9. Hukuk Dairesi 2011/28490 E. , 2013/21605 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (İŞ) MAHKEMESİ
DAVA :Davacı, kötüniyet tazminatı alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, davalının noter olarak görev yaptığı... 1. Noterliğinde katip olarak çalışmakta iken davalı tarafça iş sözleşmesinin fesh edildiğini, fesih ihbarnamesinde “noterlik işlerinin düşmüş olması, işlemlerin daha az personelle yürütülebilir olması ve personel fazlalığı” gibi hususların gerekçe olarak gösterildiğini ancak esas gerekçenin davalının akrabalarını ve yakınlarını işe almak olduğunu ve bunun kötüniyetli bir fesih olduğunu ileri sürerek, kötüniyet tazminatı istemiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, mesleğe başlarken kardeşini de yanında çalıştırmaya başladığını ve tüm atandığı yerlere de kardeşini nakil olarak getirdiğini, bu durumun Noterlik Kanununa uygun olduğunu, davacının iş akdinin haklı nedenle fesh edildiğini, davacının işten çıkarılmasının asıl ve haklı nedeninin davacının asli görev ve sorumluluklarını yasalara uygun yapmayıp yeni çalışma sistemlerine uyum sağlayamamasın olduğunu, kötü niyetli olmadığını, savunarak, davanın reddini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlara dayanılarak, davacının 13.6.2008-25.06.2010 tarihleri arasında davalı nezdinde katip olarak kesintisiz çalıştığı ve iş akdinin davalı işveren tarafından haklı bir neden olmaksızın ve fesih hakkı kötüye kullanılmak suretiyle (zira yazılı fesih nedeni ile duruşmada fesih nedeni olarak öne sürülen hususların çelişki arz etmesi ve davacının iş akdinin feshinden hemen sonra aynı görev için bir başkasının işe alınmış olması) fesih edildiği gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı taraflar temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Uyuşmazlık, taraflar arasındaki ilişkide kötüniyet tazminatının koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
Belirsiz süreli iş sözleşmesinin taraflarca ihbar öneli tanınmak suretiyle ya da ihbar tazminatı ödenerek her zaman feshi mümkün ise de, bu hakkın da her hak gibi Medenî Kanunun 2 nci maddesi uyarınca dürüstlük ve objektif iyiniyet kurallarına uygun biçimde kullanılması gerekir. Aksi takdirde fesih hakkının kötüye kullanılmış olduğundan söz edilir.
Fesih hakkını kötüye kullanan işveren, 4857 sayılı İş Kanununun 17 nci maddesi uyarınca, bildirim sürelerine ait ücretin üç katı tutarında tazminat ödemek zorundadır. Bahsi geçen tazminata uygulamada kötüniyet tazminatı denilmektedir.
Kötüniyet tazminatına hak kazanma koşulları ve tazminat miktarının hesaplanması açısından, 4857 sayılı Yasada önemli değişiklikler öngörülmüştür. Yasanın 17 nci maddesinin altıncı fıkrasının açık hükmü gereğince, iş güvencesi kapsamında olan işçiler yönünden kötüniyet tazminatına hak kazanılması mümkün değildir.
1475 sayılı Yasada, “işçinin sendikaya üye olması, şikâyete başvurması” gibi sebepler ileri sürülerek iş sözleşmesinin sonlandırılması, kötüniyetin varlığı açısından örnekseme biçiminde sayıldığı halde, 4857 sayılı Yasada genel anlamda fesih hakkının kötüye kullanılmasından söz edilmiştir. Maddenin gerekçesinde de belirtildiği üzere, işçinin işvereni şikâyet etmesi, aleyhine dava açması veya tanıklık yapması nedenlerine bağlı fesihlerin kötüniyete dayandığı kabul edilmelidir.
Tazminat miktarının belirlenmesi de Yasa ile açıklığa kavuşturulmuş, “kötüniyet tazminatının” ihbar önellerine ait ücretin üç katı tutarında olacağı belirtilmiş ve ayrıca ihbar tazminatının da ödeneceği hüküm altına alınmıştır.
Yasanın 17 nci maddesinin son fıkrasındaki düzenleme kötüniyet tazminatını da kapsamakta olup, bu tazminatın hesabında da işçiye ücreti dışında sağlanmış para veya para ile ölçülebilir menfaatler dikkate alınmalıdır (Yargıtay 9.HD. 12.6.2008 gün 2007/21422 E, 2008/ 15336 K).
Somut olayda, davalı işveren davacının iş sözleşmesini "işlerin azalması ve personel fazlalığı" sebeplerini gösterip fesh etmiş, davacı ise fesihdeki asıl amacın, davalı tanıdıklarının işe alınması olduğunu iddia edip kötüniyet tazminatı istemiş ve Mahkemece "yazılı fesih nedeni ile duruşmada fesih nedeni olarak öne sürülen hususların çelişki arz etmesi ve davacının iş akdinin feshinden hemen sonra aynı görev için bir başkasının işe alınmış olması" gerekçesi ile kötüniyet tazminatına hükmedilmiştir.
İşverenin davacının yerine başka işçi işe alması yada fesih nedeni konusunda çelişki içinde olması, fesihte kötüniyet anlamına gelmemekte olup bu hali ile, davalı işveren açısından, yukarıdaki ilke kararında açıklanan ve 4857 sayılı İş Kanununun 17. maddesinde belirtilen unsurları taşımayan kötüniyetli fesih olgusunun mevcut olmadığı, gözetilmeden, davanın reddi yerine yazılı gerekçe ile kabulüne karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 09/09/2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.