12. Hukuk Dairesi Esas No: 2010/29993 Karar No: 2010/31107 Karar Tarihi: 23.12.2010
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2010/29993 Esas 2010/31107 Karar Sayılı İlamı
12. Hukuk Dairesi 2010/29993 E. , 2010/31107 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara 3. İcra Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 29/12/2009 NUMARASI : 2008/1150-2009/1771
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki her iki taraf vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü : 1- Tarafların iddia ve savunmalarına, dosya içeriğindeki bilgi ve belgelere ve kararın gerekçesine göre borçlu vekilinin temyiz itirazlarının REDDİNE, 2- Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde; Borçlu hakkında çeklere dayalı olarak kambiyo takibi yapılmaktadır. Borçlu yasal süre içerisinde; çeklerin kambiyo vasfında olmadığı ve imzalarında şirket yetkilisinin eli ürünü olmadığı itirazında bulunmuş, bilahare itiraz süresinin geçmesinden sonra, çek değişim sözleşmesi uyarınca bedelsiz kalan 2 adet çekinde takibe konulmuş olmasının da doğru olmadığı itirazını ilave etmiştir. TTK"nun 542.maddesi göndermesi ile uygulanması gereken aynı Kanunun 321.maddesine göre geçerli bir yönetim kurulu kararına dayanmaksızın temsilci tayin edilen kişilerin şirket adına yapacağı işlemler geçersiz olur. Zira, TTK"nun 539.maddesine göre atanan müdürler esas itibariyle ticari mümessil niteliğinde olduklarından bir başka kişiyi ticari mümessil tayin etme yetkisine haiz değillerdir. Ayrıca TTK"nun 545.maddesine göre de sözleşmede aksine hüküm olmadıkça ticari mümessiller ile bütün işletmeyi idare selahiyetine haiz olan ticari vekiller şirketi oluşturan ortaklar kurulu kararı ile tayin olunabilirler. Somut olayda şirket ortaklar kurulu kararı ile E.Ç."ın müdür olarak atandığı, senedi imzalayan ve bu müdür tarafından vekaletname ile yetki verilen K.K."na şirket ortaklar kurulu kararı ile verilmiş şirketi borçlandırma yetkisi bulunmadığı anlaşılmaktadır.Bu durumda mahkemece boçlu itirazının kabulü ile takibin iptaline karar verilmesi gerekirken aksine gerekçelerle yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olduğu gibi kabule göre de;08.11.2008 tarihli 23.000 Tl"lık ve 15.11.2008 tarihli 12.000 Tl"lık çekler içinde itirazın yukarıda ki nedenlerle kabulü ile takibin iptaline karar verilmesi gerekirken borçlunun süresinden sonra ileri sürdüğü çek değişim sözleşmesi uyarınca bedelsiz kalan 2 adet çekinde takibe konulmuş olması nedeniyle iptaline karar verilmiş olması da doğru görülmemiştir. SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 23.12.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.