Abaküs Yazılım
6. Daire
Esas No: 2019/1963
Karar No: 2021/10810
Karar Tarihi: 06.10.2021

Danıştay 6. Daire 2019/1963 Esas 2021/10810 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2019/1963
Karar No : 2021/10810

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : ... Odası
VEKİLİ : Av. ...
KARŞI TARAF (DAVALILAR) : 1- ... Büyükşehir Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. ...
2- ... Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. ...

İSTEMİN ÖZETİ : Ankara ili, Çankaya ilçesi, ... Mahallesi, ... ada, ... sayılı parseli için verilen ... tarih ve ... sayılı yapı ruhsatı ile bu ruhsatın dayanağı olan Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinin ... tarih ve... sayılı kararıyla onaylanan 1/5000 ölçekli nazım imar planı ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliğinin iptali istemiyle açılan 2577 sayılı Yasanın 15/1-b maddesi uyarınca ehliyet nedeniyle reddi, düzenleyici işleme yönelik kısmının ise 14/3-e ve 15/1-b maddesi uyarınca süre aşımı nedeniyle reddi yolundaki ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddine dair ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesince verilen ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı kararın, usul ve hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.

SAVUNMALARIN ÖZETİ:
... Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından; savunma verilmemiştir.
... Belediye Başkanlığı tarafından; temyiz edilen kararda bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, usul ve kanuna uygun olan kararın onanması gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ ...'IN DÜŞÜNCESİ: Dava, Ankara ili, Çankaya ilçesi, ... Mahallesi, ... ada, ... sayılı parseli için verilen ... tarih ve ... sayılı yapı ruhsatı ile bu ruhsatın dayanağı olan Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinin ... tarih ve ... sayılı kararıyla onaylanan 1/5000 ölçekli nazım imar planı ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliğinin iptali istemiyle açılmıştır.
Anayasanın Sosyal ve Ekonomik Haklar ve Ödevler arasında yer verdiği "Çevrenin korunması" hususu, hem herkes için "sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkını", hem de "çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek " ödevini tüm vatandaşlar için "hak ve ödev" olarak düzenlenmiş bulunmaktadır.
6235 sayılı Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Kanununun 2.maddesinde de, "...Mühendislik ve mimarlık mesleği mensuplarının, müşterek ihtiyaçlarını karşılamak, mesleki faaliyetlerini kolaylaştırmak, mesleğin genel menfaatlere uygun olarak gelişmesini sağlamak, meslek mensuplarının birbirleriyle ve halk ile olan ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni hakim kılmak üzere meslek disiplinini ve ahlakını korumak için gerekli gördüğü bütün teşebbüs ve faaliyetlerde bulunmak. Meslek ve menfaatleriyle ilgili işlerde resmi makamlarla işbirliği yaparak gerekli yardımlarda ve tekliflerde bulunmak, meslekle ilgili bütün mevzuatı normları, fenni şartnameleri incelemek ve bunlar hakkındaki görüş ve düşünceleri ilgililere bildirmektir." birliğin kuruluş amacları arasında sayılmış, 13. maddesinde; "Lüzum görülen yerlerde Birlik Umumi Heyeti karariyle (Türk mühendis ve mimarları odaları) açılabilir." hükmüne, 14. maddesinde; "Her ihtısas şubesi yalnız bir oda açar. İhtisas ve iştigal mevzuları ayrı olan mühendis ve mimarlar; ancak ihtısas veya iştigal mevzularının taallük ettiği odaya kaydolunurlar." hükmüne, 19. maddesinde ise; "Odalar, bu kanunun 2 nci maddesinde belirtilen amaç için Birlik Umumi Heyetince kararlaştırılan işlerden yalnız odalarını ilgilendiren kısımlar ile görevlidirler." hükmüne yer verilmiştir.
Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının idari işlemlere karşı kuruluş kanunlarında gösterilen amaçları doğrultusunda dava açma ehliyetleri bulunmaktadır.
Bu bağlamda, dava konusu ruhsata konu yapının Ankara'nın önemli vadilerinden olan İmrahor Vadisine cepheli olarak tasarlandığı, İmrahor Vadisinin Tuz Gölünden başlayarak devamında İncesu Deresinin Ankara Çayı ile birleşen vadi sisteminin içinde bir halka durumunda olduğu, planlama alanı sınırında orman alanının yer aldığı, plan kararlan ile 3 katlı konut kullanımlı alana yapılaşma koşulları ve plan notlarındaki gizli emsal artışları ile 27 katlı konut tasarımına elverecek imar hakları verildiği, bu durumun komşu parselde yer alan orman alanında yapılaşma baskısı yaratacağı, yapının çevresinde küçük parsellerde az yoğunluklu yapılaşmaların yer aldığı, böylesine bir kitlenin yalnızca ulaşım ve yola katılımda sorunlara sebep olmakla kalmayacağı, bulunduğu bölgeyi de olumsuz yönde etkileyeceği, dava konusu imar planlarıyla sosyal donalı dengesi bozulduğu, şehircilik ilkeleri ve planlama esaslarına aykırı olduğu, planlama kararının bütüncül olmayıp parsel bazında ele alınmasının birçok olumsuzluğa neden olduğu ileri sürülmesi nedeniyle davacı TMMOB Mimarlar Odası, dava konusu imar planlarına ve bu planların uygulanması niteliğinde olan yapı ruhsatına karşı dava açma ehliyetine sahiptir.
Öte yandan, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun "Dava açma süresi" başlıklı 7. maddesinin 4. fıkrasında: "İlanı gereken düzenleyici işlemlerde dava süresi, ilan tarihini izleyen günden itibaren başlar. Ancak bu işlemlerin uygulanması üzerine ilgililer, düzenleyici işlem veya uygulanan işlem yahut her ikisi aleyhine birden dava açabilirler. Düzenleyici işlemin iptal edilmemiş olması bu düzenlemeye dayalı işlemin iptaline engel olmaz." kuralı yer almıştır.
Buna göre, düzenleyici işlemlerin uygulanması üzerine ilgililerce dava açma süresi içerisinde düzenleyici işlem veya uygulanan işlem ya da her ikisinin birlikte dava konusu edilebilecektir.
Uyuşmazlığa konu yapı ruhsatlarının, 2577 sayılı Yasanın 7. maddesinin 4.fıkrası uyarınca, Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinin ... tarih ve ... sayılı kararıyla onaylanan 1/5000 ölçekli nazım imar planı ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliğinin uygulanması niteliğinde bir işlem olduğu açıktır.
Düzenleyici işlem niteliğinde olan dava konusu nazım ve uygulama imar planlarında yapılan değişikliklere karşı dava açma süresi, uygulama işlemi niteliğindeki dava konusu yapı ruhsatlarının verilmesi üzerine yeniden başlayacaktır.
Açıklanan nedenlerle, işin esası incelenmek suretiyle bir karar verilmesi gerekirken davanın yapı ruhsatlarına ilişkin kısmının ehliyet yönünden reddi, imar planlarına yönelik kısmının ise süre aşımı nedeniyle reddi yolunda idare mahkemesince verilen karara yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesince verilen kararın bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairelerince verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinde belirtilen nedenlerden birinin bulunması halinde mümkündür.
... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesince verilen ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı karar ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup bozulmasını gerektirecek bir sebep bulunmadığından, anılan kararın ONANMASINA, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de belirtilen İdari Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın kararı veren ilk derece Mahkemesine gönderilmesine 06/10/2021 tarihinde oyçokluğuyla kesin olarak karar verildi.

