10. Hukuk Dairesi 2014/6443 E. , 2014/11261 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : Tekirdağ İş Mahkemesi
Tarihi : 24.01.2014
No : 2013/31-2014/22
Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
Mahkeme, ilâmda belirtildiği şekilde davanın reddine karar vermiştir.
Hükmün, davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Uyuşmazlık; davacının davalı işyerinde talep konusu dönemde kesintisiz olarak fiilen çalışıp çalışmadığı noktasındadır.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun Geçici 7. maddesi uyarınca davanın yasal dayanağı 506 sayılı Kanunun 79/10. maddesidir. Anılan Kanunun 6. maddesinde ifade edildiği üzere, “sigortalı olmak hak ve yükümünden kaçınılamaz ve vazgeçilemez.” Anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin davalar, kamu düzenine ilişkin olduğundan, özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde re’sen araştırma yapılarak kanıt toplanabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır.
Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında; davacı, 2006-2012 tarihler arasında nisan-eylül döneminde mevsimlik geçen çalışmaların tespitini talep etmiştir. Davacının, talep konusu dönemde davalı işyeri tarafından bildirimleri bulunmamaktadır. Mahkemece, dinlenen bordro tanıkları ve komşu işyeri tanıklarının beyanlarına dayanarak, davacı ve davalının arkadaş oldukları için sık sık görüştükleri, zaman zaman davacının arkadaşı olan davalının pansiyonunda çocukları ile birlikte konakladığı ancak davacının, davalı yanında hizmet akti ile çalıştığı hususunun kanıtlanamadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir. Dosyanın tetkikinde, davalı, işletmenin aile işletmesi olduğunu kendisine iki çocuğu ile ara sıra eşi ve akrabalarınında yardım ettiğini, davacınında zaman zaman müşteri olarak davalının pansiyonuna gelip gittiğini davacının 2008 yılı sonrasında Altınova mahallesinde ikamet ettiğini, 2006-2008 yılları arasında ise Kumbağ kasabasında ayrı bir evde ikamet ettiğini, 2008-2011 yaz dönemlerinde ise sezonluk 2,5 ay kadar müşteri olarak davalının pansiyonunda kaldığını, taraflar arasında iş ilişkisinin olmadığını beyan ettiği, dinlenen davacı tanıkları ise, davacının talep konusu dönemde pansiyon işyerinde temizlik vs. hizmetlerde bulunduğunu, davalı tanıkları ise, davacı ile davalıyı sık sık birlikte gördüklerini arada iş ilişkisi olup olmadığını bilmediklerini beyan etmişlerdir.
Davacının, talep konusu dönemde kesintisiz olarak davalı işyerinde çalışıp çalışmadığı noktasında, Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme, hüküm kurmaya yeterli ve elverişli değildir. Öncelikle, davacının, talep konusu dönemde adres bilgilerinin Nüfus Müdürlüğü’nden celbi ile davacının adresi ile davalı pansiyonun aynı belde de bulunup bulunmadığı araştırılarak, davacının çalışmasının gerçekliği, işin ve işyerinin kapsam ve niteliğiyle süresinin belirlenebilmesi amacıyla; davacının çalışmaları ile ilgili tüm belgeler davalı kurumdan; puantaj kayıtları ve ücret tediye bordrolarının asılları işverenden getirtilmeli, iş bu belgelerden sigortalının imzasını içerenler yönünden imzanın davacıya aidiyeti davacı tarafından kabul edilenler ile inkar edilip de aidiyeti ehil bilirkişi incelemesiyle saptananlardan yine davacı tarafından hata-hile-ikrah durumu iddia ve ispat edilemeyenler bakımından, işbu yazılı belgelerin aksi eşdeğerde delillerle kanıtlanması için davacıya delilleri sorulmalı; dava konusu dönemde davacı ile birlikte çalışan ve işverenlerin bordrolarında kayıtlı kişiler ile, aynı yörede komşu veya benzeri işleri yapan başka işverenler ve bu işverenlerin çalıştırdığı bordrolara geçmiş kişiler saptanarak bilgi ve görgülerine başvurulmalı; bunun dışında sigortalının kayıtlarda gözükmeyen çalışmalarının hangi nedenlerle kayıtlara geçmediği ya da bildirim dışı kaldığı hususu gereğince araştırılmalı, tespiti istenen dönemde davalı işyerinde Kurum müfettişlerince inceleme yapılıp yapılmadığı sorulmalı, inceleme yapılmışsa belgeler getirtilmeli, yargılama sürecinde dinlenen tanık anlatımlarının değerlendirilmesinde, iş yerinin kapsamı, kapasitesi ve niteliği nazara alınmalı, böylece bu konuda gerekli tüm soruşturma yapılarak uyuşmazlık konusu husus, hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde çözümlenip; deliller hep birlikte değerlendirilip takdir edilerek varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmelidir.
Mahkemenin, yukarıda açıklanan esaslar doğrultusunda araştırma yaparak elde edilecek sonuca göre karar vermesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 20.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.