5. Ceza Dairesi Esas No: 2016/1665 Karar No: 2018/2126 Karar Tarihi: 26.03.2018
Tefecilik - Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2016/1665 Esas 2018/2126 Karar Sayılı İlamı
5. Ceza Dairesi 2016/1665 E. , 2018/2126 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Tefecilik HÜKÜM : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: 1-Her ne kadar gerekçeli karar başlığında ve duruşma tutanaklarının bir kısmında katılan olarak yer alan ...’in 21/01/2010 tarihli celsede katılma talebinin bulunmadığını beyan ettiği bu itibarla temyiz hak ve yetkisinin bulunmadığı nazara alındığında temyiz isteminin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMK’nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE, 2-Sanık hakkında katılana faiz karşılığı ödünç para vermek suretiyle tefecilik suçundan kamu davası açılmış ve mahkumiyetine karar verilmiş ise de; TCK"nın 241. maddesinde tanımlanan tefecilik suçunun oluşabilmesi için kazanç elde etmek amacıyla başkasına ödünç para verilmesinin gerektiği ancak sanığın savunmasında 2002 yılından beri katılan ile arkadaş olduklarını, maddi durumu iyi olmadığı için cep harçlığını, pazar parasını ve diğer ihtiyaçlarını karşıladığını belirtmesi, katılan tarafından dosyaya sunulan “bakkal, pazar parası,..” şeklinde ibareler içeren belgeden sanık ile katılan arasında konusu sadece para olmayan yardım niteliğinde ödemeler yapıldığının, bu ödemeler nedeniyle aralarında herhangi bir faiz anlaşması bulunmadığının anlaşılması, ayrıca katılan tarafından dosyaya ibraz edilen bila tarihli sözleşme başlıklı belge içeriğinde; sanıktan uzun yıllar içerisinde aldığı paranın toplamının 22.000,00 TL’nin altında veya üstünde olabileceğinin taraflarca kabul edilmesi, bu borca istinaden 25.000,00 TL meblağlı senet tanzim edildiği ve senedin teminat olarak verildiği ifadelerine yer verilmesi, vergi kaydı olmayan sanık hakkında yaptırılan kolluk araştırmasında tefecilik yaptığına ilişkin bir bilgiye rastlanmadığının bildirilmesi karşısında katılanın borç ve ödeme miktarına ilişkin aşamalardaki çelişkili beyanları ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; sanığın savunmasının aksine atılı suçu işlediğine dair mahkumiyetine yeterli, her türlü kuşkudan uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığından, şüpheden sanık yararlanır ilkesi gereğince yüklenen suçtan beraati yerine yanılgılı değerlendirme sonucunda yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi, 3-Kabule göre de; Kendisini vekille temsil ettiren katılan Hazine lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, Katılma isteminin olmadığını beyan eden müştekinin gerekçeli karar başlığında katılan olarak belirtilmesi, Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarih ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı, 24/11/2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren TCK"nın 53/1. maddesiyle ilgili iptal kararının yeniden değerlendirilmesi lüzumu, Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafii ve katılan Hazine vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 26/03/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.