20. Hukuk Dairesi Esas No: 2019/5107 Karar No: 2019/6422 Karar Tarihi: 07.11.2019
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2019/5107 Esas 2019/6422 Karar Sayılı İlamı
20. Hukuk Dairesi 2019/5107 E. , 2019/6422 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi sıfatıyla) Devre mülk sözleşmesinin iptali, ödenen bedelin iadesi istemine ilişkin olarak açılan davada ....sıfatıyla) ile İstanbul 10. Tüketici Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile dosyada son karar bölge adliye mahkemelerinin faaliyete geçmesinden sonra verilmiş ise de iki farklı bölge adliye mahkemesinin yargı çevresinde kalan mahkemelerce karşılıklı olarak yetkisizlik kararı verilmiş olması ve 5235 sayılı Kanunun 36/3. maddesi gereğince bölge adliye mahkemeleri hukuk dairelerinin görevinin yargı çevresi içerisinde bulunan adlî yargı ilk derece hukuk mahkemeleri arasındaki yetki ve görev uyuşmazlıklarını çözmek olduğundan yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, taraflar arasında düzenlenen devre mülk sözleşmesinin iptali, ödenen bedelin iadesi ile tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. ...., davada, taşınmazın aynına ilişkin bir talep olarak tapu kaydının da iptali istenmiş olup; taşınmazın Yalova ili Termal ilçesinde bulunduğu anlaşılmıştır. HMK"nın 12. maddesi gereğince taşınmazın aynına ilişkin davaların taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinde görüleceğine ilişkin "kesin yetki" kuralının bulunduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. ... sıfatıyla) Mahkemesince ise devre mülk hakkı Kat Mülkiyeti Kanununda düzenlenen taşınmazın müşterek mülkiyet payına bağlı bir haktır. Sözleşmenin içeriği ve talep dikkate alındığında taşınmazın aynına ilişkin araştırma ve tartışmayı gerektirecek bir hususun bulunmadığı gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. Devre mülk hakkı Kat Mülkiyeti Kanununda düzenlenen taşınmazın müşterek mülkiyet payına bağlı bir haktır. Mevcut uyuşmazlığın tüketici mahkemelerinde görülmesi için davaya konu sözleşmenin resmi şekilde düzenlenmesi gerekli olmayıp, şekil şartına uyulup uyulmadığı hususunun tüketici mahkemesince tartışılarak bir karara varılması gerektiğinden, 6502 sayılı Kanun kapsamındaki uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 73/5. maddesinde tüketici davalarının tüketicinin yerleşim yerinin bağlı bulunduğu mahkemelerde de açılabileceği hükmü düzenlenmiştir. Somut olayda davacı, davalı ile aralarında yaptıkları devre mülk sözleşmesi ile devre mülk hissesini satın aldığını, sözleşme gereğince edemini yerine getirip tüm ödemeleri yaptığını, iddiasıyla devre mülk sözleşmesinin iptali, ödenen bedelin iadesi talep etmiş, ancak davacı, 12/07/2018 tarihli ilk celsede "...firmadan devre mülk satın alma sözleşmesi imzaladım satış bedeli olarak 14.500 TL ödedim firmadan herhangi bir hizmet almadım, tapu verilmesi için firmaya vekaletname vermiştim üzerime tapu kaydı yapılmıştır, ben sonuç olarak sözleşmenin iptal edilerek paramın iadesini ayrıca üzerimdeki tapu kaydının iptal edilerek önceki tapu sahibine iadesi yönünde tescil yapılmasına karar verilmesini talep ediyorum..." şeklinde beyanda bulunarak, tapu kaydının da iptalini de talep etmiştir. Dosya kapsamında dava konusu taşınmazın bulunduğu yerin ... " olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda uyuşmazlığın... sıfatıyla) Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri ve 5235 sayılı Kanunun 36/3. maddesi gereğince .... Mahkemesi sıfatıyla) Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 07/11/2019 gününde oy birliği ile karar verildi.