Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2016/14442 Esas 2018/4806 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/14442
Karar No: 2018/4806
Karar Tarihi: 14.05.2018

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2016/14442 Esas 2018/4806 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2016/14442 E.  ,  2018/4806 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi


    Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
    Hükmün, taraf vekillerince temyiz edilmesi davalı ... Tic A.Ş vekili tarafından duruşma talep edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan ve temyiz konusu hükme ilişkin dava, Hukuk Muhakemeleri Kanununun 369. maddesinde sayılı ve sınırlı olarak gösterilen hallerden hiçbirine uymadığından Yargıtay incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına ilişkin isteğin reddine karar verildikten sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
    K A R A R
    Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere, temyiz kapsamına ve sebeplerine göre, davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
    Dava, iş kazasın maluliyeti nedeniyle maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir.
    Mahkemece, 41.491TL maddi, 3.500,00TL manevi tazminatın, iş kazası tarihinden itibaren işleyecek yasal faizleriyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
    Dosya kapsamına göre, 03.05.2012 tarihli olayın SGK Başkanlığı tarafından iş kazası olarak kabul edildiği, davacıda %7 maluliyetin oluştuğu, Kurum tarafından geçici iş göremezlik ödemesinin yapıldığı; alınan kusur raporuna göre davalı işverenin %90, davacı işçinin %10 kusurlu kabul edildiği anlaşılmaktadır.
    Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi hükmüne göre hakimin, özel halleri göz önünde tutarak takdir edeceği tazminat tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek, tazminata benzer fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
    Hakimin, bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, bunun yanında olayın işverenin işçi sağlığı ve güvenliği önlemlerini yeterince almamasından kaynaklandığı da gözetilerek gelişen hukuktaki yaklaşıma da uygun olarak tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda manevi tazminatı takdir etmesi gerekir. ( HGK 23/06/2004, 13/291-370 )
    Bu ilkeler gözetildiğinde, davacı yararına hükmedilen manevi tazminat miktarlarının az olduğu ortadadır.
    O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilerek hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edenlerden davacıya iadesine, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edenlerden davalıya yükletilmesine, 14.05.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.






    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.