Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/11375
Karar No: 2019/1112
Karar Tarihi: 11.02.2019

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/11375 Esas 2019/1112 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı, intifa hakkına elatmanın önlenmesi talebiyle davalıya dava açmıştır. Mahkeme, davacının dava açmakta haklı olduğuna karar vermiş, ancak davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına hükmetmiştir. Davacı vekili, yargılama giderleri ve vekalet ücreti yönünden temyiz etmiştir. Yüksek Mahkeme, davacının davayı açtığı tarihte haklı olduğu gerekçesiyle, yargılama giderlerini davalıya yükletmeyi ve vekalet ücretinin davacıya ödenmesini gerektiğini belirtmiştir. Kararda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 331. maddesi detaylı ve açıklayıcı bir şekilde yer almıştır. Ayrıca, Rekabet Kurulu'nun 2003/3 sayılı Dikey anlaşmalara ilişkin Gurup Muafiyeti Tebliği'nin 5. maddesinin (a) bendine göre, 5 yıldan uzun süreli veya belirsiz süreli bayilik sözleşmelerinin geçersiz olduğundan intifa hakkının da 5 yıl süreyle geçerli olduğu belirtilmiştir.
14. Hukuk Dairesi         2016/11375 E.  ,  2019/1112 K.

    "İçtihat Metni"

    14. Hukuk Dairesi
    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 20.12.2011 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi talebi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına dair verilen 29.04.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

    _ K A R A R _

    Dava, elatmanın önlenmesi istemine ilişkindir.
    Davacı; 1682 parsel sayılı taşınmazda 15.04.2008 tarihinden başlamak üzere 15 yıl süre ile 1683 parsel sayılı taşınmazda ise 19.09.2008 tarihinden başlamak üzere 20 yıl süre ile intifa hakkı sahibi olduğunu, intifa hakkını davalı ile yapılan 15.06.2008 tarihli bayilik sözleşmesi uyarınca kullandıklarını, bayilik sözleşmesinin feshedilmesine rağmen akaryakıt istasyonunun kendilerine teslim edilmediğini ileri sürerek intifa hakkına elatmanın önlenmesini ve akaryakıt istasyonunun kendilerine teslimini talep ve dava etmiştir.
    Davalı, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davanın kabulü ile taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin fesh olduğunun tespitine ayrıca 1682 parsel yönünden 15.04.2013, 1683 parsel yönünden ise 19.09.2013 tarihlerine kadar intifa hakkına elatmanın önlenmesine ilişkin verilen kararın taraf vekillerinin temyizi üzerine Dairemizin 17.06.2014 tarihli 2014/5106 E, 2014/8108 K sayılı ilamı ile ’’...Rekabet Kurulunun 2003/3 sayılı Dikey anlaşmalara ilişkin Gurup Muafiyeti Tebliğinin 5. maddesinin (a) bendi hükmü uyarıca 5 yıldan uzun süreli veya belirsiz süreli bayilik sözleşmeleri geçersiz olduğundan intifa hakkı da 5 yıl süre ile geçerlidir. Dava konusu taşınmazlarda davacı yararına 15.04.2008 ve 19.09.2008 tarihlerinde intifa hakkı tesis edilmiştir. Beş yıllık süre 1682 parsel yönünden 15.04.2013, 1683 parsel yönünden ise 19.09.2013 tarihlerinde dolmaktadır. Dava ise bu tarihlerden önce 20.12.2011 tarihinde açılmıştır. Davanın açıldığı tarih itibarıyla 5 yıllık grup muafiyeti süresi dolmadığından, grup muafiyet sürelerinin dolduğu tarihlere kadar intifa hakkına elatmanın önlenmesine karar verilmiş ve davanın açıldığı tarihte de davacı dava açmakta haklı ise de karar tarihinden sonra temyiz aşamasında davacının intifa hakkı süreleri dolduğundan davanın hukuki dayanağı ortadan kalkmıştır. Bu sebeple mahkemece belirtilen rekabet kurulu kararı dikkate alınarak ve davacının hükümde belirtilen intifa hakkı süreleri dolmasına göre konusuz kalan elatmanın önlenmesi talebi yönünden bir karar verilmesi gerekir. Bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir...’’ gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
    Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
    Hükmü, davacı vekili yargılama giderleri ve vekalet ücreti yönünden temyiz etmiştir.
    6100 sayılı HMK"nin 331. maddesinin 1. fıkrasına göre; “Davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkim, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmeder.”
    Somut olayda; davacı dava açtığı tarihte dava açmakta haklı olması nedeni ile, mahkemece, yargılama giderlerinin davalıya yükletilmesi, yine davacı lehine hüküm tarihinde yürürlükte olan A.A.Ü.T. uyarınca maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine hüküm kurulması gerekirken yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılması ve davalı lehine vekalet ücreti takdiri doğru görülmemiştir.
    Öte yandan vekalet ücretini düzenleyen hüküm sonucunun 6. bendinde davalı lehine vekalet ücreti takdir edildiği halde vekalet ücretinin yine davalıdan tahsiline ilişkin karar da kendi içinde çelişkilidir.
    Mahkemece, değinilen hususlar gözardı edilerek yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın bu nedenlerle bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
    11.02.2019 tarihinde oybirliği ile karar verilmiştir.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi