve davacı ile davalı ... Belediye Başkanlığından peşin alınan harçların istekleri halinde geri verilmesine 24/10/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.