Abaküs Yazılım
18. Ceza Dairesi
Esas No: 2019/463
Karar No: 2019/4610
Karar Tarihi: 07.03.2019

Tehdit - kasten yaralama - hakaret - Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2019/463 Esas 2019/4610 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilen bu karar, tehdit, kasten yaralama ve hakaret suçlarından mahkum edilen bir sanığın temyiz başvurusuna ilişkindir. Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun kararına da referans veren kararda, sanığın tek bir fiil ile birden fazla farklı suç işlemiş olabileceği belirtilmiştir. Ancak, iddianamede belirtilen suçların vasfında yanılgıya düşüldüğü ve özel güvenlik görevlisi mağdurun kamu görevlisi sayılmak için gereken koşulların araştırılmadan hüküm kurulduğu ifade edilmiştir. Kararda ayrıca, iddianamenin konusunun dışına çıkılmaması gerektiği ve suçun hukuki niteliğinde değişiklik olması durumunda sanığa ek savunma hakkı tanınması gerektiği vurgulanmıştır. TCK'nın 53/4. maddesi ile ilgili hak yoksunluğu hükmünün uygulanamayacağı ve Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildiği belirtilmiştir. Kararda geçen kanun maddeleri ise şunlardır: 5188 sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanun, Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 225/1, 226 ve TCK'nın 53/1-b maddeleri.
18. Ceza Dairesi         2019/463 E.  ,  2019/4610 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇLAR : Tehdit, kasten yaralama, hakaret
    HÜKÜMLER : Mahkumiyet

    KARAR

    Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
    Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
    Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler, gerekçe içeriğine göre ve Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 2013/213 E. 2014/ 522 K. sayılı ilamında da belirtildiği üzere sanığın tek bir fiille birden fazla farklı suçun oluşmasına neden olması ihtimali bulunmakta olup, ceza adaletini sağlamak ve doğru sonuca ulaşabilmek amacıyla her iki suçtan kurulan hükümlerin temyiz incelemesinin birlikte yapılması gerekeceğinden, ceza miktarı itibarıyla kesin nitelikte olan kasten yaralama suçundan kurulan hükmün de temyizi kabil olduğu kabul edilerek yapılan incelemede, başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
    Ancak,
    1-Özel güvenlik görevlisi olarak çalışabilmek için 5188 sayılı Kanun’nun 10. maddesi uyarınca özel güvenlik eğitimini başarıyla tamamlamış olmak ve 11. maddesi uyarınca da Valilikten çalışma izni almak zorunlu olup, anılan Kanunun 23. maddesine göre özel güvenlik görevlisi mağdurun kendisine karşı işlenen suçlar nedeniyle kamu görevlisi sayılabilmesi için yukarıda açıklanan koşulları taşıması gerektiği anlaşıldığından, mağdurun bu koşulları taşıyıp taşımadığı araştırılmadan eksik kovuşturma ile hüküm kurulması,
    2- Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 24/01/2017 tarihli 2016/21-1065 esas ve 2017/27 sayılı kararında; hükmün konusu iddianamede gösterilen eylemdir. İddianamede açıklanan ve suç oluşturduğu ileri sürülen fiilin dışına çıkılması, diğer bir ifadeyle, davaya konu edilmeyen bir eylemden dolayı yargılama yapılması ve açılmayan davadan hüküm kurulması kanuna aykırıdır. Soruşturma evresinde elde ettiği kanıtlardan ulaştığı sonuca göre iddianameyi hazırlamakla görevli iddia makamı, düzenlenen iddianame ile CMK’nun 225/1 maddesi uyarınca kovuşturma aşamasının sınırlarını belirlemektedir.
    Ceza Muhakemesi Kanununun 226. maddesinde; “Sanık, suçun hukukî niteliğinin değişmesinden önce haber verilip de savunmasını yapabilecek bir hâlde bulundurulmadıkça, iddianamede kanunî unsurları gösterilen suçun değindiği kanun hükmünden başkasıyla mahkûm edilemez. Cezanın artırılmasını veya cezaya ek olarak güvenlik tedbirlerinin uygulanmasını gerektirecek hâller, ilk defa duruşma sırasında ortaya çıktığında aynı hüküm uygulanır. Ek savunma verilmesini gerektiren hâllerde istem üzerine sanığa ek savunmasını hazırlaması için süre verilir.Yukarıdaki fıkralarda yazılı bildirimler, varsa müdafie yapılır. Müdafii sanığa tanınan haklardan onun gibi yararlanır” hükmü getirilmiştir.
    Bu düzenlemeyle; iddianamede anlatılan eylemin değişmeyip, o eylemin hukuki niteliğinde değişiklik olmasını kanun koyucu anılan ilkeye aykırı görmemiş, bu gibi hallerde sanığa ek savunma hakkı verilerek değişen suç niteliğine göre bir hüküm kurulmasına imkan sağlamıştır. Bunun sonucu olarak mahkeme, eylemin hangi suçu oluşturacağına ilişkin nitelendirmede iddia ve savunmayla bağlı değildir. Öte yandan iddianameye konu edilen eylem bakımından iddianamede gösterilen suçtan beraat kararı verildikten sonra, aynı eyleme ilişkin olarak değişen suç vasfı doğrultusunda sanığa ek savunma hakkı tanınıp mahkûmiyet hükmü verilmesi de mümkün olmayacağı ifade edilmiştir.
    Bu açıklamalar ışığında; suça sürüklenen çocuk hakkında düzenlenen iddianamedeki anlatım göz önüne alındığında, katılan ...’un 5188 sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanunun 23/2. maddesi gereğince görevi sırasında kendisine karşı işlenen suçlar nedeniyle kamu görevlisi statüsünde bulunan özel güvenlik görevlisi sayılması halinde, olayın katılan ...’un görevi sırasında, sanığın eşinin aracının içeri girmesinin yasak olduğunu söyleyerek otoparka almaması nedeniyle ortaya çıkmış olması karşısında, yaralama ve tehdit eylemlerinin direnme suçunun cebir unsurunu oluşturdukları gözetilmeden, suçların vasfında yanılgıya düşülerek, görevi yaptırmamak için direnme yerine yaralama ve tehdit suçlarından hüküm kurulması,
    3- Kısa süreli hapis cezası ertelenen sanık hakkında, TCK"nın 53/4. maddesi uyarınca aynı maddenin birinci fıkrasındaki hak yoksunluklarına karar verilemeyeceğinin gözetilmemesi,
    4- TCK’nın 53/1-b maddesinde yer alan hak yoksunluğunun uygulanmasına ilişkin hükmün Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarihli ve 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı kararıyla iptal edilmesi nedeniyle uygulanma olanağının ortadan kalkması,
    Kanuna aykırı ve sanık ... müdafisinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnameye kısmen uygun olarak, HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yeniden yargılama yapılırken 1412 sayılı CMUK’nın 326/son maddesi gereğince kazanılmış hakkın saklı tutulmasına, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas mahkemesine gönderilmesine, 07/03/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi