9. Hukuk Dairesi 2011/23080 E. , 2013/21450 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA :Davacı, kıdem tazminatı, yıllık izin ücreti, hafta tatili ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalılar avukatları tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, davalı belediyenin park ve bahçeler işinde alt işveren işçisi olarak temizlik görevlisi sıfatıyla çalışırken haksız şekilde işten çıkarıldığını belirterek, kıdem tazminatı farkı, yıllık izin ücreti, hafta tatili ücreti ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesini istemiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalılar ... Belediyesi ve ... Şirketi vekilleri, davanın reddini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, akdin işverence feshedildiği ve fesih sırasında kıdem tazminatının kısmen ödendiği, davacının haftada 6 gün çalıştığı sonucuna varılarak, hafta tatili ücreti isteğinin reddine, diğer taleplerin kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davalılar temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Somut olayda davacı, dava dilekçesinde hafta tatili ücreti ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacakları için tek talep ile ve tatil ücreti adıyla 100,00 TL istemiştir.
Hafta tatili ücreti ve genel tatil ücreti alacakları mahiyetleri ve koşulları farklı olan ayrı türden işçilik alacaklarıdır. Mahkemece davacıya, dava dilekçesinde istediği tatil ücreti alacağından ne kadarının hafta tatili ücreti, ne kadarının genel tatil ücreti olduğu açıklattırılmadan hüküm kurulması hatalıdır.
3- Somut olayda davacı, dava dilekçesinde istediği alacak miktarlarını bilirkişi raporu doğrultusunda ıslah dilekçesi ile artırmış, ancak ıslah dilekçesinde faiz istememiştir.
Davalılar vekilleri, ıslahtan sonra yöntemince zamanaşımı def’inde bulunmuşlardır. Islahtan geriye doğru 5 yıl gidildiğinde zamanaşımına uğrayan alacaklar bulunmaktadır.
Mahkemece; HUMK.74 ve HMK.26. maddesine aykırı olarak ıslah ile artırılan alacak miktarlarına da faiz uygulanarak talebin aşılması, ayrıca hüküm altına alınan alacak miktarlarının net mi brüt mü olduğunun açıklanmayarak infazda tereddüte yol açacak şekilde hüküm kurulması, yine davalıların ıslahtan sonraki zamanaşımı def’ilerinin dikkate alınmaması hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine, 09.09.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.