KARŞI OY (X): Dava, Ankara ili, Çankaya ilçesi, ... Mahallesi, ... ada, ... sayılı parseli için verilen ... tarih ve ... sayılı yapı ruhsatı ile bu ruhsatın dayanağı olan Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinin ... tarih ve ... sayılı kararıyla onaylanan 1/5000 ölçekli nazım imar planı ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliğinin iptali istemiyle açılmıştır.
Anayasanın Sosyal ve Ekonomik Haklar ve Ödevler arasında yer verdiği "Çevrenin korunması" hususu, hem herkes için "sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkını", hem de "çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek " ödevini tüm vatandaşlar için "hak ve ödev" olarak düzenlenmiş bulunmaktadır.
6235 sayılı Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Kanununun 2.maddesinde de, "...Mühendislik ve mimarlık mesleği mensuplarının, müşterek ihtiyaçlarını karşılamak, mesleki faaliyetlerini kolaylaştırmak, mesleğin genel menfaatlere uygun olarak gelişmesini sağlamak, meslek mensuplarının birbirleriyle ve halk ile olan ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni hakim kılmak üzere meslek disiplinini ve ahlakını korumak için gerekli gördüğü bütün teşebbüs ve faaliyetlerde bulunmak. Meslek ve menfaatleriyle ilgili işlerde resmi makamlarla işbirliği yaparak gerekli yardımlarda ve tekliflerde bulunmak, meslekle ilgili bütün mevzuatı normları, fenni şartnameleri incelemek ve bunlar hakkındaki görüş ve düşünceleri ilgililere bildirmektir." birliğin kuruluş amacları arasında sayılmış, 13. maddesinde; "Lüzum görülen yerlerde Birlik Umumi Heyeti karariyle (Türk mühendis ve mimarları odaları) açılabilir." hükmüne, 14. maddesinde; "Her ihtısas şubesi yalnız bir oda açar. İhtisas ve iştigal mevzuları ayrı olan mühendis ve mimarlar; ancak ihtısas veya iştigal mevzularının taallük ettiği odaya kaydolunurlar." hükmüne, 19. maddesinde ise; "Odalar, bu kanunun 2 nci maddesinde belirtilen amaç için Birlik Umumi Heyetince kararlaştırılan işlerden yalnız odalarını ilgilendiren kısımlar ile görevlidirler." hükmüne yer verilmiştir.
Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının idari işlemlere karşı kuruluş kanunlarında gösterilen amaçları doğrultusunda dava açma ehliyetleri bulunmaktadır.
Bu bağlamda, dava konusu ruhsata konu yapının Ankara'nın önemli vadilerinden olan İmrahor Vadisine cepheli olarak tasarlandığı, İmrahor Vadisinin Tuz Gölünden başlayarak devamında İncesu Deresinin Ankara Çayı ile birleşen vadi sisteminin içinde bir halka durumunda olduğu, planlama alanı sınırında orman alanının yer aldığı, plan kararlan ile 3 katlı konut kullanımlı alana yapılaşma koşulları ve plan notlarındaki gizli emsal artışları ile 27 katlı konut tasarımına elverecek imar hakları verildiği, bu durumun komşu parselde yer alan orman alanında yapılaşma baskısı yaratacağı, yapının çevresinde küçük parsellerde az yoğunluklu yapılaşmaların yer aldığı, böylesine bir kitlenin yalnızca ulaşım ve yola katılımda sorunlara sebep olmakla kalmayacağı, bulunduğu bölgeyi de olumsuz yönde etkileyeceği, dava konusu imar planlarıyla sosyal donalı dengesi bozulduğu, şehircilik ilkeleri ve planlama esaslarına aykırı olduğu, planlama kararının bütüncül olmayıp parsel bazında ele alınmasının birçok olumsuzluğa neden olduğu ileri sürülmesi nedeniyle davacı TMMOB Mimarlar Odası, dava konusu imar planlarına ve bu planların uygulanması niteliğinde olan yapı ruhsatına karşı dava açma ehliyetine sahiptir.
Öte yandan, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun "Dava açma süresi" başlıklı 7. maddesinin 4. fıkrasında: "İlanı gereken düzenleyici işlemlerde dava süresi, ilan tarihini izleyen günden itibaren başlar. Ancak bu işlemlerin uygulanması üzerine ilgililer, düzenleyici işlem veya uygulanan işlem yahut her ikisi aleyhine birden dava açabilirler. Düzenleyici işlemin iptal edilmemiş olması bu düzenlemeye dayalı işlemin iptaline engel olmaz." kuralı yer almıştır.
Buna göre, düzenleyici işlemlerin uygulanması üzerine ilgililerce dava açma süresi içerisinde düzenleyici işlem veya uygulanan işlem ya da her ikisinin birlikte dava konusu edilebilecektir.
Düzenleyici işlem niteliğinde olan dava konusu nazım ve uygulama imar planlarında yapılan değişikliklere karşı dava açma süresi, uygulama işlemi niteliğindeki dava konusu yapı ruhsatlarının verilmesi üzerine yeniden başlayacaktır.
Uyuşmazlığa konu yapı ruhsatlarının, 2577 sayılı Yasanın 7. maddesinin 4.fıkrası uyarınca, Çevre ve Şehircilik Bakanlığının ... tarih ve ... sayılı kararı ile resen onaylanan ve 05/12/2013 ve 03/01/2014 tarihleri arasında askıya çıkarılan 1/5000 ölçekli nazım imar planı ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliklerinin uygulanması niteliğinde bir işlem olduğundan, uygulama işlemi üzerine, dayanağı olan imar planlarına karşı açılan davanın süresinde açıldığının kabul edilmesi gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle, işin esası incelenmek suretiyle bir karar verilmesi gerekirken davanın yapı ruhsatlarına ilişkin kısmının ehliyet yönünden reddi, imar planlarına yönelik kısmının ise süre aşımı nedeniyle reddi yolunda idare mahkemesince verilen karara yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki kararın bozulması gerektiği oyuyla aksi yöndeki karara katılmıyorum.


Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi